16. Hukuk Dairesi Esas No: 2013/2437 Karar No: 2013/2890 Karar Tarihi: 02.04.2013
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2013/2437 Esas 2013/2890 Karar Sayılı İlamı
16. Hukuk Dairesi 2013/2437 E. , 2013/2890 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : KADASTRO
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sırasında Seydibaba Köyü çalışma alanında bulunan 125 ada 3 parsel sayılı 699,91 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle eşit paylarla davalılar... çocukları ..., ... ve ... adına tespit edilmiştir. Davacı ..., satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak ve adına tespiti yapılan 125 ada 4 parsel sayılı taşınmazın eksik tespit edildiğini ve mevcut eksikliğin çekişmeli taşınmazda kaldığını öne sürerek dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, 125 ada 3 ve 4 parsel sayılı taşınmazların tespit gibi tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece çekişmeli taşınmaz üzerinde davacı ... yararına 3402 sayılı Yasa"nın 14. maddesi koşullarının oluşmadığı gerekçe gösterilerek hüküm kurulmuş ise de yapılan araştırma inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Dosya içeriğinden, davacı ..."ın, 27.01.2012 tarihli dava dilekçesi ile dinlenmesini istediği tanıklarının isimlerini ve adreslerini Mahkemeye bildirdiği, ancak Mahkemece 07.09.2012 tarihli celsede 10.09.2012 tarihinde çekişmeli taşınmaz başında keşif icrasına karar verildiği halde davacı tanıkları adına keşif gün ve saatini bildirir meşruhatlı davetiye çıkarılması yönünde ara karar kurulmadığı gibi, keşfe karar verilen celse tarihi ile keşif tarihi arasındaki süre zarfında da davacı tanıklarına meşruhatlı davetiye çıkartılmasının mümkün bulunmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece hüküm yerinde, tanıkların davacı tarafça keşif mahallinde ve sonrasında duruşmalarda hazır edilmemeleri nedeniyle dinlenilmediği belirtilmiş ise de taraflara, isimlerini ve adreslerini bildirdiği tanıklarını keşif gün ve saatinde keşif mahallinde hazır etmeleri gibi bir yükümlülük yüklenemez. Dava dosyasında, davacı tarafın tanıklarının dinlenmesinden vazgeçtiğine dair bir beyan ve dilekçesi de bulunmamaktadır. Hal böyle olunca; sağlıklı bir sonucu varılabilmesi için çekişmeli taşınmazı iyi bilen, elverdiğince yaşlı, yansız, yerel bilirkişi, tespit bilirkişileri ve tarafların delil listelerinde isimleri yazılı tanıklar hazır olduğu halde yeniden keşif yapılmalı, beyanlar arasında doğabilecek çelişkiler giderilmeye çalışılmalı ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece davacı tarafın tanıkları dinlenmeden yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz, davacı ..."ın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz karar harcının talep halinde ilgilisine iadesine, 02.04.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.