Esas No: 2019/6864
Karar No: 2021/1884
Karar Tarihi: 26.04.2021
Danıştay 10. Daire 2019/6864 Esas 2021/1884 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2019/6864
Karar No : 2021/1884
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACILAR): 1- …
2- …
VEKİLLERİ : Av. …
İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacılar tarafından, yenidoğan bebeklerinin göbek kordonuna takılan klempinin sıkıştırılmaması, kontrol edilmemesi nedeniyle vefat ettiği iddiasıyla uğranıldığı ileri sürülen zararlara karşılık anne … için 15.000,00 TL (miktar artırım sonrası 66.744,36 TL) maddi ve 15.000,00 TL manevi, baba … için ise 15.000,00 TL (miktar artırım sonrası 47.251,19 TL) maddi, 15.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; olaya yönelik olarak ilgili sağlık personeli hakkında açılan ceza davası kapsamında Adli Tıp 1. İhtisas Kurulu tarafından hazırlanan raporda, "ebelerin travay takibi ve normal doğum yaptırabileceği, doğumu Ebe …'in yaptırdığı, doğum sonrası anne ve bebeğin bakımını yaptığını, saat 04:10'a kadar takibini yaptığını beyan ettiği, göbek kordonu uygulandığı, klempin sıkışıp sıkışmadığını kontrol etmemesi nedeniyle kusurlu olduğu, bebeğin ve annenin takiplerine katılan diğer yardımcı sağlık personeli Ebe …, Ebe …, Ebe …'e kusur atfedilemeyeceği" şeklinde görüş belirtildiği, dolayısıyla anılan raporla davalı idare personelinin kusurlu olduğu açıkça ortaya konulduğundan, davalı idarenin hizmetin kötü işletilmesinden hizmet kusuru ilkesi yönünden zararı tazmin etmesi gerektiği, davacıların destekten yoksun kalmadan dolayı uğramış oldukları zararın tespiti amacıyla yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde, anne … için 66.744,36 TL, baba … için ise 47.251,19 TL destekten yoksun kalınan zarar hesaplandığı, bu tutarın olayda hizmet kusuru bulunan davalı idarece davacılara ödenmesi gerektiği, olayın vuku buluş şekli ve davacıların bundan sonraki yaşamı üzerindeki neticeleri, bu nedenle duyduğu elem ve ızdırabın karşılığı olarak sebepsiz zenginleşmeye yol açmayacak düzeyde takdiren davacıların (anne ve babanın) her biri için 15.000,00 TL olmak üzere toplamda 30.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI: Davalı idare tarafından, usul yönünden, davada zamanaşımı bulunduğu, esas yönünden ise, Adli Tıp Kurumu raporunda her ne kadar göbek kordonuna takılan klempin kontrol edilmemesi kusur olarak atfedilse de bu fiilin, ölüme ve dolayısıyla destekten yoksun kalma tazminatına sebep olup olmayacağının tartışılmadığı, ölüm ile fiil arasında uygun illiyet bağı bulunmadığı, hükmedilen tazminatın fahiş olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN_SAVUNMASI: Davacılar tarafından, savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Davacılardan …'ın 14/08/2013 tarihinde saat 02.00 sıralarında … Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesine miadında ağrılı gebe olarak başvurduğu, saat 02.00'de yapılan vajinal muayenesinde açıklık 8 cm, efasman %80 olduğu, saat 02.45'te de normal doğum ile 3700 gram apgarı 8-10 olan canlı bir bebek dünyaya getirdiği, bebekte anne yanına verildikten sonra göbek kordonunda meydana gelen kanama nedeniyle kardiyak arrest geliştiği, bu nedenle saat 06.30'da yenidoğan yoğun bakım ünitesine getirilen ve bu sırada kalp atımı ve solunumu olmayan soluk görünümündeki bebeğe cpr uygulandığı, 30 dakika cpr uygulandıktan sonra kalp atımının döndüğü, bebeğin göbek kordonunun yeniden klemplendiği, entübe edilerek göğüs kompresyonu uygulandığı, genel durum çok kötü, soluk görünümde, bilinci kapalı spontan solunumu olmadığı, tüm müdahalelere rağmen saat 15.30'da eksitus kabul edildiği, davacılar tarafından, yenidoğan bebeklerinin göbek kordonuna takılan klempinin sıkıştırılmaması, kontrol edilmemesi sebebiyle vefat ettiğinden bahisle uğranılan zararların tazmini istemiyle davalı idareye başvuruda bulunulduğu, bu başvurunun reddi üzerine de bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İLGİLİ MEVZUAT:
20/01/1982 tarih ve 17580 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 31. maddesinin birinci fıkrasında, bu Kanun'da hüküm bulunmayan hususlarda; hakimin davaya bakmaktan memnuiyeti ve reddi, ehliyet, üçüncü şahısların davaya katılması, davanın ihbarı, tarafların vekilleri, feragat ve kabul, teminat, mukabil dava, bilirkişi, keşif, delillerin tespiti, yargılama giderleri, adli yardım hallerinde ve duruşma sırasında tarafların mahkemenin sukünunu ve inzibatını bozacak hareketlerine karşı yapılacak işlemler, elektronik işlemler ile ses ve görüntü nakledilmesi yoluyla duruşma icrasında Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı; ancak, davanın ihbarının Danıştay, mahkeme veya hâkim tarafından re'sen yapılacağı kurala bağlanmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 27. maddesinin birinci fıkrasında, davanın taraflarının, müdahillerin ve yargılamanın diğer ilgililerinin, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olduğu; 61. maddesinin birinci fıkrasında, taraflardan birinin, davayı kaybettiği takdirde, üçüncü kişiye veya üçüncü kişinin kendisine rücu edeceğini düşünüyorsa, tahkikat sonuçlanıncaya kadar davayı üçüncü kişiye ihbar edebileceği; 66. maddesinde ise üçüncü kişinin, davayı kazanmasında hukuki yararı bulunan taraf yanında ve ona yardımcı olmak amacıyla, tahkikat sona erinceye kadar, fer'î müdahil olarak davada yer alabileceği hükümleri yer almaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bakılan davada, davacılar tarafından, yenidoğan bebeklerinin göbek kordonuna takılan klempinin sıkıştırılmaması, kontrol edilmemesi sebebiyle vefat ettiği iddiasıyla davalı idare aleyhine açılan tam yargı davasında yapılacak yargılama sonucunda idarenin tazmin yükümlülüğünün olduğuna hükmedilmesi halinde davalı idarenin dava konusu olaya ilişkin olarak sorumluluğu olan kişi veya kişilere rücu edebileceği dikkate alındığında bu kişilerin menfaatlerinin etkileneceği açıktır.
Bu itibarla, yukarıda belirtilen Kanun hükümlerinde öngörülen davanın ihbarı için geçerli koşulların oluştuğu anlaşılmakta olup, Mahkemece, esastan yeniden karar verilirken dava konusu olayda idare ile arasında rücu ilişkisi doğabilecek kişi veya kişilerin tespit edilerek davanın res'en ilgililere ihbar edilmesi gerektiğinden bu husus gözetilmeksizin yapılan yargılama sonucunda verilen kararda hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Öte yandan, … Asliye Ceza Mahkemesinin E:… sayılı dosyasında aldırılan ve bakılan davada hükme esas alınan Adli Tıp Kurumu İstanbul 1. Adli Tıp İhtisas Kurulunca hazırlanan … tarih ve …sayılı raporun, taraflara tebliğ edilmediği görülmüş olup, işbu karardan sonra İdare Mahkemesince, 2577 sayılı Kanunun 31. maddesinin birinci maddesinin atfıyla uygulanan 6100 sayılı Kanunun 280. maddesi uyarınca anılan raporun taraflara tebliğ edilerek aynı Kanun'un 281. maddesi kapsamında rapora itiraz imkanının tanınması gerekmektedir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne,
2. Davanın kabulüne ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26/04/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.