7. Hukuk Dairesi 2015/5856 E. , 2016/6985 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava Türü : Alacak
YARGITAY İLAMI
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla, dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı, Ege Bölge Satış sorumlusu olarak aylık net 2.500,00 TL ücretle üst düzey çalışmasına rağmen gerçek ücretinin kurumdan gizlendiğini, asgari ücret düzeyinde bildirimde bulunulduğunu, emekliliğinde maaşının düşük olacağını, ayrıca fazla çalışma ücreti ile diğer işçilik alacaklarının yasaya uygun hesaplanarak ödenmesini talep etmesi üzerine iş sözleşmesinin davalı şirket tarafından haksız ve tazminatsız olarak feshedildiğini ileri sürerek, kıdem, ihbar tazminatı ile fazla çalışma, genel tatil, ücret ve yıllık izin ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı, davacının 2006 tarihinde satış temsilcisi sıfatıyla göreve başladığını, daha sonra görülen lüzum üzerine Ege Bölgesi Satış Sorumlusu olarak görevine devam ettiğini, işyerinde yaptığı usulsüz işlerin tespit edilmesi üzerine, şirket tarafından yasal yollara başvurulmamasını rica ederek açıkça istifa ettiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının iş sözleşmesini fesihte haksız olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının üst düzey yönetici olup olmadığı dolayısıyla fazla çalışma ücretini hak edip etmediği noktasında toplanmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İşyerinde üst düzey yönetici konumda çalışan işçi, görev ve sorumluluklarının gerektirdiği ücretinin ödenmesi durumunda, ayrıca fazla çalışma ücretine hak kazanamaz. Bununla birlikte üst düzey yönetici konumunda olan işçiye aynı yerde görev ve talimat veren bir başka yönetici ya da şirket ortağı bulunması halinde, işçinin çalışma gün ve saatlerini kendisinin belirlediğinden söz edilemeyeceğinden, yasal sınırlamaları aşan çalışmalar için fazla çalışma ücreti talep hakkı doğar. O halde üst düzey yönetici bakımından şirketin yöneticisi veya yönetim kurulu üyesi tarafından fazla çalışma yapması yönünde bir talimatın verilip verilmediğinin de araştırılması gerekir. İşyerinde yüksek ücret alarak görev yapan üst düzey yöneticiye işveren tarafından fazla çalışma yapması yönünde açık bir talimat verilmemişse, görevinin gereği gibi yerine getirilmesi noktasında kendisinin belirlediği çalışma saatleri sebebiyle fazla çalışma ücreti talep edemeyeceği kabul edilmelidir.
Somut olayda, davacının davalı şirkette Ege Bölgesi Satış Sorumlusu olarak çalıştığı tartışmasızdır. Ancak dosya içindeki bilgi ve belgeler ile tanık beyanlarından davacının davalı şirkette üst düzey yönetici olup olmadığı kesin olarak anlaşılamamaktadır. Bu nedenle yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda davacının mesaisini denetleyen, görev ve talimat veren amiri veya şirket ortağı olup olmadığı araştırılarak sonucuna göre fazla çalışma alacağının değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi isabetsiz olup bozma nedenidir.
3. Kabule göre; davacı davalı işyerinde haftada 6 gün 08.30-20.00 saatleri arasında çalıştığını ileri sürmüşse de, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının 5 gün 8.30-21.00 saatleri arasında çalıştığı kabul edilerek hesaplama yapılmıştır. HMK 26. maddesinde düzenlenen taleple bağlılık ilkesine aykırı olarak hesaplama yapan bilirkişi raporunun esas alınmış olması da doğru olmamıştır.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının fazla çalışma alacağına yönelik diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 24.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.