17. Hukuk Dairesi 2013/3156 E. , 2014/1972 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 06/12/2012
NUMARASI : 2011/300-2012/542
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalıya S.. Oto Kasko Poliçesi ile sigortalı aracın tek taraflı olarak karıştığı trafik kazasında araç içinde yolcu olarak bulunan davacının eşi N..A.."in vefat ettiğini, poliçede manevi tazminat limiti bulunduğunu ileri sürerek, 15.000,00 TL. manevi tazminatın faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın 7.500,00 TL. manevi tazminat yönünden kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-)Dava, trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 96/1 maddesinde "Zarar görenlerin tazminat alacakları, sigorta sözleşmesinde öngörülen sigorta tutarından fazla ise zarar görenlerden her birinin sigortacıya karşı yöneltebileceği tazminat talebi, sigorta tutarının tazminat alacakları toplamına olan oranına göre indirime tabi tutulur." denilmiş, aynı maddenin 2. fıkrasında ise "Başka tazminat taleplerinin bulunduğunu bilmeksizin zarar görenlerin birine veya birkaçına kendilerine düşecek olandan daha fazla ödemede bulunan iyiniyetli sigortacı, yaptığı ödeme çerçevesinde, diğer zarar görenlere karşı da borcundan kurtulmuş sayılır." hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda; davacı vekili, poliçedeki manevi tazminat limitinin tamamı için dava açmış ise de; davalı vekili, cevap dilekçesinde sorumluluğun poliçe limitiyle geçerli olduğunu, kazada zarar gören şahısların zararlarını tevsik etmeleri halinde limit dahilinde ödeme yapılacağını savunmuş olup, dosya kapsamından İhtiyari Mali Mesuliyet Sigortası kapsamında olay başına 15.000,00 TL. limit dahilinde manevi tazminat klozu içeren ve davalıya S..Oto Kasko Poliçesi ile sigortalı aracın tek taraflı olarak karıştığı trafik kazasında birden fazla ölüm ve yaralanma olayı olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre, olay çoklu hasar olup manevi tazminat limiti itibariyle, başka başvurular olması halinde yukarıda açıklandığı üzere K.T.K.nun 96. maddesi uyarınca garame hesabı yapılması gerektiği de açıktır.
Mahkemece bu yönde bir araştırma ve inceleme yapılmış değildir.
O halde, mahkemece dava konusu kazayla ilgili olarak manevi tazminat teminatı kapsamında yapılan başka başvurular olup olmadığı hususu araştırılarak, varsa ilgili hasar dosyaları ile ödeme dekont ve makbuzları getirtildikten sonra, yukarıda açıklanan hususlar hep birlikte tartışıldıktan sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
2-)Kabule göre ve başka başvuru bulunmadığının tespiti halinde;
BK."nın 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı BK. md. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Dosya kapsamından, davalıya sigortalı araç sürücüsünün kusuruyla tek taraflı olarak karıştığı kazada davacının eşi olan ve araç içinde yolcu olarak bulunan müteveffanın kusurunun bulunmadığı açık olup, meydana gelen olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davalının sorumluluğun niteliği de göz önünde tutularak, davacı için olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşecek şekilde hak ve nesafet kuralları çerçevesinde (ve poliçe limiti dahilinde) daha yüksek manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan düşük manevi tazminata hükmedilmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ; Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 17.2.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.