Esas No: 2021/469
Karar No: 2022/3952
Karar Tarihi: 23.05.2022
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2021/469 Esas 2022/3952 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, T.C. icra vekilleri heyetini cebren ıskat veya vazife görmekten cebren men etmeye teşebbüs suçundan tutuklu kaldığı ancak beraat ettiği için tazminat istemiş ve mahkeme tarafından kısmen kabul edilmiştir. Maddi tazminat için davacının vekalet ücretinin tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesi hükmedilmiş, manevi tazminat için ise tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 500.000,00 TL ödeme kararı verilmiştir. Ancak mahkeme bu kararı verebilirken bazı hatalara düşmüştür. Maktu vekalet ücreti ile serbest meslek makbuzundaki ücretin farklılık gösterdiği ve uçuş tazminatının koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davasında zarar kapsamında değerlendirilemeyeceği belirtilerek maddi tazminat talebi reddedilmelidir. Ayrıca manevi tazminat miktarının davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklama gerekçesi, tutuklu kalınan süre vb. hususlar göz önünde bulundurularak makul bir miktar olarak tespit edilmemesi hukuka uygun değildir. Ayrıca kararda \"Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat'' yerine \"Yakalama veya tutuklama sonrası KYO veya beraat kararı verilmesi halinde tazminat\" ibaresinin kullanılması da hatadır. Kan
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
Hüküm : Davacının tazminat talebinin kısmen kabulü ile 5.850,00 TL ödemiş olduğu vekalet ücretinin ödeme tarihinden, 32.141,02 TL maddi, 500.000,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden işletilecek yasal faiz ile birlikte davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesine,
Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Tazminat talebinin dayanağı olan İstanbul Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/188 Esas – 2015/143 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının T.C. icra vekilleri heyetini cebren ıskat veya vazife görmekten cebren men etmeye teşebbüs suçundan 09.07.2011 – 19.06.2014 tarihleri arasında 1076 gün tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 08.06.2015 tarihinde kesinleştiği, tutuklama tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı CMK'nın 142. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmakla;
Davacının 106.835,91 TL maddi, 1.000.000,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesi talebine ilişkin söz konusu davada, yerel mahkemece 5.850,00 TL ödemiş olduğu vekalet ücretinin ödeme tarihinden, 32.141,02 TL maddi, 500.000,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine hükmedildiği anlaşılmakla;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre davacı vekilinin ve davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- 29.05.1957 tarih ve 4-16 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği üzere, tazminat talebinin dayanağı olan ceza dosyasında beraat eden davacı lehine hükmolunması gereken maktu vekalet ücretinin yargılama giderleri kapsamında olduğu ve asıl davadan bağımsız olarak dava konusu yapılamayacağı, serbest meslek makbuzunda yer alan vekalet ücretinin ise davacı ile avukatı arasındaki hukuki ilişkiye dayandığı, yine davacının uçuş tazminatının koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davasında zarar kapsamında değerlendirilemeyeceği dikkate alınarak, maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerektiği,
2-Yargıtayın görevi ülke genelinde uygulama birliğinin sağlanması ve benzer olaylarda aynı çözüm tarzının oluşturulmasıdır. Bu görev yerine getirilirken hukukun genel ilkeleri, ülkedeki pozitif hukuk normları ve uluslararası temel insan haklarına ilişkin kural ve kabullere uygun bir yorum ve uygulama benimsenmelidir.
Bu ilke yalnızca denetim mahkemeleri için değil, hüküm mahkemeleri için de geçerlidir. Hukuk devletinin en belirgin özelliği hiçbir kurum ve makam ayrımı gözetilmeden herkesin hukuk kurallarına uymasıdır.
Dairemizin yerleşik kararlarında da vurguladığı üzere, nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer gözetilmek suretiyle, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, belirlenen ölçütlere uymayacak ve emsal uygulamaların da üzerinde olacak şekilde çok fazla manevi tazminata hükmolunması,
3-Gerekçeli karar başlığında, dava türü olarak, "Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat'' yerine, ''Yakalama veya tutuklama sonrası KYO veya beraat kararı verilmesi halinde tazminat'' ibaresine yer verilmesi,
Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin ve davacı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 23.05.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.