3. Hukuk Dairesi 2020/4899 E. , 2020/7726 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalıyla gayrimenkul satışına ilişkin sözleşme yapıldığını ve bu sözleşmeye göre davalının bakiye 745.000 TL borcunun kaldığını, davalı tarafından bakiye borcun ödenmediğini ve bedelin tahsili için başlatılan takibe de itiraz edildiğini belirterek; haksız itirazın iptali ile takibin devamına, %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, sözleşmedeki imzanın kendisine ait olmadığını ve tapu devrinde tüm bedelin ödenmiş olduğu hususunun belirtildiğini savunarak, davanın reddini ve davacı aleyhine %20 den aşağı olmak üzere icrainkar tazminatına hükmedilmesini dilemiştir.
Bozma ilamı öncesinde; Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddine, karar verilmiş; hükmün, davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine, kapatılan Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 18/01/2017 tarihli 2016/24820 esas-2017/206 karar sayılı ilamı ile ‘---Tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde, ilk aldırılan Ali Tıp Kurumu Başkanlığı"nın raporuyla, hükme esas alınan ikinci rapor arasında çelişki olduğu açıktır. Hal böyle olunca, mahkemece, bilirkişi raporları arasındaki çelişkiyi giderici, bu konuda rapor düzenlemeye ehil ve donanımlı farklı bilirkişi heyetinden, belge altındaki imzanın davalıya ait olup olmadığı hususunda, nedenlerini açıklayıcı, taraf, Mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak, sonucuna göre karar verilmesi’ gerekçesiyle anılan kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda’--- bozma ilamı doğrultusunda dosya kapsamında bulunan raporlar arasındaki çelişkinin giderildiği, uzman bilirkişi raporları ile dava konusu "Anlaşma " başlıklı belge altındaki imzanın davalının eli ürünü olduğunun tespit edilemediği, dolayısı ile davacı tarafın davasını ispat edemediği‘ gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
1- HMK"nın 266.maddesi hükmüne göre; çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Her hâlde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerekir. Bilirkişi raporu, kural olarak hâkimi bağlamaz. Hâkim, raporu serbestçe takdir eder. Hâkim, raporu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabilir. Bilirkişi raporları arasında çelişki varsa hâkim çelişkiyi gidermeden karar veremez.
HMK’nın 281. maddesinde, tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği açıklanmıştır.
Somut olayda; bozma öncesinde iki ayrı bilirkişi heyetinden raporlar alındığı, ilk olarak Adli Tıp Fizik İhtisas Dairesinin raporunda; ‘İnceleme konusu 27/02/2013 tarihli "Anlaşma" başlıklı belgede ..."a atfen atılı imza ile ..."ın dosyada mevcut imza örnekleri arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından aynı el ürünü olduklarını gösterir nitelik ve yeterlilikte bulgu saptanmadığı,’, belirtilmiş iken, ikinci heyetten alınan raporda; ‘davalı şahsın elinden çıktığı’ kanaatine varıldığının bildirildiği anlaşılmıştır. Bozmadan sonra bozma ilamı doğrultusunda rapor düzenlemek üzere görevlendirilen Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Bölümünden üç kişilik bilirkişi heyetinden alınmış olan 16.03.2018 tarihli raporda ise; ‘ -----dosyada bulunan imza örneklerinin genel olarak bir düzen ve tutarlılık göstermediği tespit edildiği için, inceleme konusu anlaşma belgesi altındaki imzanın ... " ın eli ürünü olup olmadığı yönünde kesin net bir kanıya varılamadığı’ yönünde görüş bildirmiş, olup davacı tarafın rapora itirazları karşılanmaksızın söz konusu rapor esas alınmak suretiyle hüküm tesis edilmiştir.
Bu durumda, dosya kapsamında bozmadan önce alınan bilirkişi raporları arasında çelişki bulunmakla, bozma sonrası raporlar arasındaki çelişkiyi gidermeyen ve davacı tarafça itiraza uğrayan bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
Hâl böyle olunca mahkemece; bozmadan önceki bilirkişi raporları arasındaki çelişkiyi giderecek şekilde, önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi heyetinden, ayrıntılı ve denetime elverişli rapor alınarak hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken birbiriyle çelişen raporlar arasındaki çelişki giderilmeden, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
2- Bozma nedenine göre tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/12/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.