21. Ceza Dairesi 2015/10179 E. , 2016/108 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Sanığa, 7201 sayılı Tebligat Kanununun 35. maddesi uyarınca yapılan tebligat usulsüz olduğundan temyizin süresinde olduğunun kabulü ile yapılan incelemede gereği görüşüldü:
I- Sanık hakkında dolandırıcılık suçundan kurulan hükme ilişkin incelemede;
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; sanığa yüklenen “dolandırıcılık" suçunun yasada gerektirdiği cezanın türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte ve sanık lehine olan 765 sayılı TCK’nun 102/4 ve 104/2. maddesinde öngörülen dava zamanaşımının, suç tarihten hüküm tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış ve sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, aynı Kanunun 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK"nun 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK’nun 223/8. maddeleri uyarınca isteme aykırı olarak DÜŞÜRÜLMESİNE,
II- Sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hükme ilişkin incelemede;
1-... Cumhuriyet Başsavcılığının 26.05.2005 tarihli iddianamesi ile sanığın .... Ltd. Şti. isimli şirketi kurarak piyasada temin ettiği çalıntı ve sahte çekleri kullanmaya başladığı, suça konu üç adet çeki ... şirketinin yetkilisi olan ..."na tahsil amaçlı olarak arkasını ciro ederek verdiği, çeklerin çalıntı ve sahte olduklarının tespit edilmesi üzerine sanığın işyerini kapatarak kaçtığının iddia ve kabul olunduğu, sanığın savunmasında suçlamayı kabul etmeyerek...İnşaat isimli şirketi kendisinin kurduğunu, ancak iddia edildiği gibi suça konu çekleri kendisinin düzenlemediğini, imza ve yazıların kendisine ait olmadığını, herhangi bir sözleşme imzalamadığını beyan ettiği, müşteki..."nun ise, ... isimli şirketin yetkilisi olduğunu, 2004 yılı Temmuz ayında ... isimli bir şahsın kendisini arayarak elinde müşteri çekleri olduğunu ve nakte çevirmek istediğini, söylediğini, bunun üzerine şirkette çalışan ..."i adı geçenin ..."nda bulunan... Tekstil isimli şirketine gönderdiğini, ...in burada ... isimli şahısla görüştüğünü, şirketin faal olduğuna dair müşteri bilgi formunu doldurduğunu, yapılan araştırma sonucunda ... tarafından verilen çek bedellerinin nakte çevrilerek factoring sözleşmesi imzalandığını, çeklerin günü geldiğinde ibraz edildiğini, çoğunluğunun çalıntı olduğunun tespit edildiğini ifade ettiği, 06.09.2004 tarihli teşhis tutanağında sanığın yetkilisi olduğu firmanın ticaret odası kayıtlarından sanığın fotoğrafı temin edilerek yapılan teşhis sonucu ..."in fotoğraftaki kişinin kendisini ... firması yetkilisi olarak tanıtan ... isimli şahıs olmadığını belirterek sanığı teşhis etmediği, suç tarihine yakın ticaret odası kayıtlı bulunan belgelerde basılı bulunan şirkete ait kaşe izleri ile suça konu çeklerin arkasında bulunan kaşe izleri arasında gerek görüntü gerekse adres ve vergi dairesi bilgileri ile çeklerin arkasında bulunan ve sanığa ait olduğu iddia edilen ciro imzaları ile ticaret odası kayıtlarında mevcut imzalar arasında gözle görülür şekilde farklılık gösterdiği anlaşılmakla, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi bakımından, sanığın teşhise yeter oranda mukayeseye esas imza ve yazı örnekleri usulünce temin edilerek dosya kapsamında mevcut sanığın imza ve yazılarını havi suçta kullanılan tüm belgeler (suça konu çekler, müşteri bilgi formu, factoring sözleşmesi vs.) üzerinde bulunan yazı ve imzaların sanığa aidiyeti hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiği gözetilmeden eksik araştırma sonucu yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
2- Kabul ve uygulamaya göre de;
Suça konu üç adet çekin, aynı hukuki ilişki karşılığında verilerek kullanılması eyleminin, suça konu sahte çek sayısınca ayrı ayrı ""resmi belgede sahtecilik"" suçlarını oluşturması mümkün olmadığı gibi, 5237 sayılı TCK"nun 43. maddesinde "değişik zamanlarda" denildiğinden, aynı anda işlenen eylemlerde zincirleme suça ilişkin hükümlerin uygulanma olanağı da bulunmadığı cihetle, değişik tarihlerde düzenlendiğine dair delil bulunmayan, çalıntı ve sahte oldukları tespit edilen suça konu çeklerin, dosya kapsamına göre aynı anda verilerek kullanıldığı anlaşılmakla, sanık hakkında tek bir ""resmi belgede sahtecilik"" suçundan hüküm kurularak, belge sayısı ve çeşitliliğinin TCK"nun 61. maddesi uyarınca ceza tayininde dikkate alınması gerekirken, yazılı şekilde sanığın üç kez cezalandırılmasına karar verilmesi,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı, 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 13.01.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.