Abaküs Yazılım
3. Daire
Esas No: 2016/16192
Karar No: 2021/2236
Karar Tarihi: 26.04.2021

Danıştay 3. Daire 2016/16192 Esas 2021/2236 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/16192
Karar No : 2021/2236

TEMYİZ EDENLER :1-(DAVACI) : …

2-(DAVALI) : … Vergi Dairesi Müdürlüğü/…
VEKİLİ: Av. …

İSTEMİN KONUSU : ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, asıl borçlu ... İletişim Yayıncılık Reklam Tanıtım ve Organizasyon Hizmetleri Ticaret Limited Şirketi’nden tahsil edilemeyen 2010 yılı kurumlar vergisi, katma değer vergisi, özel iletişim vergisi, gelir (stopaj) vergisi, yargı harçları, vergi ziyaı cezası, gecikme faizine ilişkin borçlarının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … ila … takip numaralı ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti:Ödeme emirlerinin davacıya 25/11/2015 tarihinde tebliğ edilmesi sonrasında 27/11/2015 tarihinde idareye yapılan başvurunun reddine dair işlemin 23/12/2015 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine 28/12/2015 tarihinde açılan davanın süresinde olduğu, davacı adına düzenlenen … takip numaralı ödeme emri içeriği …, …, … sıra numaralı alacaklara ilişkin asıl borçlu şirket adına düzenlenen … takip numaralı ödeme emri tebliğ alındıları ile … takip numaralı ödeme emrinin dayanağı olan asıl borçlu şirket adına düzenlenen 43 takip numaralı ödeme emri tebliğ alındıları dosyaya ibraz edilemediğinden, sözü edilen ödeme emirlerine konu alacakların şirket nezdinde usulüne uygun takip yapılarak kesinleştiğinin kabulü mümkün bulunmadığı, … takip numaralı ödeme emri içeriği … sıra numaralı alacakla ilgili olarak, asıl borçlu şirket adına düzenlenen … takip numaralı ödeme emri ile … takip numaralı ödeme emrinin dayanağı olan şirket adına düzenlenen … takip numaralı ödeme emrinin ise vergi dairesinde usulüne uygun biçimde tebliğ edilmek suretiyle kesinleştirildiğinin görüldüğü gerekçesiyle … takip numaralı ödeme emri ile … takip numaralı ödeme emrinin, …,…,… sıra numaralı alacaklardan oluşan kısmı iptal edilmiş, … takip numaralı ödeme emri ile … takip numaralı ödeme emrinin … sıra numaralı alacaklardan oluşan kısmı yönünden ise dava reddedilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI :
Davacı tarafından, hisse devrine ilişkin 16/02/2011 tarihli ortaklar kurulu kararının 23/02/2011 tarihli Ticaret Sicili Gazetesinde ilanı ile şirketten ayrıldığı, şirketin yeni ortak ve yöneticelerinin kötü yönetimlerinden kendisinin sorumlu tutulamayacağı ileri sürülerek kararın aleyhe olan hüküm fıkrasının bozulması istenilmektedir.
Davalı idare tarafından, davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen ödeme emirlerinde hukuka aykırılık bulunmadığından aleyhe olan hüküm fıkrasının bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Taraflarca savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİKHÂKİMİ … DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin … takip numaralı ödeme emri yönünden kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

2575 sayılı Danıştay Kanunu'na, 3619 sayılı Kanun'la eklenen Ek 1. madde uyarınca hüküm veren Danıştay Üçüncü ve Yedinci Dairelerince oluşturulan Müşterek Kurulca işin gereği görüşülüp düşünüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
Davacı adına, ... İletişim Yayıncılık Reklam Tanıtım ve Organizasyon Hizmetleri Ticaret Limited Şirketi’nden alınamayan vergi borcunun tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenerek tebliğ edilen … tarih ve … ila … takip numaralı ödeme emirleri bakılan davaya konu yapılmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Temyiz istemine konu edilen Vergi Mahkemesi kararının, … ve … takip numaralı ödeme emirleri ile … takip numaralı ödeme emrinin 2009 ve 2010 yıllarına ait özel iletişim vergileri haricindeki kamu alacaklarına ilişkin hüküm fıkraları aynı hukuksal nedenler ve gerekçe ile Müşterek Kurulca da uygun görülmüştür.
Dava konusu 4 takip numaralı ödeme emri içeriği alacaklardan 2009 yılının Ekim ila Aralık ve 2010 yılının Ocak ila Aralık dönemlerine ilişkin bir kat vergi ziyaı cezalı özel iletişim vergilerine karşı açılan davayı reddeden ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı, Danıştay Yedinci Dairesinin 08/05/2017 tarih ve E:2016/1514, K:2017/4131 sayılı kararıyla bozulduğundan ve ... Vergi Mahkemesinin bozma kararına uyulmak suretiyle verdiği … tarih ve E:…, K:… sayılı kararla tarhiyatlar kaldırıldığından, … takip numaralı ödeme emrinin dayanağı kalmayan değinilen kamu alacakları yönünden davayı reddeden Vergi Mahkemesi kararının, sözü edilen hüküm fıkrasında hukuka uygunluk görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının; … takip numaralı ödeme emri ile … takip numaralı ödeme emrinin …,…,… sıra numaralı alacaklar yönünden iptaline ilişkin hüküm fıkrasının ONANMASINA,
3. Davacı temyiz isteminin kısmen reddine,
4. Kararın; … takip numaralı ödeme emrinin, … sıra numaralı kamu alacağına ilişkin kısmı ile … takip numaralı ödeme emrinin, 2009 yılının Ekim ila Aralık ve 2010 yılının Ocak ila Aralık dönemlerine ilişkin bir kat vergi ziyaı cezalı özel iletişim vergileri dışında kalan kamu alacakları yönünden davanın reddine dair hüküm fıkrasının ONANMASINA ,
5. Davacı temyiz isteminin kısmen kabülüne,
6.Kararın; 4 takip numaralı ödeme emrinin, 2009 yılının Ekim ila Aralık ve 2010 yılının Ocak ila Aralık dönemlerine ilişkin bir kat vergi ziyaı cezalı özel iletişim vergileri yönünden davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasının BOZULMASINA,
7. Davacıdan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca …-TL maktu harç alınmasına,
8. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
9. Yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine,
10. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 26/04/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) -KARŞI OY:

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 7. maddesinin 1. fıkrasında dava açma süresinin, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde vergi mahkemelerinde otuz gün olduğu, aynı Kanun'un 11. maddesinde ilgililer tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılmasının üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebileceği, bu başvurunun, işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durduracağı, altmış gün içinde bir cevap verilmezse isteğin reddedilmiş sayılacağı, isteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresinin yeniden işlemeye başlayacağı ve başvurma tarihine kadar geçmiş sürenin de hesaba katılacağı, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un dava konusu ödeme emrinin düzenlendiği tarihte yürürlükte olan 55. maddesinde ise amme alacağını vadesinde ödemeyenlere 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı, 58. maddesinde de, kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 7 (yedi) gün içinde dava açabileceği kurala bağlanmıştır.
Ödeme emirleri hakkında açılacak davalarda sürenin diğer davaların aksine yedi günle sınırlandırıldığı ve hak düşürücü nitelikte olduğu, özel düzenleme olmadıkça, sürenin durması ve kesilmesinin de söz konusu olamayacağı, bu nedenle, tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde ödeme emirlerine karşı dava açılabilecek olması ve davacı tarafından, adına düzenlenerek tebliğ edilen ödeme emirlerine karşı 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 11. maddesi uyarınca yapılan başvuru dava açma süresini durdurmayacağından, süre yönünden reddi gereken davayı, yazılı gerekçeyle sonuçlandıran mahkeme kararının bozulması gerektiği görüşüyle Müşterek Kurul kararına katılmıyoruz.

(XX)- KARŞI OY:

6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un "Kanundaki terimler" başlıklı 3. maddesinde, tahsil edilemeyen amme alacağı teriminin, amme borçlusunun bu Kanun hükümlerine göre yapılan mal varlığı araştırması sonucunda haczi kabil herhangi bir mal varlığının bulunmaması, haczedilen mal varlığının satılarak paraya çevrilmesine rağmen satış bedelinin amme alacağını karşılamaması gibi nedenlerle tahsil edilemeyen amme alacaklarını; tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağı teriminin, amme borçlusunun haczedilen mal varlığına bu Kanun hükümlerine göre biçilen değerlerin amme alacağını karşılayamayacağının veya hakkında iflas kararı verilen amme borçlusundan aranılan amme alacağının iflas masasından tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması gibi nedenlerle tahsil dairelerince yürütülen takip muamelelerinin herhangi bir aşamasında amme borçlusundan tahsil edilemeyeceği ortaya çıkan amme alacaklarını ifade ettiği belirtilmiştir.
6183 sayılı Kanun'un mükerrer 35. maddesinde, tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacaklarının, kanuni temsilcilerin ve tüzel kişiliği olmayan teşekkülü idare edenlerin şahsi mal varlıklarından bu Kanun hükümlerine göre tahsil edileceği; 55. maddesinde ise, kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gereğinin bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı hükmüne yer verilmiştir.
Davacının kanuni temsilcisi olduğu şirketin vergi borçları nedeniyle adına düzenlenen ödeme emriyle takip edildiği olayda, amme alacağının, asıl borçlu şirket hakkında yapılan malvarlığı araştırması sonucunda borcu karşılayacak malvarlığı bulunmadığından şirket tüzelkişiliğinden tahsiline çalışılmasının sonuç doğurmayacağı anlaşıldığından, kamu alacaklarının ilgili olduğu dönemde sorumlu olduğu ihtilafsız olan davacıdan tahsil dairelerinde yürütülen takip muamelelerinin herhangi bir aşamasında amme borçlusundan tahsil edilemeyeceği ortaya çıkan alacağın tahsili yoluna gidilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığından, Mahkeme kararının iptale ilişkin hüküm fıkrasının da bozulması gerektiği oyuyla Müşterek Kurul kararına katılmıyorum.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi