MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

TÜRK MİLLETİ ADINA


Davacı, emekli aylığı iptal kararının iptaline, emekli aylığı iptal tarihine kadar yapılan bütün emekli maaşı aylık ödemelerinin 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunun 96.maddesine istinaden hazırlanan fazla veya Yersiz Ödemelerin Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre geri ödenmesi talebine ilişkin kararın iptaline, emekli aylığı iptal kararıyla beraber ödenmesine son verilen emekli aylığının, iptal kararından itibaren ödenmeyen tüm aylara ait emekli aylığı ödemelerinin ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.

KARAR

Dava, davacının yaşlılık aylığının iptaline ve ödenen aylıkların iadesine ilişkin davalı Kurum işleminin iptali ile yaşlılık aylıklarının ödenmesinin devamına karar verilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyulup, davanın reddine karar verilmiştir.
Bozmaya uyulduğu halde, bozma gerekleri yerine getirilmemiştir. 9.5.1960 gün ve 21/9 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bozma kararına uyan mahkeme artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır.
Mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen 18/02/2016 tarihli kararda Dairemizin 22/01/2018 tarih ve 2016/7105 esas, 2018/316 karar sayılı ilamı ile "....davacının fiili çalışmaya dayanmadığı anlaşılan hizmetlerinin iptalinin sonucunda prim ödeme gün sayısının değişmesi sebebi ile 506 sayılı Yasa kapsamında tahsis edilen yaşlılık aylığının da iptalinin gerektiği anlaşılmış olmakla birlikte tahsis talep tarihi itibariyle davacının Bağ-Kur aylık koşullarının (kısmi/tam) oluşup oluşmadığının araştırılıp hükümde irdelenmemiş olması, eğer tahsis talep tarihi olan 30.11.2012 tarihi itibariyle Bağ-Kur yaşlılık aylığına hak kazanması söz konusu ise davacının davalı Kuruma borçlu olduğu aylık tutarının da her iki aylık arasındaki fark kadar olacağı, 5510 sayılı Yasa"nın 96.maddesi gereğince yapılacak değerlendirmede bu hususun da göz önünde bulundurulması gerektiği “ gerekçesi ile bozulduğu ancak bozma ilamı doğrultusunda gerekli araştırma yapılmaksızın sonuca gidildiği anlaşılmaktadır.

Somut olayda, davacının fiili çalışmaya dayanmadığı gerekçesiyle hizmetlerinin iptal edildiği ve sonucunda prim ödeme gün sayısının değişmesi sebebi ile 506 sayılı Yasa kapsamında tahsis edilen yaşlılık aylığının da iptalinin gerektiği anlaşılmıştır. Tahsis talep tarihi itibariyle davacının Bağ-Kur aylık koşullarının (kısmi/tam) oluşup oluşmadığı değerlendirilmeden, kurum yazısı gerekçe gösterilerek sonuca gidilmesi hatalıdır.
Yapılacak iş; davacının 30/11/2012 tahsis talep tarihi itibariyle, Bağ-Kur aylık koşullarının (kısmi/tam) oluşup oluşmadığının, Bağ-Kur yaşlılık aylığına hak kazanması söz konusu ise davacının davalı Kuruma borçlu olduğu aylık tutarı ile her iki aylık arasındaki fark tutarının belirlenmesi için bilirkişi raporu almak ve 5510 sayılı yasanın 96.madde hükmü değerlendirerek sonuca göre karar vermekten ibarettir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 09/09/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.