Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2013/2709 Esas 2013/3039 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/2709
Karar No: 2013/3039
Karar Tarihi: 03.04.2013

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2013/2709 Esas 2013/3039 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davalı, 115 ada 49 parsel sayılı 883.93 metrekarelik taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle kadastro tespiti sonrasında sahibi olarak tescil edilmiştir. Davacı da aynı nedenle dava açmıştır. Mahkeme, taşınmazın yayla vasfında olduğunu ve zilyetlikle kazanılmasının mümkün olmadığını gerekçe göstererek davanın reddine karar vermiştir. Ancak, yapılan araştırma ve inceleme yeterli olmadığı gibi, davanın niteliğine de uygun düşmemektedir. Kadastro tespitinde taşınmazın niteliği tarla olarak tespit edildiği için uyuşmazlık, taşınmaz üzerinde kimin zilyet bulunduğuna ilişkindir. Davacı tarafın zilyetliğinin ispatı yönünden tanık beyanları dikkate alınmadığından doğru sonuca ulaşılabilmesi için keşif yapılmalı ve deliller yeniden değerlendirilmelidir. Hüküm bozulmuştur.
Kanun maddeleri:
- Kazandırıcı zamanaşımı hükümleri: Türk Medeni Kanunu’nun madde 730-750.
- Kadastro Kanunu: 3402 sayılı Kanun
16. Hukuk Dairesi         2013/2709 E.  ,  2013/3039 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : KADASTRO



    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Kadastro sırasında 115 ada 49 parsel sayılı 883.93 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tesbit edilmiştir. Davacı ..., aynı nedene dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine, dava konusu taşınmazın tespit gibi tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece, taşınmazın yayla vasfında bulunduğu, zilyetlikle kazanılmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm kurmak için yeterli bulunmadığı gibi varılan sonuç davanın niteliğine de uygun düşmemektedir. Kadastro tespitinde taşınmazın niteliği tarla olarak tespit edilmiş olduğuna davada Hazine taraf bulunmadığına göre, uyuşmazlığın taşınmaz üzerinde kimin zilyet bulunduğuna ilişkin olduğu kuşkusuzdur. Ne var ki; davacı taraf zilyetliğinin ispatı yönünden delil olarak tanık beyanına dayanmış olduğu halde, 03.06.2010 havale tarihli dilekçesi ile dosyaya bildirdiği tanıkları yöntemine uygun şekilde keşifte dinlenilmeksizin hüküm tesis edilmiştir. Hal böyle olunca, doğru sonuca ulaşılabilmesi için fen bilirkişisi, mahalli bilirkişi, tespit bilirkişileri ve davacı tanıkları ile taşınmaz başında yeniden keşif yapılmalı, davacı tarafın tanıkları yöntemine uygun şekilde dinlenilmeli, taşınmaz üzerinde taraflardan hangisinin ne şekilde zilyetliğinin bulunduğu sorulmalı, beyanlar arasında çelişki oluştuğu takdirde yöntemince, gerektiğinde yüzleştirme yapılarak giderilmeye çalışılmalı, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle bir hüküm tesis edilmelidir. Belirtilen yön göz ardı edilerek yazılı olduğu şekilde hüküm tesis edilmesi isabetsiz olup davacının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın talep halinde temyiz edene iadesine, 03.04.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.







    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.