21. Hukuk Dairesi 2018/5870 E. , 2019/4863 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
KARAR
Davacı, davalı işyerinde 25/09/1999 ile 29/07/2009 tarihleri arasında kesintisiz olarak en son aylık 3.500 TL ücretle çalıştığını belirterek kuruma bildirilmeyen hizmetlerinin tespitini talep etmiştir.
Mahkemenin davanın kısmen kabulüne ilişkin 08/09/2015 tarihli 2009/762 Esas, 2015/239 Karar sayılı kararının, hem hizmet tespiti istemi açısından hem de prime esas kazanç tespiti açısından eksik inceleme ve araştırma ile karar verildiği belirtilerek Dairemizin 24/10/2016 günlü 2015/19612 Esas sayılı ilamı ile bozulması üzerine, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonrası,davacının hizmet tespiti davasının kabulü ile davacının davalı şirkette 25/09/1999-20/07/2009 tarihleri arasında kesintisiz olarak çalıştığının tespitine,eksik gösterilen 1545 gün için toplam 62.678,99 TL ücret miktarının olduğunun tespitine,sigortalı gösterilen kısımların dışlanmasına,diğer hizmetleri ile birleştirilmesine,davacının ... şirketinde fiilen çalışması olmadığından ... sicil numaralı işyerinde sigortalı gösterilen 15/05/2004-20/07/2005 döneminin iptaline karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 25/09/1999-18/05/2000, 30/11/2001-15/03/2003 ve 19/02/2005-20/07/2009 tarihleri arasında davalı işyerinden, 15/05/2004-20/01/2005 tarihleri arasında dava dışı 1027536 sicil numaralı ... şirketinden asgari ücret üzerinden çalışmalarının bildirildiği, Dairemizin bozma kararından önce dinlenen tanıkların dönem bordrolarında 2006 sonrasında kayıtlı olup kendileri işe girdiğinde ve ayrıldığında davacının çalışmaya devam ettiğini,kesintisiz çalıştığını beyan ettiği, bozma ilamından sonra yapılan yargılamada dinlenen uyuşmazlık konusu dönemin tamamında kayıtlı bordro tanıklarının, davacının bir kaç kez işe girip çıktığını belirttiği, temmuz 2009 ayına ilişkin ücret bordrosunun dosyada olup ,bunun dışında ücret bordrosu bulunmadığı, ilgili makama hitaben düzenlenen 01/02/2008 tarihli belgede davacının aylık net 3500 TL maaş aldığı ,maaşında haciz bulunmadığı belirtildiği ,Adli Tıp Kurumu tarafından işe giriş bildirgeleri üzerinde yapılan incelemede imzaların davacı eli ürünü olmadığının belirlendiği anlaşılmaktadır.
Davacı, Mahkeme tarafından kabul edilen dönemde davalı işyerinde kesintisiz çalıştığını iddia etmektedir. Ancak 15/05/2004-20/01/2005 tarihleri arasında dava dışı 1027536 sicil numaralı ... şirketinden bir kısım hizmetleri bildirilmiş,davacının 03/02/2012 tarihli celsede “8-9 aylık bir süre davalı işyerinden ayrılarak dava dışı ... şirketinde sigortalı göründüm. Ama fiili çalışmam davalı şirkette devam ediyordu. Kendi aracımı C2 belgesini doldurmak için ... şirketi adına aldığımdan beni ... şirketinde sigortalı gösterdiler” şeklindeki beyanı ile, mahkemece bu işyerinden davacı adına yapılan bildirimlerin fiili olmadığı gerekçesiyle , davacının ... şirketinde sigortalı gösterilen 15/05/2004-20/07/2005 döneminin iptaline karar verilmiş, davacının iptal edilen bu sürelerde de davalı işveren yanında çalıştığı kabul edilerek eksik bildirilen hizmeti tespit edilmiştir. Ancak, ... sicil numaralı dava dışı işyerinin 2004/5-2005/1 dönem bordroları dosyada olduğu halde ,iptal edilen bu hizmetler bakımından dava dışı işyerinden bordro tanığı dinlenmediği,bu işverenin davaya dahil edilmediği ya da davacıya bu hizmetlerin iptali bakımından dava açmak üzere süre verilmediği anlaşılmaktadır.
Davacının 15/12/2009 tarihli hizmet cetvelinde ,davalı işyerinden 2007/3-2008/9 dönemi boyunca ayda 15 gün üzerinden prim gün sayısı bildirildiğinin görüldüğü,Kurumun 23/06/2009 tarihli yazısı ile “2007/7-2009/3 aylar arası eksik gün bildirim formu vermediği halde davacının da içinde bulunduğu 9 işçi için ayda 15 gün hizmet bildirildiğini, 30 güne tamamlayacak şekilde vermezse resen aylık prim belgesi düzenleneceğini” davalı işverene bildirdiği, davacının 2014 tarihli hizmet cetvelinde bu günler için ek bildirge verilerek ayda 30 güne tamamlandığı görülmektedir. Mahkemece, ayda 15 gün olarak bildirilen dönem bakımından daha sonra işverence ek bildirge verilerek 30 güne tamamlanıp tamamlanmadığı Sosyal Güvenlik Kurumundan sorulmadan, bu dönem yönünden de eksik günlerin tespitine karar verilmesi hatalıdır.
Mahkeme, bilirkişi raporu doğrultusunda ve tanık beyanına göre davacının asgari ücretin 2,11 katı prime esas kazançla çalıştığının tespitine karar vermiştir.
Davanın niteliği gereği çalışma olgusunun her türlü delille ispatlanabilmesine karşılık, ücretin ispatında bu denli serbestlik söz konusu değildir. Ücretin ispatında Hukuk Genel Kurulunun 20.10.2010 tarihli, 2005/21-409 E., 2005/413 K.; 19.10.2011 tarihli, 2010/10-480 E. 2010/523 K.; 19.06.2013 tarihli, 2011/10-608 E., 2011/649 K.; ve 19.06.2013 tarihli, 2012/10-1617 E., 2013/850 K. sayılı kararlarında da belirtildiği üzere, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 288. (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 200.) maddesinde yazılı sınırları aşan, ücret alma iddialarının yazılı delille kanıtlanması zorunluluğu bulunmaktadır.
Ücret miktarı HUMK’nın 288. (HMK"nın 200.) maddesinde belirtilen sınırları aşıyorsa, tespiti gereken gerçek ücretin; hukuksal geçerliliğe haiz olarak düzenlenmiş bulunmak kaydıyla, işçinin imzasının bulunduğu aylık ücreti gösteren para makbuzları, banka kayıtları, ticari defter kayıtları, ücret bordroları gibi belgelerle ispatı mümkündür.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 07/05/2019 günlü 2015/21-1572 Esas sayılı ve 09/05/2019 günlü 2015/10 -3339 Esas sayılı kararları da bu yöndedir.
Buna göre, ilgili makama hitaben düzenlenen 01/02/2008 tarihli belgenin yazılı delil başlangıcı kabul edilemeyeceği açık olup, tanık beyanları ve emsal ücret araştırmasına dayanılarak davacının asgari ücretin 2,11 katı prime esas kazançla çalıştığı kabul edilerek karar verilmesi hatalıdır.
Yapılacak iş, dönem bordrolarında kayıtlı, tarafsız tanıkları davacının davalı işyerinde çalışmasının kesintisiz olup olmadığı yönünde dinleyerek tanık beyanları arasındaki çelişkiyi gidermek, ... sicil numaralı ... Ltd.Şti işyerinin dönem bordrolarını getirtip kayıtlı bordro tanıklarını dinleyerek, davacı adına bu işyerinden bildirilen çalışmaların fiili olup olmadığını araştırmak, gerekirse davacıya dava dışı işyerinden yapılan bu bildirimlerin iptali için dava açmak üzere süre vermek,aksi halde dava dışı işyerinden yapılan bildirimleri dışlayarak hüküm kurmak, buna göre hak düşürücü süreyi de değerlendirmek, Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan davacı adına davalı işyerinden 2007/3-2008/9 döneminde ayda 15 gün üzerinden bildirilen hizmetlerin ayda 30 güne tamamlanıp tamamlanmadığını sorarak, bu dönem ile ilgili uyuşmazlığın sona erip ermediğini belirlemek, buna göre davalı işyerinden davacı adına eksik bildirilen hizmet olup olmadığını tespit etmek , davacının ,davalı işveren tarafından Kuruma bildirilenin üzerinde prime esas kazançla çalıştığı iddiasının yazılı delil ile ispatlanmadığı dikkate alınarak asgari ücret üzerinden hüküm kurmaktır. Kabule göre de , dava niteliği itibariyle tespit istemine ilişkin olup vekalet ücretinin maktu olarak belirlenmesi gerekmektedir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının temyiz edene iadesine
09/09/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.