
Esas No: 2015/1840
Karar No: 2015/557
Karar Tarihi: 13.04.2015
Dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/1840 Esas 2015/557 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır.
Bu açıklamalar çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde;
Olay tarihinde katılan ve sanığın, sanığın yakını olan ..."in büyükbaş hayvanlarına satın almak için baktıkları, sanık ve ..."in büyükbaş hayvanların ücreti konusunda anlaşamadıkları, katılanın ..."ten büyükbaş hayvanları alamadan geri döndüğü, bir gün sonra sanığın ..."ten habersiz katılanın yanına gelerek ..."in katılanın teklif ettiği bedeli kabul ettiğini söylediği, daha sonra ... olarak tanıttığı bir şahsı telefonda sanıkla görüştürmek suretiyle katılanı inandırdığı ve dükkanına gelerek sanığın, katılandan 12.000 TL"yi aldığı anlaşıldığından dolandırıcılık suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanığın işlemiş olduğu suçtan dolayı verilen hapis cezasının kanuni sonucu olarak 5237 sayılı Yasa"nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan sanığın kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerine ilişkin haklardan koşullu salıverilme tarihine, anılan fıkrada sayılan diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün, 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu durum aynı Kanun"un 322. maddesi gereğince yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, aynı Yasa"nın 322. maddesi uyarınca hüküm fıkrasında yer alan TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısımlar çıkartılarak yerine "5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 1. fıkranın (c) bendinde yer alan kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerine ilişkin haklardan koşullu salıverilme tarihine, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına" denilmek suretiyle diğer yönleri usül ve yasaya uygun hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 13/04/2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.