Abaküs Yazılım
10. Daire
Esas No: 2019/6918
Karar No: 2021/1883
Karar Tarihi: 26.04.2021

Danıştay 10. Daire 2019/6918 Esas 2021/1883 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2019/6918
Karar No : 2021/1883

TEMYİZ EDEN (DAVALILAR): 1- … Bakanlığı
2- … Valiliği
VEKİLLERİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACILAR): Kendine Asaleten Çocukları …
ve …'a Velayeten …
VEKİLLERİ : Av. …

İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacılar tarafından, eşi ve anneleri olan …'ın doğum için gittiği ... Toplum Sağlığı Merkezinde doktor bulunmaması nedeniyle 2,5 saat bekletilmesi sonucu anne karnındaki bebeğin ve sonrasında …'ın hayatını kaybetmesi olayında idarenin hizmet kusuru bulunduğundan bahisle davacı …'a müteveffa … için 30.000,00 TL (miktar artırım dilekçesiyle 63.862,50 TL) maddi, 100,000,00 TL manevi, … ve …'ın her birine ayrı ayrı 25.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi, Bebek ... için baba …'a 20.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi, kardeşleri … ve …'ın her birine ayrı ayrı 1.000,00 TL maddi, 25.000,00 TL manevi tazminatın ölüm tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; olayın meydana gelmesinde sorumlu kişiler hakkında başlatılan ceza soruşturması sonrasında görevi kötüye kullanma suçu dolayısıyla açılan ceza davasında, … Sulh Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla doktor …'un hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verildiği, cezanın 6.000,00 TL adli para cezasına çevrildiğinin anlaşıldığı, olaya yönelik olarak Adli Tıp 1. İhtisas Kurulunca hazırlanan 08/10/2014 kayıt tarihli raporda, Dr. …'un kusurlu olduğu ve kusur oranının 2/8 olduğunun belirtildiği, Mahkemece anılan raporun yeterli görülmemesi üzerine Adli Tıp Genel Kurulunca hazırlanan 06/05/2016 kayıt tarihli raporda, …’ın ölümünün plasenta dekolmanına bağlı kanama ve gelişen komplikasyonlar sonucu meydana gelmiş olduğu, NST’de bebeğin rahim içerisinde sıkıntıda olabileceğine dair bulguları bulunmadığı, Erciş Toplum Sağlığı Merkezinin ameliyathanesinin bulunmaması nedeni ile Van 100. Yıl Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesine sevk edilmesi kararının uygun olduğu, ancak ebenin icapçı hekimin bulunduğu bir merkezde tek başına sevk kararı alamayacağı cihetle kadın doğum uzmanı Dr. …’un …’ı toplum sağlığı merkezine gelerek muayene etmemesi nedeniyle kusurlu olduğu, kusur oranının 2/8 olduğu, davalı idareye atf-ı kabil kusur bulunmadığı, 112 acil servisinde görevli Dr. …’nin 112 acil servis çalışma usul ve esaslarına göre hareket ettiğinden Dr. …’ye atfı kabil kusur bulunmadığı, sevk işleminin kimin tarafından yapılacağı yönündeki tartışmalar nedeniyle ortaya çıkan yaklaşık 1 saatlik gecikme olmaksızın hastaneye götürülmesi durumunda da annede tespit edilen plasenta dekolmanının klinik seyrinin kötü olması ve anne ile bebek ölüm oranlarının yüksek olması sebebiyle anne ve bebeğin kurtulmasının kesin olmadığı, Bebek …’ın ölümünün dekolman plasentaya bağlı hipoksi sonucu meydana gelmiş olduğu, anne …’ın 19/01/2012 tarihinde Erciş Toplum Sağlığı Merkezinden Van 100. Yıl Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesine sevk edilmesi kararının uygun olduğu, sevk edildiği hastanede plasenta dekolmanı tanısıyla sezaryana alındığı, ameliyat gözleminde %100 plasenta dekolmanı tespit edildiği, dekolmanın öngörülemez ve önlenemez bir klinik patoloji olduğu, anne ve bebek ölüm oranlarının yüksek olduğu cihetle kadın doğum uzmanı Op. Dr. ..'un …’ın ölümünde kusurlu eylemi bulunmadığı yönünde görüş bildirildiği, bu durumda, gebe …'ın doğum için müracaat ettiği sağlık kurumunda doktor tarafından muayene edilemediği ve sevk işleminin sağlık dışı nedenlerle geciktirilmesi nedeniyle idarenin hizmet kusurunun bulunduğu, Bebek …'ın ölümünde ise idari hizmet kusurunun bulunmadığı, idarenin kusuru oranında meydana gelen zararın idarece tazmin edilmesi gerektiği, davacıların …'ın desteğinden yoksun kalmaları nedeniyle oluşan maddi zararın hesaplanması için hesap bilirkişisi tarafından düzenlenen rapora göre, …'ın 63.862,50 TL, …'ın 715,51 TL, …'ın ise, 2.304,55 TL destekten yoksun kalma zararının oluştuğu, bu tutarların davacılara ödenmesi gerektiği, davalı idarenin kusur oranı, yaşanan kayıp, çocukların yaşları ve olayın değerlendirilmesi sonucunda, eş … için 50.000,00 TL, … için 50.000,00 TL, … için 50.000,00 TL olmak üzere toplam 150.000,00 TL manevi tazminatın davacılara ödenmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idareler tarafından, usul yönünden, ön karar başvurusundaki tutarlar artırılmak suretiyle ve idarenin cevabı beklenmeden davanın açıldığı, bu hususun idari merci tecavüzü teşkil ettiği, esas yönünden ise, yapılan teşhis ve tedavilerin tıp ve hukuka uygun olduğu, müteveffanın mesleği ve kazancı belgelendirilmemesine rağmen asgari ücret üzerinden destek hesabı yapıldığı, bilirkişi raporunda kusur indirimi yapılmadığı, plasenta dekolmanının klinik seyrinin kötü olması nedeniyle gecikme olmadan hastanın götürülmesi durumunda bile anne ve bebeğin kurtarılmasının kesin olmadığı, vefat edenin bünyesindeki rahatsızlığının muhtemel yaşam süresine olan olumsuz etkisinin göz ardı edildiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN_SAVUNMASI : Davacılar tarafından, savunma verilmemiştir.


DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :

MADDİ OLAY :
Davacıların eşi ve anneleri olan gebe …'ın, 18/01/2012 tarihinde saat 23.00'de doğum için Erciş Toplum Sağlığı Merkezine ağrılı gebe olarak başvurduğu, 3. gebeliği olduğu, 2 doğum yaptığı, kişinin 29-30 haftalık gebeliği olduğu, ebe tarafından yapılan gebelik muayenesinde rahim ağzı açıklık 2-3 cm, silinme %20 olduğu, su kesesi ve ÇKS (+) olduğu, saat 00.20’de TA:150/90, saat 01.20’de 160/100 olarak ölçüldüğü, saat 01.58‘de NST tetkiki yapıldığı, icapçı Dr. … ile telefon ile görüşüldüğü, sevk kararı alındığı, ancak ambulans doktoru ile personel arasındaki problem nedeniyle yaklaşık bir saat sonra gece saat 02.10 civarında Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesine sevk edildiği, anılan Hastanede, saat 03.25 civarında acil serviste teslim alındığı, 19/01/2012 tarihinde saat 04.20’de 28 haftalık ex fetüs + plasenta dekolmanı tanısı ile ameliyata alındığı, apgarı sıfır olan, 1120 gr. ağırlığında ölü bir bebek doğurtulduğu, ameliyat sonrasında takip amacıyla yoğun bakıma alındığı, genel durumu kötü, bilinci açık, spontan solunumda olduğu, 02/02/2012 tarihinde ileri tetkik ve tedavi için Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesine sevk edildiği, burada takip ve tedavi altındayken 08/02/2012 tarihinde 00.30'da vefat ettiği, sonrasında davacılar tarafından, doğum için Erciş Toplum Sağlığı Merkezine başvuran …'a müdahale edilmediği ve sevk işleminin geciktirildiği bu nedenle hem bebeğin hem de …'ın ölümüne sebebiyet verildiğinden bahisle uğranılan zararların tazmini istemiyle davalı idareye başvuruda bulunulduğu, bu başvurunun reddi üzerine de bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

İLGİLİ MEVZUAT:
20/01/1982 tarih ve 17580 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 31. maddesinin birinci fıkrasında, bu Kanun'da hüküm bulunmayan hususlarda; hakimin davaya bakmaktan memnuiyeti ve reddi, ehliyet, üçüncü şahısların davaya katılması, davanın ihbarı, tarafların vekilleri, feragat ve kabul, teminat, mukabil dava, bilirkişi, keşif, delillerin tespiti, yargılama giderleri, adli yardım hallerinde ve duruşma sırasında tarafların mahkemenin sukünunu ve inzibatını bozacak hareketlerine karşı yapılacak işlemler, elektronik işlemler ile ses ve görüntü nakledilmesi yoluyla duruşma icrasında Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı; ancak, davanın ihbarının Danıştay, mahkeme veya hâkim tarafından re'sen yapılacağı kurala bağlanmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 27. maddesinin birinci fıkrasında, davanın taraflarının, müdahillerin ve yargılamanın diğer ilgililerinin, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olduğu; 61. maddesinin birinci fıkrasında, taraflardan birinin, davayı kaybettiği takdirde, üçüncü kişiye veya üçüncü kişinin kendisine rücu edeceğini düşünüyorsa, tahkikat sonuçlanıncaya kadar davayı üçüncü kişiye ihbar edebileceği; 66. maddesinde ise üçüncü kişinin, davayı kazanmasında hukuki yararı bulunan taraf yanında ve ona yardımcı olmak amacıyla, tahkikat sona erinceye kadar, fer'î müdahil olarak davada yer alabileceği hükümleri yer almaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bakılan davada, davacılar tarafından, doğum için Erciş Toplum Sağlığı Merkezine başvuran …'a müdahale edilmediği ve sevk işleminin geciktirildiği bu nedenle hem bebeğin hem de …'ın ölümüne sebebiyet verildiği iddiasıyla davalı idare aleyhine açılan tam yargı davasında yapılacak yargılama sonucunda idarenin tazmin yükümlülüğünün olduğuna hükmedilmesi halinde davalı idarenin dava konusu olaya ilişkin olarak sorumluluğu olan kişi veya kişilere rücu edebileceği dikkate alındığında bu kişilerin menfaatlerinin etkileneceği açıktır.
Bu itibarla; yukarıda belirtilen Kanun hükümlerinde öngörülen davanın ihbarı için geçerli koşulların oluştuğu anlaşılmakta olup, Mahkemece, esastan yeniden karar verilirken dava konusu olayda idare ile arasında rücu ilişkisi doğabilecek kişi veya kişilerin tespit edilerek davanın res'en ilgililere ihbar edilmesi gerektiğinden bu husus gözetilmeksizin yapılan yargılama sonucunda verilen kararda hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Öte yandan, temyize konu Mahkeme kararına esas alınan hesap bilirkişisi raporunda, müteveffanın eşi …'ın dava dosyasındaki nüfus kayıt örneğine göre 20/08/2015 tarihinde yeniden evlendiği, yeniden evlenme tarihinden itibaren ölen eşin desteğine olan ihtiyacının sona erdiği dikkate alınmadan destekten yoksun kalma zararı hesaplandığı, müteveffanın oğlu …'ın üniversite öğrenimi görüp görmediği hususunun araştırılmadığı, ailenin sosyo-ekonomik durumu esas alınarak yükseköğrenim göreceği sonucuna ulaşılması halinde ve 25 yaşını doldurduğu tarihe kadar destekten yararlanacağının gözetilmediği, 18 yaşında annesinin desteğinden çıkacağı varsayılarak destekten yoksun kalma zararı hesaplanmasının doğru olmadığı, davacı eşin destekten yoksun kalma zararının, eşinin ölüm tarihinden yeniden evlendiği tarihe kadar olan dönemle sınırlı olarak hesaplanması, davacı oğulun destekten yoksun kalma zararının ise, annesinin ölüm tarihinden, yükseköğrenim göreceği veya yüksek öğrenime devam ediyor ise 25 yaşına, lise ve dengi öğrenim görmüş ise 20 yaşına, diğer hallerde 18 yaşına kadar olan dönemle sınırlı olarak destek zararının hesaplanması gerekir. Ayrıca anne karnında iken ölen ceninin davacı babaya ileride destek olacağının kabulüne imkan bulunmadığı hususu gözetilmemiştir. İşbu bozma kararından sonra yeniden esastan karar verilirken Mahkemece bu hususlara dikkat edilmesi gerekmektedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarelerin temyiz istemlerinin kabulüne,
2. Davanın kısmen kabulü, kısmen reddine ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26/04/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi