Esas No: 2021/294
Karar No: 2021/1890
Karar Tarihi: 26.04.2021
Danıştay 10. Daire 2021/294 Esas 2021/1890 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2021/294
Karar No : 2021/1890
TEMYİZ EDENLER (DAVACILAR) : 1- ... 5- ...
2- ... 6- ...
3- ... 7- ...
4- ...
VEKİLİ : Av. ...
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ... Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMLERİN KONUSU : ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararının taraflarca aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacılar tarafından, fahri imam olan ...'nin 06/09/2010 tarihinde Şırnak ili, İdil ilçesi, ... Caddesi, ... Sokakta yasa dışı PKK terör örgütü mensupları tarafından gerçekleştirildiği düşünülen silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetmesinde davalı idarenin öncelikli olarak hizmet kusurunun bulunduğu, hizmet kusuru bulunmasa dahi kusursuz sorumluluk ilkesi uyarınca sorumlu olduğu ve yaşanılan olay nedeniyle maddi ve manevi zarara uğradıkları ileri sürülerek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 700,00 TL maddi ve 35.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin kararıyla; davacılar murisinin ölümünün terör olayı olduğu, İdil C.Başsavcılığı'nın ... soruşturma numaralı dosyasında yer alan fezlekede; "...22/12/2011 tarihinde İdil İlçesi Cehennem Deresi mevkiinde güvenlik güçleriyle çıkan çatışmada ölü olarak ele geçirilen PKK terör örgütü üyesi ... kod adlı ...'nın üzerinden çıkan, soruşturma dosyasına onaylı olarak eklenen nottan ...'nin öldürülmesi olayının terör örgütü ile bağlantısı olduğu yönünde ibarelerin mevcut olduğu, bu haliyle maktulün öldürülmesinin terör örgütü tarafından gerçekleştirildiği değerlendirilmekle.." ifadesine yer verildiği, bahsi geçen ölüm olayının güvenlik güçlerince gerçekleştirildiği yönünde de dosyada herhangi bir bilgi ve belgenin bulunmadığı ve bu iddiaya ilişkin olarak adli makamlar tarafından da güvenlik güçleri aleyhine herhangi bir soruşturmanın açılmadığı, bahsi geçen olayın yerleşim yerlerine uzak bir mesafede meydana geldiği, bu olayla ilgili olarak güvenlik güçlerine istihbari nitelikte herhangi bir bilginin ulaştığına ve güvenlik güçlerinin bu bilgiye rağmen alması gereken güvenlik tedbirlerini almadığına ilişkin bir bilgi ve belgenin de dava dosyasında yer almadığı, uğranıldığı ileri sürülen zarar ile idari eylem/eylemsizlik arasında nedensellik bağı bulunmadığı ve kusur sorumluluğuna bağlı olarak olayda maddi ve manevi tazminat koşullarının oluşmadığı, kusursuz sorumluluk ilkesinin bir türü olan "sosyal risk" ilkesi uyarınca konu değerlendirildiğinde; dava konusu olayda, davacılar vekili tarafından Mahkemeye sunulan dava dilekçesinde zararlarının "kusursuz sorumluluk" ilkesi gereği tazmininin talep edildiği, olayın meydana geldiği yer ve meydana geliş şekli incelendiğinde; bahsi geçen olayın terör örgütü mensuplarınca gerçekleştiğinin savcılık soruşturmasında ifade edildiği, bu nedenle davacıların tazminat taleplerinin 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun hükümleri uyarınca hesaplanması gerektiği, davacıların toplam 35.000,00 TL maddi tazminat istemlerine ilişkin olarak; (Dava dilekçesinde her davacı için 100,00 TL olmak üzere toplam 700,00 TL maddi tazminat istenilmiştir.) davacılar tarafından maddi ve manevi tazminat istemiyle ... Asliye Hukuk Mahkemesinin E. ... sayılı dosyasında açılan davanın açılma tarihi olan 2012 yılı itibarıyla 5233 sayılı Kanun'un 9. maddesi uyarınca yapılan hesaplama sonucu bulunan (0,068835x7000x50)=24.092,25 TL'nin yine anılan Mahkemeye dava açma tarihi olan 14/03/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte (miras hisseleri oranında) davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin maddi tazminat isteminin reddine, davacıların 700,00 TL manevi tazminat istemine ilişkin olarak; (Dava dilekçesinde, davacıların her biri için 5.000,00 TL olmak üzere toplam 35.000,00 TL manevi tazminat istenmiştir.) manevî zararı doğuran olayın yaşam hakkını sona erdiren bir ölüm olayı olduğu, ölüme neden olan eylemin oluş şekli itibarıyla toplumda yarattığı infial, ölüm olayının doğrudan davalı idare eyleminden kaynaklanmaması ve zarar ile eylem arasında doğrudan bir nedensellik bağı bulunmaması, olayın etkisi ve niteliği, zarar gören davacı ile hayatını kaybeden kişi arasındaki yakınlık ilişkisi dikkate alınarak; talep edilen 700,00 TL manevî tazminatın davalı idare tarafından tazmin edilmesine ve söz konusu miktara ... Asliye Hukuk Mahkemesinin E. ... esasında görülen davanın açılma tarihi olan 14/03/2012 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, fazlaya ilişkin manevî tazminat istemlerinin reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davacılar vekili tarafından, İdare Mahkemesi kararının eksik bir karar olduğu, müvekkillerinin yakının terör örgütü mensuplarınca öldürüldüğü, ailenin müteveffanın desteğinden yoksun kaldıkları, buna ilişkin hesaplama yapılması gerekirken Mahkeme tarafından 5233 sayılı Kanun hesaplamasına dayanılarak tazminata hükmedilmesinin hukuki ve vicdani olmadığı, Mahkeme tarafından verilen kararda maddi ve manevi tazminat istemlerinin karıştırılarak karar verildiği, davalı idare tarafından yapılan saldırı engellenemediği gibi müteveffanın katillerinin de yakalanamadığı, bu nedenle müvekkillerinin ızdıraplarının arttığı ileri sürülmektedir.
Davalı idare tarafından, davacıların, 5233 sayılı Kanun uyarınca olayla ilgili olarak valiliğe başvurması gerektiği, bu nedenle Mahkeme tarafından öncelikle merciine tevdi kararı verilmesi gerektiği, olayın 3. kişiye ait bir eylem olduğu, idareleri ile eylem arasında illiyet bağı bulunmadığı, 5233 sayılı Kanunda manevi tazminat düzenlenmediği, bu nedenle sorumluluklarının bulunmadığı ileri sürülmektedir.
TARAFLARIN SAVUNMALARI : Taraflarca, savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ : Davacılar vekilinin temyiz isteminin kabulü ile kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
06/09/2010 tarihinde Şırnak ili, İdil ilçesinde yasa dışı PKK terör örgütü mensupları tarafından gerçekleştirildiği düşünülen silahlı saldırı sonucu hayatını kaybeden fahri imam ...'nin yakını olan davacılar tarafından, maddi ve manevi zararlarının 06/09/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle bakılan dava açılmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dosyanın incelenmesinden; müteveffanın eş ve çocukları olan davacılar tarafından, idarenin kusursuz sorumluluğuna dayalı olarak her bir davacı için 100,00 TL olmak üzere toplam 700,00 TL maddi, her bir davacı için 5.000,00 TL olmak üzere toplam 35.000,00 TL manevi tazminat istemli dava açıldığı, İdare Mahkemesi tarafından olayda idarenin hizmet kusurunun bulunmadığı, olayın terör olayı olduğu, sosyal riskin yasalaşmış hali olan 5233 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle, talep edilen 35.000,00 TL maddi tazminatın 5233 sayılı Kanun hesaplamasına göre 24.092,25 TL'si ile talep edilen toplam 700,00 TL manevi tazminatın tamamının ödenmesine karar verildiği görülmüştür.
Dava konusu olayın kim ya da kimler tarafından gerçekleştirildiği tespit edilememesine rağmen, savcılık dosyasında yer alan terör örgütü mensubu ifadelerinde olayın PKK terör örgütü tarafından gerçekleştirildiğinin belirtildiği, bu nedenle olayın bir terör olayı olduğu ve olaya ilişkin davalı idareye olay öncesinde yapılan herhangi bir ihbar ve istihbari belgede bulunmadığı hususu göz önüne alındığında, olayda idarenin hizmet kusurunun olmadığı, bu durumda maddi tazminatın sosyal riskin yasalaşmış hali olan 5233 sayılı Kanun kapsamında, manevi tazminatın ise genel hükümler kapsamında değerlendirilmesi gerektiği hususlarında Mahkeme kararında hukuka aykırılık görülmemiştir.
Ancak İdare Mahkemesi kararında, davacıların maddi ve manevi tazminat istemleri birbiriyle karıştırılarak, maddi tazminat isteminde manevi tazminata ilişkin istem, manevi tazminat isteminde ise maddi tazminata ilişkin istem esas alınarak talep ve hüküm kurulduğundan kararda hukuka uygunluk görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacıların temyiz istemlerinin kısmen kabulüne, davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26/04/2021 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Davacılar yakını olan fahri imamın terör örgütü mensuplarınca öldürüldüğü iddiasıyla oluşan zararlara karşılık maddi ve manevi tazminat isteminin kusursuz sorumluluk ilkesi gereği genel hükümler kapsamında karşılanması talebiyle açılan davada, İdare Mahkemesi tarafından olayda idarenin hizmet kusurunun bulunmadığı ve olayın terör olayı olduğu belirtilerek 5233 sayılı Kanun kapsamında hüküm kurulması hukuka aykırı olduğundan, davacıların talebi gereği olayın genel hükümler kapsamında değerlendirilmesi ve Mahkeme kararının bu gerekçeyle bozulması gerektiği oyuyla Daire kararına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.