16. Hukuk Dairesi 2013/2814 E. , 2013/3077 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KULLANIM KADASTROSU
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sırasında Çengeldere Mahallesi çalışma alanında bulunan 1422 ada 1 ve 1423 ada 5 parsel sayılı 3084.73 ve 569.30 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı ve 1422 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 50 yıldan beri ... evlatları ... ve ..."in müştereken kullanımlarında olduğu, 1423 ada 5 parsel sayılı taşınmaz ile üzerindeki 1 katlı kargir evin ise 20 yıldan beri ... oğlu ..."in fiili kullanımında olduğuna dair şerhler verilerek bahçe niteliği ile Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı ... ve arkadaşları çekişmeli taşınmazların ortak muristen kaldığı iddiasıyla adlarına zilyetlik şerhi verilmesi istemi ile dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine ve çekişmeli taşınmazların tespit gibi tesciline ve beyanlar hanesinin aynen bırakılmasına karar verilmiş; hüküm, davacı ... ve arkadaşları vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazların uzun yıllardır sadece davalıların zilyetliğinde bulunduğu gerekçesiyle davanın reddi yönünde hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Çekişmeli taşınmazların öncesinde tarafların ortak murisi ... ...’e ait olduğu hususunda uyuşmazlık yoktur. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, ortak murisin ölümünden sonra mirasçılar arasında usulüne uygun olarak taksim edilip edilmediği başka bir ifade ile fiili kullanımın tereke adına olup olmadığında toplanmaktadır. Mahkemece, taksim konusunda yapılan araştırma yetersiz olup, bu tür eksik ve yetersiz soruşturmaya dayanılarak karar verilemez. Doğru sonuca varılabilmesi için tarafların bildirdikleri ve bildirecekleri tüm deliller toplanmalı, gerektiğinde taraflar arasındaki mirasçılık ilişkisini ve paylaşma olgusunu bilebilecek aynı yerdeki şahıslar arasından mahalli bilirkişi araştırması yapılarak ve bu yönde taraflara tanık bildirme imkanı verilerek mahallinde yeniden keşif icra edilmelidir. Keşif sırasında yerel bilirkişiler, tespit bilirkişileri ve tarafların bildirdikleri ya da bildirecekleri tüm tanıklar ayrı ayrı dinlenilip bu şahıslardan çekişmeli taşınmazların ortak murisin ölümünden sonra taksime tabi tutulup tutulmadığı, taksime tabi tutulmuş ise kime isabet ettiği, davalı tarafa isabet etmiş ise diğer mirasçılara ne verildiği, taşınmaz verilmiş ise nereden verildiği ve diğer mirasçılara verilen taşınmazların akıbetlerinin ne olduğu, taşınmazların kim tarafından ne suretle kullanıldığı ve ayrıca uzun süredir davalılar tarafından zilyet olunmasının da nedenleri etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, tespite aykırı sonuca varıldığı takdirde tespit bilirkişilerin beyanlarına başvurulmalı, mirasçılık ilişkisinin devam ettiği ve taksimin yapıldığı davalı tarafça kanıtlanmadığı sürece, fiili kullanımın tereke adına olduğu hususu göz önünde bulundurulmalı, toplanan ve toplanacak tüm deliller değerlendirilip sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Belirtilen şekilde araştırma ve inceleme yapılmadan yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 04.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.