16. Hukuk Dairesi Esas No: 2013/1745 Karar No: 2013/2976 Karar Tarihi: 03.04.2013
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2013/1745 Esas 2013/2976 Karar Sayılı İlamı
16. Hukuk Dairesi 2013/1745 E. , 2013/2976 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi süresinde duruşmalı olarak istenmiştir. Hüküm tarihine nazaran uyuşmazlığa konu teşkil eden taşınmazın değerinin Yargıtay duruşması için belirlenen miktarı aşmaması ve gerekli tebligat giderlerinin ödenmemesi nedeniyle duruşma isteminin reddine, incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildi. İnceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Davacı; kayden maliki olduğu 736 parsel sayılı taşınmazının 3194 sayılı Yasanın 18. maddesi uyarınca imar uygulamasına tabi tutularak 102 ada 2 sayılı imar parselinin oluşturulduğunu, ancak anılan şuyulandırma işleminin iptali için İdare Mahkemesi’ne dava açtığını ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile eski hale ihya suretiyle tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın hukuki yarar eksikliği nedeniyle usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, davacının davalı ... Belediyesine karşı, ... İdare Mahkemesinde, ... Belediye Encümeni"nin 20.10.2010 tarih ve 2010-257 sayılı kararı ile aynı Encümen"in 28.10.2010 tarih ve 2010-266 sayılı kararlarının iptali için dava açtığı ve açtığı bu iptal davası reddedildiği takdirde eldeki davada hukuki yararının kalmayacağı gibi, iş bu iptal davası kabul edildiğinde de, oluşturulan imar sonucu düzenlemeler kendiliğinden ortadan kalkacağından davacının iş bu davayı açmakta ve sürdürmekte hukuki bir yararının bulunmadığı” gerekçesiyle karar verilmiş ise de, mahkemenin kabul ve değerlendirmesi doğru değildir. Hemen belirtilmelidir ki, tapu sicilinin tutulması prensiplerinden biri tescil, diğeri sicilin aleniliği (güvenirliği), bir diğeri Hazinenin kusursuz sorumluluğu, sonuncusu ise geçerli bir hukuki sebebinin bulunması, yani kaydın illetten mücerret olmamasıdır. Somut olayda; davacının 736 sayılı kadastral parselinde yapılan imar uygulaması sonucu 102 ada 2 sayılı imar parselinin oluştuğu ve bu imar parselinin dayanağı idari işlemin (şuyulandırmanın) iptal edilmesi halinde sicil kaydının illetten yoksun hale geleceği kuşkusuzdur. O halde, davacının imar uygulamasına ilişkin Belediye Encümen Kararlarının iptali yönünde açtığı ve ... 2. İdare Mahkemesi’nin 2011/490 esasında kayıtlı davanın sonucunun beklenmesi gerekeceği açıktır. Öte yandan imar düzenlemelerinin iptali yönünde verilen idari yargı kararlarının kesinleşmesi ile birlikte her ne kadar düzenleme kapsamındaki imar parsellerinin sicil kayıtlarının TMK"nun 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düşeceklerinde kuşku yok ise de, İdare Mahkemesi’nin iptal ilamı ile siciller kendiliğinden hükümsüz hale gelmeyecekleri; kesinleşen bu idari kararın, ilgilisine kadastral sicilin ihyası için talep ve dava hakkı vereceği kuşkusuzdur. Hal böyle olunca davacının eldeki kadastral parselin ihyası isteğiyle açtığı davada hukuki yararının bulunmadığı söylenemez. Hal böyle olunca, ... 2. İdare Mahkemesi’nin 2011/490 esasında kayıtlı davanın sonucunun beklenmesi, verilecek kararın kesinleşmesinden sonra eldeki davanın esası bakımından toplanan ve toplanacak olan deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması isabetsizdir. Temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden, kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 03.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.