Esas No: 2020/6656
Karar No: 2022/3817
Karar Tarihi: 17.05.2022
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2020/6656 Esas 2022/3817 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen bir davada, sanığa trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan hapis cezası verilmesi, ancak cezasının belirlenmesindeki yanlışlıklar nedeniyle mahkeme kararının bozulması istenmiştir. Kararda, sanığın bilgisi dışında bila tebliğ edilen bir tebligatın mahkeme tarafından geçerli kabul edilmesinin hatalı olduğu belirtilerek, temyiz itirazlarının yerinde olduğu sonucuna varılmıştır. Ayrıca, dosyanın yeniden değerlendirilmesi ve mahkûmiyet kararının sonuç cezasının dörtte bir oranında indirileceği Kanun maddesi hatırlatılmış, basit yargılama usulünün yarattığı hukuki belirsizlik nedeniyle Anayasa Mahkemesi'nin kararının uygulanacağına dikkat çekilmiştir.
TCK'nın 179/2, 62, 53/1-2-3. maddeleri
CMK'nın 231/11, 251/1, 251/3 maddeleri
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Trafik güvenliğini tehlikeye sokma
Hüküm : CMK'nın 231/11 maddesi gereğince hükmün açıklanması ile; TCK'nın 179/3 maddesi yollamasıyla 179/2, 62, 53/1-2-3. maddeleri gereği mahkumiyet
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık müdafii ve mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
İncelenen dosyada; sanığa yokluğunda verilen kararının tebliği için, sanığın 12/11/2015 tarihli talimat duruşmada savunması alınırken bildirdiği Aydın Kuşadası adresi esas alınarak bila tebliğ iade edilen tebligat bulunmadığı halde, anılan adres esas alınıp, doğrudan “Mernis Adresi” ibaresi ile çıkarılan ve merci tarafından Tebligat Kanununun 23/1-8 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümleri kapsamında şerh düşülmeyen tebligatın, 19/01/2016 tarihinde, dağıtıcı tarafından, kendiliğinden, muhatabın adresten taşındığından tebliğ imkansızlığı açıklaması ile birlikte Tebligat Kanununun 21/2. maddesi gereğince tebliğ edilmesi usulsüz olduğu gözetildiğinde, 12/02/2016 tarihli sanık müdafinin temyizin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
Sanığa isnat edilen eylemin, 5237 sayılı TCK'nın 179. maddesinin 2-3. fıkralarında düzenlenen ''trafik güvenliğini tehlikeye sokma'' suçuna ilişkin olduğu, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu için TCK'nın 179. maddesinin 2. fıkrasında temel ceza miktarının ''üç aydan iki yıla kadar hapis cezası'' olarak belirlendiği; 5271 sayılı CMK'nın, 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanun'un 24. maddesi ile başlığı ile birlikte yeniden düzenlenmiş olan ''Basit Yargılama Usulü'' başlıklı 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan; ''Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.'' şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanun'un geçici 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan ''01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz.'' şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19.08.2020 tarihli 31218 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 25.06.2020 tarihli ve 2020/16 Esas-2020/33 Karar sayılı ve 16.03.2021 tarihli 31425 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 14.01.2021 tarihli ve 2020/81 Esas-2021/4 Karar sayılı iptal kararları ile ''...kovuşturma evresine geçilmiş..., ...hükme bağlanmış...'' ibarelerinin, aynı bentte yer alan ''...basit yargılama usulü...'' yönünden Anayasa'ya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle;
Kovuşturma evresine geçilmiş veya hükme bağlanmış olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanun'un 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan kesinleşmiş hükümler haricindeki düzenlemelerin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanununda yapılan değişikliklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrasına göre; ''mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir.'' şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararlarının neticeleri itibariyle maddi ceza hukukuna ilişkin olduğunun ve CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrasında yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, TCK'nın 7. maddesi ile CMK'nın 251. maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle, sanık lehine olan uygulamanın belirlenerek yerine getirilmesi ve gereği için dosyanın, ''Basit Yargılama Usulü'' yönünden yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması;
Bozmayı gerektirmiş olup, mahalli Cumhuriyet savcısının ve sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı sair yönler incelenmeksizin 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 17/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.