12. Ceza Dairesi 2021/1612 E. , 2021/5985 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Taksirle yaralama suçundan sanık ..."nun 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 89/1, 62 ve 52. maddeleri gereğince 2.000,00 Türk Lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına, zararın giderilmemesi nedeniyle şartları oluşmadığından bahisle sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına dair İstanbul 35. Asliye Ceza Mahkemesinin 22/10/2019 tarihli ve 2018/340 esas, 2019/697 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre; hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesinin şartlarından olan 5271 sayılı Kanunun 230/6-c maddesinde yer alan "Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi, gerekir." şeklindeki düzenleme nazara alındığında, mahkemesince somut bir zarar tespiti yapılması amacıyla katılandan da sorulmak suretiyle basit bir araştırma ile katılanın zararının tespit edilerek, zararın giderilmesi amacıyla sanığa makul bir süre verilmesini müteakip, oluşacak sonuca göre hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağı hususunun değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 09/12/2020 gün ve 94660652-105-34-15932-2020-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak tebliğ olunur.
İstanbul 35. Asliye Ceza Mahkemesinin 22/10/2019 tarihli kararı ile katılanın zararı giderilmediğinden bahisle sanık hakkında 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun 231. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmiş ise de,
Somut olayda, hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesesine engel hali bulunmayan sanığın, 21/11/2018 tarihli celsede hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun uygulanmasını talep etmesi, 17/01/2019 ve 03/09/2019 tarihli celselerde sanık müdafiince yapılan savunmalarda ise, kendilerine bildirim yapılırsa zararı karşılamak istediklerini beyan etmeleri, ayrıca 22/10/2019 tarihli son celsede sanık müdafinin taraflarına zarar miktarı bildirilmemesi üzerine dosyada mevcut hastane faturalarını esas alarak katılana ödemede bulunduklarını beyan etmeleri karşısında; mahkemesince yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre somut bir zarar tespiti yapılması amacıyla katılandan da sorulmak suretiyle basit bir araştırma ile katılanın zararının tespit edilerek, zararın giderilmesi amacıyla sanığa makul bir süre verilmesini müteakip, oluşacak sonuca göre hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağı hususunun değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 09/12/2020 gün ve 94660652-105-34-15932-2020-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak tebliğ kılınmakla;
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Olay günü sanık ..."nun kırma dogo-arjantino cinsi köpeği olduğu, bu köpeği site içerisinde bulunan ikametinin bahçesinde beslediği, çoğu zaman köpeğin bakımını ve gezdirmesini aynı sitedeki bazı evlerin bahçıvanlığını yapan diğer sanık ..."in yaptığı, olay tarihinde sanık ..."in köpeği gezdirmeye çıkardığı, bir ara köpeğin ipini çözüp ağaca bağladığı ve köpeğin kulübesindeki tasmasını çıkarmak için uğraştığı sırada köpeği elinden kaçırdığı akabinde köpeğin aynı gün saat 15:00 sıralarında olay mahallinde yürüyen katılana saldırarak onu ısırarak yaralanması ile neticelenen olayda, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03.02.2009 tarih ve 2009/250-13 sayılı kararı doğrultusunda katılan tarafın basit bir hesapla olay sebebiyle uğradığı zararın tespit edilerek sanığın bu zararı karşılamasına imkan tanınıp, 5271 sayılı Yasanın 231. maddesindeki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin hükümlerin suçun niteliği, hükmolunan cezanın türü ve adli sicil kaydı da değerlendirilerek sanığın hukuki durumunun yeniden takdir ve tayininde zorunluluk bulunduğu, aşamalarda tarafların maddi zarara yönelik herhangi bir beyanlarının bulunmadığı, yukarıda bahsi geçen Yargıtay Ceza Genel Kurul Kararına göre CMK"nın 231. maddesinde değinilen zararın manevi zarar değil maddi zarar olduğu anlaşılmakla, katılanın olay nedeniyle uğradığı zararın Ceza Genel Kurulu kararı doğrultusunda basit bir araştırmayla tespit edilip sanığın zararı gidermesine imkan tanınarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini yerine yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden;
Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen ihbarnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görüldüğünden, İstanbul 35. Asliye Ceza Mahkemesinin 22/10/2019 tarihli ve 2018/340 esas, 2019/697 sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 20.09.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.