14. Hukuk Dairesi 2012/5889 E. , 2012/7100 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı tarafından, davalılar aleyhine 21.04.2009 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 28.11.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması istemine ilişkindir.
Davalılardan 323 ve 324 parsel sayılı taşınmaz malikleri ... ve ... vekili ile davaya dahil edilen 342 parsel sayılı taşınmazın maliki ... vekili davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, 319 parsel sayılı taşınmaz lehine, 342 parsel sayılı taşınmazdan geçit hakkı kurulmasına karar verilmiş, hükmü 342 parsel sayılı taşınmazın maliki ... vekili temyiz etmiştir.
Ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi geçit davalarının nedenidir. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.
Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle tarım alanlarında, nihayet bir tarım aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar verme
gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilecekse, gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir.
Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel taşınmazın niteliği gözetilerek uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak belirlenmelidir. Saptanacak bedel de hükümden önce depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin saptanmasından sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır.
Yargılama sırasında, uygun geçit yeri olarak dava açılanlar dışında yeni bir taşınmaz belirlenmesi halinde, bu yeni taşınmaz malikleri hakkında usulünce dava açılıp eldeki dava ile birleştirilmesi gerekir.
Davacı 101 ada 319 parsel sayılı taşınmazın maliki, taşınmazı yararına genel yola ulaşmak amacıyla geçit kurulmasını istemiştir. Mahkemece yapılan keşif sonucunda bilirkişi raporları ile değişik bir alternatifin belirlenmesi üzerine yeni güzergahdaki taşınmazın maliki ... usul hükümlerine aykırı şekilde harçsız dava dilekçesi ile davaya dahil edilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, aleyhine geçit kurulan 101 ada 342 parsel sayılı taşınmazın maliki hakkında harcı yatırılmak sureti ile usulüne uygun olarak açılmış bir dava bulunmamaktadır. Bu taşınmaz maliki hakkında ya usulünce dava açılıp eldeki dava ile birleştirilmeli ya da usul ekonomisi açısından harcı da yatırılmak suretiyle davaya dahil edilerek taraf teşkili sağlanması gerekirken harçsız dilekçe ile davaya dahil edilerek hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Diğer taraftan mahkemece 16.02.2011 tarihli bilirkişi raporu ve ekindeki kroki esas alınarak hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
Geçit davalarında uygulanan fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi gereğince öncelikle yüzölçümü büyük olan parsellerden geçit kurulması gerekir. Ayrıca davalılara ait parsellerden en uygun seçenekten geçit kurulmalıdır.
Somut olayda, 101 ada 319 parsel sayılı taşınmaz yararına 250 sayılı parselin kuzeyinden ve 341 sayılı parselin kuzeyi ve güneyinden olmak üzere genel yola ulaşacak şekilde geçit tesisinin mümkün olup olmadığı araştırılmalı, sonucuna göre hüküm kurulmaldır.
Mahkemece yeniden yapılan araştırma sonucunda tespit edilen alternatiflerin uygun olmadığı sonucuna varıldığı takdirde yine aynı güzergahtan geçit tesis edilecekse geçit bedelinin saptandığı tarihten sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş olduğu gözününe alınarak, hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılıp, geçit bedeli belirlenerek davanın kabulüne karar verilmelidir.
Mahkemece, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının yatırana iadesine, 17.05.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.