10. Hukuk Dairesi 2015/16517 E. , 2015/20475 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : Manisa 3. İş Mahkemesi
Tarihi : 04.06.2015
No : 2014/79-2015/186
Dava, hizmet süresinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkeme, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı K.... ve O.... G.... M.... avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerekçelere göre, davalı taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-506 sayılı Kanunun 60/G maddesinde "bu maddenin uygulanmasında; 18 yaşından önce malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olanların sigortalılık süresi, 18 yaşını doldurdukları tarihte başlamış kabul edilir. Ancak bu tarihten önceki süreler için ödenen malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primleri, prim ödeme gün sayılarının hesabına dahil edilir" hükmünün öngörülmesine, yasadaki "malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olanlar" sözcüklerinin sigortalılar yararına bir yorumla, tabi olması gerekenleri de kapsadığının kabulü gerekmesine, aynı yasanın geçici 54. maddesi kapsamında 01/04/1981 tarihinden önce malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tescilli bulunmayan davacının sigortalılık başlangıcının 18 yaşın ikmal edildiği tarih olarak hükmün infazı sırasında, Sosyal Güvenlik Kurumunca gözetilmesinin mümkün bulunmasına ve özellikle davacının sigortalılık başlangıcının tespitine yönelik bir talebinin olmadığı anlaşılmakla bu husus bozma nedeni sayılmamıştır
3-6552 sayılı Kanunun 11.09.2014 günü yürürlüğe giren 64. maddesiyle 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun 7. maddesine eklenen 4. fıkrada, hizmet akdine tabi çalışmaları nedeniyle zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti talebi ile işveren aleyhine açılan davalarda, davanın Kuruma re"sen ihbar edileceği, ihbar üzerine davaya davalı yanında fer"î müdahil olarak katılan Kurum"un, yanında katıldığı taraf başvurmasa dahi kanun yoluna başvurabileceği belirtilmiştir.
6552 sayılı Kanun ile ilgili olarak öncesinde Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulan hükümet teklifinde, söz konusu düzenleme 54. madde olarak yer almış, izleyen 55. maddede “5521 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.” denildikten sonra “7"nci maddeye bu Kanunla eklenen dördüncü fıkra hükmü, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış olan davalarda da uygulanır.” hükmü Geçici 3. madde olarak öngörülmüş, ancak yasalaşma aşamasında anılan Geçici madde çıkarılıp 6552 sayılı Kanunda bu türden düzenlemeye yer verilmemiştir.
Diğer taraftan, 5521 sayılı Kanunun 15. maddesinde, bu Kanunda açıklık bulunmayan durumlarda Hukuk Muhakemeleri Usûlü Kanunu hükümlerinin uygulanacağı, 01.10.2011 günü yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 66. maddesinde, üçüncü kişinin, davayı kazanmasında hukuki yararı bulunan taraf yanında ve ona yardımcı olmak amacıyla, tahkikat sona erinceye kadar, fer’î müdahil olarak davada yer alabileceği, 447/2. maddesinde, mevzuatta, yürürlükten kaldırılan 1086 sayılı Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanununa yapılan yollamaların, Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun bu hükümlerin karşılığını oluşturan maddelerine yapılmış sayılacağı, 448. maddesinde, bu Kanun hükümlerinin, tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhâl uygulanacağı açıklanmıştır.
Şu durumda, hizmet tespiti davalarında kurumun fer"î müdahilliğine ilişkin hükmün geçmişe yürütüleceği yönündeki düzenlemenin kanun koyucu tarafından benimsenmemiş olması, ayrıca ve özellikle yukarıda değinilen 448. madde kapsamında, Kurum bakımından taraf oluşumu gerçekleştiğinden tamamlanmamış işlemden söz edilemeyeceğinin de belirgin bulunması karşısında 5521 sayılı Kanunun 7. maddesine eklenen 4. fıkranın 11.09.2014 tarihinden önce açılan davalarda uygulanamayacağı açıktır.
6100 sayılı HMK"nun “yargılama giderlerinin kapsamı” başlığını taşıyan 323. maddesinde yargılama giderlerinin hangi kalemleri kapsadığı tek tek sayılmış, “yargılama giderlerinden sorumluluk” başlığını taşıyan 326. maddede “kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği,” “yargılama giderlerine hükmedilmesi” başlığını taşıyan 332. maddesinde ise “yargılama giderlerine, mahkemece re"sen hükmedileceği, yargılama gideri , tutarı, hangi tarafa ve hangi oranda yükletildiği ve dökümün hüküm altında gösterileceği,” hüküm altına alınmıştır.
Eldeki davada, Mahkemenin hizmet tespitine ilişkin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.Yukarıdaki ilkeler ışığında 11.09.2014 tarihinden önce açılan ve taraf teşkili tamamlanan davada, Kurumun fer"î müdahil olarak kabul edilemeyeceği gözetilmeksizin, gerekçeli karar başlığında Kurum"un sıfatının feri müdahil olarak yazılması, yargılama giderinden Kurum"un diğer davalı ile birlikte müteselsilen sorumlu tutulmamış olması, davanın Orman Genel Müdürlüğü"ne karşı açılmış olmasına rağmen, karar başlığında taraf sıfatı bulunmayan Orman İşletme Müdürlüğü yazılması, usûl ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki, bu yanlışlıkların giderilmesi, yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanununun 436. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: 1- Karar başlığında a-“Fer"î Müdahil” olarak yer alan Kurum sıfatının “davalı” olarak değiştirilmesine, b-"O.... İ.... M.... " olarak yer alan davalı sıfatının “Orman Genel Müdürlüğü ” olarak değiştirilmesine ,
2-Hüküm fıkrasının dördüncü bendinde yer alan "davalı "kelimesinin silinerek yerine "davalılardan müştereken ve müteselsilen "ibaresinin yazılmasına ve hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 24.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.