Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/1709
Karar No: 2019/3203

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2018/1709 Esas 2019/3203 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2018/1709 E.  ,  2019/3203 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 14. HUKUK DAİRESİ


    TÜRK MİLLETİ ADINA


    Taraflar arasında görülen davada İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 02/02/2017 tarih ve 2016/267 E. - 2017/78 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesince verilen 18/01/2018 tarih ve 2017/739-2018/48 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin ortağı ve yönetim kurulu üyesi olduğunu, şirket genel kurulunun 31.10.2012 tarihinde aldığı kararla, müvekkilinin ibra edilmemesine karar verdiğini, anılan genel kurul kararının iptali için açılan davanın kabulüne karar verildiğini ve söz konusu ibra edilmeme kararının dürüstlük kurallarına aykırı olduğu için iptal edildiğini, iptal kararının ardından müvekkili aleyhine bir sorumluluk davası açılmamakla birlikte 2010 ve 2011 yıllarına ilişkin ibra edilme kararının da alınmadığını ileri sürerek, müvekkilinin davalı şirket adına 2010 ve 2011 yıllarında yapılan tüm işlemlere ilişkin sorumlu olmadığının tespiti ile ibrasına karar verilmesini istemiştir.
    Davalı vekili, davacının işbu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
    İlk derece mahkemesince, iddia, savunma ve bilirkişi raporu doğrultusunda, hükmen ibra davası açılabilmesi için öncelikle genel kuruldan ibra talebinde bulunulması ve bu talebin genel kurulca karşılıksız bırakılması veya reddedilmesi gerektiği, ancak, genel kurula yönelik bu talebin bir dava şartı olarak değerlendirilemeyeceği, genel kurula yönelik olarak zikredilen nitelikte bir talepte bulunulmasının imkansız ve anlamsız olduğu hallerde şirket yönetim kurulu üyesinin doğrudan ibra davası açabileceğinin kabulü gerektiği, somut olayda, davalı şirketin 2010 - 2011 hesap dönemine ilişkin olarak davacının sorumsuzluğuna itirazı bulunmadığından, davacı yanın genel kurula ibra talebinde bulunmasının anlamsız olduğu, ancak, davacının ibrası ile ilgili 30/12/2012 tarihli karara olumsuz oy kullanan pay sahiplerinin TTK’nın 558. maddesi gereğince 6 aylık hak düşürücü süre içerisinde dava açmadıkları, yine TTK’nın 560. maddesi gereğince davacı aleyhine sorumluluk davası açılabilmesi için öngörülen zamanaşımı süresinin dolduğu, gelinen aşamada davacı aleyhine herhangi bir dava açılması riskinin bulunmadığı, belirtilen sebeplerle davacının işbu davayı ikame etmekte hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
    İstinaf mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
    Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 29/04/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi