Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Hükmi şahıslara yapılacak tebligat Tebligat Kanununun 12 ve 13.maddelerinde düzenlenmiştir. Bu maddeler hükmüne göre tebligatın hükmi şahısların  selahiyetli mümessillerine, bunlar birden ziyade ise yalnız birine, bu kişiler mutat iş saatlerinde iş yerinde bulunmadıkları  veya evrakı bizzat alamıyacak bir halde oldukları takdirde orada hazır bulunan memur ve mustahdemlerinden birine yapılır. Tebligat Nizamnamesi 18 son fıkrasına göre tebligatı alacak kişilerin bulunmama sebebinin tebliğ mazbatasına yazılması zorunludur. Hükmi şahsiyeti temsile yetkili kişilerin bulunmadığı veya tebliğ evrakını alacak durumda olmadıkları tebliğ mazbatasına yazılmadan sekretere yapılan tebligat usulüne uygun olmadığından Tebligat Kanununun 32.maddesi uyarınca muhatabın tebliğe muttali olduğunu bildirdiği tarihte tebliğ edilmiş sayılır.
Somut olayda örnek 7 ödeme emri 10.11.2009 tarihinde "muhatap firmanın yetkilisine tebliğ edildi" şerhi ile Mehmet Kara isimli kişiye tebliğ edilmiş olup, bu kişi borçlu şirket temsilcisi olmadığından tebligat usulsüz tebliğ edilmiştir. Borçlu vekili ödeme emri tebligatına 19.01.2010 tarihinde muttali olduğunu beyan ettiğine göre muttali tarihi itibariyle ödeme emri tebligatının düzeltilmesi gerekir. Dosya fotokopileri arasında borçlunun daha önce ödeme emrine muttali olduğuna ilişkin bir bilgi ve belgeye rastlanmamıştır.
Alacaklı vekili ile borçlu vekilinin birbirlerine gönderdikleri 29.12.2009 ve 30.12.2009 tarihli email içeriklerine göre borçlu vekilinin bu email ile ödeme emri tebligatından haberdar oldukarı hususunun ispatlanmış sayılamayacağı gibi email ıttıla tirihinin ispatına yeterli belge değildir. Mahkemece ödeme emri tebligatının muttali tarihi 19.01.2010 tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken 29.12.2009 tarihli email ile borçlunun takipten haberdar olduklarının kabulü ile şikayetin süreden reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ  : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA),  14.12.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.