MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

Davacı tarafından, davalılar aleyhine 22.04.2005 ve birleşen dosya için 23.09.2010 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 22.12.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, yüklenicinin temliki işlemine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davalı arsa sahipleri ... ve ... davanın reddini istemiş, davalı ... binanın ruhsatsız ve kaçak olduğunu, belediyenin yıkım kararı bulunduğunu, bu sebeple davayı kabul etmediğini beyan etmiştir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de verilen karar Dairemizin 05.10.2009 tarihli 2009/9057 Esas 2009/10370 Karar sayılı ilamı ile yüklenici ile arsa maliki zorunlu dava arkadaşı olup onun hakkında da dava açılması gerektiği belirtilerek bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyulmuş, davacılar tarafından yüklenici hakkında da dava açılmasından sonra eldeki dava ile birleştirilmiştir.
Davalı yüklenici, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hükmü arsa maliki olan davalılar temyiz etmiştir.
Arsa sahibi ile yüklenici arasında düzenlenen 30.04.1994 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince yüklenici kazanmış olduğu kişisel hakkını 01.04.1998 günlü satış vaadi sözleşmesi ile ve 23.07.2004 tarihli temlikname ile davacıya temlik etmiştir.
Davacı bu temlike dayanarak pay tescili talebinde bulunmuştur. Ancak dosya içerisindeki belge ve delillere göre inşaatın projeye aykırı şekilde yapıldığı bu nedenle Beyoğlu Belediye Encümeninin 15.02.1994 tarihli ve 223 sayılı kararı ile yıkılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde asıl olan yüklenicinin imar mevzuatına uygun bina yapmasıdır. Şayet bina yapımına inşaat ruhsatı alınmadan başlanmış veya alınmış olsa bile tasdikli plan ve projesine aykırı yapılmışsa, o inşaat uygulamadaki deyimiyle “kaçak inşaat”tır. Bu tür yapıların da 3194 sayılı İmar Kanununun 32. maddesi gereğince belediye encümeni veya il idare kurulu kararını müteakip belediye veya valilikçe yıkılması gerekir.
Arsa maliki ile davacı arasında pay devri ve tescilini gerektiren bir sözleşme ilişkisi de bulunmamaktadır. Borçlar Kanununun 81. maddesi gereğince kendi edimlerini yerine getirmeyen yüklenici veya aynı yasanın 162. vd. maddelerine göre ondan şahsi hakkını temlik alan (davacı üçüncü kişi) karşı edimin ifasını (arsa payının devrini) isteyemeyeceğinden, davanın reddi gerekirken kabulü doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 22.05.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.