17. Hukuk Dairesi 2014/953 E. , 2014/1971 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalının işleteni olup müvekkili şirkete trafik (...) sigortalı aracın dava dışı ehliyetsiz sürücü idaresinde iken sebebiyet verilen trafik kazasında, zarar gören 3.kişiye davacı tarafından tazminat ödendiğini ve davalıya rücu hakkı doğduğunu ileri sürerek, 6.962,00 TL.nın ödeme tarihinden itibaren işleyecek faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin aracı ... kiralama yoluyla dava dışı ... ."ne kiraya verdiğinden aracın işleteni olmadığını, davanın bu şirkete ihbarı ile reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere göre, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.4/2 maddesinde “Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene rücu edebilir” hükmü mevcut olup, davacı sigortacının söz konusu
davayı ancak kendisiyle sözleşme yapan akidine karşı açabilecek olmasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 475,60 TL peşin harcın onama harcına mahsubuna 17.2.2014 gününde Üye ... ve Üye ..."ın karşı oyları ve oyçokluğuyla karar verildi.
Somut uyuşmazlıkta; davacının ... sigortacısı, davalının da sigorta ettireni olduğu aracın dava dışı sürücü yönetiminde iken sebebiyet verdiği kazada karşı araç malikine ödenen 6.962,00 TL"nın ... genel şartlarının 4/c maddesi gereğince davalı sigortalıdan rücuen tahsili istemi ile dava açılmış,
Davalı vekili aracın dört yıl süreli kira sözleşmesi ile 3226 sayılı ... Kiralama Kanunu hükümlerine göre kiralandığını, olay tarihi itibariyle işleten sıfatının bulunmadığını, sigorta poliçesinin akidi olmadığını bildirerek davanın reddini savunmuş,
Yargılama sonucunda mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş,
Kararın davalı vekilince temyizi üzerine sayın çoğunluk görüşü doğrultusunda yerel mahkeme kararı onanmıştır.
Sayın çoğunluğun onama gerekçesine katılamıyoruz.
Uyuşmazlık taraflar arasında sözleşme ilişkisinin kurulup kurulmadığı noktasında toplanmaktadır.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan mülga 6762 sayılı TTK.1263 maddesine göre, sigorta sözleşmesi hiçbir şekle tabi tutulmamış ise de, sözleşme yapmaya ehil kişilerin karşılıklı ve birbirine uygun irade açıklamalarıyla sigorta sözleşmesinin kurulacağı kuşkusuzdur. Sözleşmenin yazılı bir belgeye bağlanması ancak ispat açısından önem taşır ve 6100 sayılı HMK.200 (mülga 1086 sayılı HUMK.288) maddesinde düzenlenmiş şekilde ispatı gerekir. Sigortacının TTK.1265 ve 1267 maddeleri uyarınca imzalı bir sigorta poliçesini belli bir süre içerisinde sigortalıya vermesi zorunludur. TTK.1265, 1267 ve 1295/1 maddeleri birlikte incelendiğinde sigorta şirketinin kendileri tarafından imzalanmış bulunan poliçenin bir örneğini sigortalının ikametgahına götürülerek ona vermek, dilerse bir suretini sigortalıya imzalattırarak almakla yükümlü olduğu görülecektir. (Y.11 H.D. 1.3.2010 gün 2008/11420E.,2010/22995K., 14.2.2011 gün 2010/2367E., 2011/1489K. sayılı kararları)
5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 11/3 maddesinde "sigorta şirketleri ve sigorta acenteleri tarafından gerek sözleşmenin kurulması, gerekse sözleşmenin devamı sırasında sigorta ettiren, lehtar ve sigortalıya yapılacak bilgilendirmeye ilişkin hususların yönetmelikte düzenleneceği" öngörülmüş,
Anılan yasa hükmüne dayanılarak Hazine Müsteşarlığınca çıkarılan ve 28.10.2007 günlü Resmi Gazetede yayınlanan Sigorta Sözleşmelerinde Bilgilendirmeye İlişkin Yönetmeliğin 5.maddesinde "Sigortacının bilgilendirme yükümlülüğünün sigortacı tarafından sigorta ettirene ve sigorta sözleşmesine taraf olmak isteyen kişilere karşı sözlü ve yazılı şekilde yerine getirileceği, bilgilendirmenin yazılı yapılmasının esas olduğu, sigortacının asgari bilgilendirmenin yapıldığını ispatla yükümlü bulunduğu, bilgilendirme yükümlülüğünün sigorta sözleşmesinin kurulmasından önce başlacağı ve sözleşmenin geçerli olduğu süre içinde de devam edeceği, sigortacının dürüstlük ilkeleri çerçevesinde davranmak, sigorta ettireni yanıltıcı her türlü hal ve davranıştan kaçınmak zorunda bulunduğu",
Yönetmeliğin 7.maddesinde "bilgilendirme yükümlülüğünün gereği gibi yerine getirilmemiş, bilgilendirme formu gereği gibi teslim edilmemiş veya bilgiler gerçeğe aykırı düzenlenmiş ise bu hallerden her hangi birinin sigorta ettirenin kararına etkili olmuş ise sigorta ettirenin sigorta sözleşmesini feshedebileceği ve uğradığı zararının tazminini de talep edebileceği",
Yönetmeliğin 8.maddesinde "bilgilendirme formu içeriğinden akdedilecek sözleşmeye ilişkin genel uyarılar, sözleşme ile verilen teminatlar, sözleşmeye eklenebilecek özel hükümler...vs. bulunacağı"
Yönetmeliğin 9.maddesinde "bilgilendirme formunun en az iki nüsha düzenlenerek sigortacı tarafından kaşelenip imzalandıktan sonra bir nüshasının sözleşmeye taraf olmak isteyen kişiye imza karşılığı verileceği, imzanın sigorta ettirenin sigorta sözleşmesi ve işleyişi hakkında bilgi sahibi olduğu hususunda aksi ispat edilebilir karine teşkil edeceği" öngörülmüştür.
Somut uyuşmazlığı dönüldüğünde;
Davacı, ... poliçesinin davalı tarafından düzenlendiğini iddia etmekte,
Davalı ise, uzun süreli kira sözleşmesi nedeni ile işleten olmadıklarını, poliçenin akidi bulunmadıklarını savunmaktadır.
TTK.1263 maddesi gereğince sigorta akitlerinin şekle tabi akitlerden olmaması, poliçenin sadece tarafların hak ve yükümlülüklerini gösteren bir ispat aracı olması karşısında özel şartın kasko poliçesi kapsamında bulunduğuna ilişkin savunmanın davalı tarafça 6100 sayılı HMK.200 (mülga 1086 sayılı HUMK.288)vd. maddesi uyarınca kesin delillerle ispatlanması gerekir.
Dosyaya mübrez tüm poliçe ve nüshaları davacı ... şirketince ibraz edilmiş olup, davalının savunmasında belirttiği gibi hiçbir poliçede davalı sigortalının imzası bulunmamaktadır.
... poliçesinin, Sigorta Sözleşmelerinde Bilgilendirmeye İlişkin Yönetmelik hükümlerine göre düzenlendiği konusunda sigortalının imzalarını içeren bilgilendiren formlarıda ibraz edilmiş değildir.
Bu durumda ispat külfeti kendisine düşen davacı ... şirketine ... poliçesinin davalı tarafca düzenlendiğine ilişkin savunmasını ispat zınmında, davalının
imzasını içeren poliçe aslını veya poliçenin yönetmelik hükümlerine uygun düzenlendiğine ilişkin davacının imzasını içeren bilgilendirme formunu ibraz etmesi,
Davalının poliçe akidi olduğuna ilişkin tüm kesin delillerini sunması,
Gerekirse davacı ... şirketi ile poliçeyi düzenleyen acentenin tüm ticari defter ve kayıtlarında poliçenin davalı tarafından düzenlenip düzenlenmediği konusunuda bilirkişi incelemesi yaptırılması, hasıl olacak sonuca göre karar verilmek üzere yerel mahkeme kararının bozulması gerekirken onanmasına ilişkin sayın çoğunluk görüşüne karşıyız.