11. Ceza Dairesi Esas No: 2018/5306 Karar No: 2019/534 Karar Tarihi: 16.01.2019
Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2018/5306 Esas 2019/534 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, babası ve diğer bir sanıkla birlikte ortak bir oto galeri işletmektedir. Sanık'ın kullandığı araç, trafik kazasına karışması üzerine çalıntı olduğunun ve sahte plaka ve trafik tescil belgeleri ile kullanıldığının anlaşılması sonucu resmi belgede sahtecilik suçundan açılan davada mahkum edilmiştir. Sanık, aracı DSİ'de çalışan birinden satın aldığını iddia etmiştir ancak tanıkların ifadeleri bu iddiasını doğrulamamıştır. Sanığın savunmasının samimi olmadığı ve zincirleme olarak resmi belgede sahtecilik suçunun sübut bulduğu sonucuna varılmıştır. Sanık hakkında TCK'nin 204/1-3 ve 43. maddeleri uyarınca 3 yıl 9 ay hapis cezası verilmiştir. TCK'nin 62. maddesi gereğince indirim yapılarak ceza 2 yıl 13 ay 15 gün olarak eksik belirlenmiştir. Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı iptal kararı yanlış yorumlanarak, 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinin uygulanmaması nedeniyle hüküm bozulmuştur. Bu bölümün hüküm fıkrasından çıkarılması ve yerine \"\"Anayasa Mahkemesi\"nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararından sonra
11. Ceza Dairesi 2018/5306 E. , 2019/534 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : Mahkumiyet
Sanık ..."in, babası olan ve hakkındaki beraat hükmü kesinleşen diğer sanık ... ile ortak oto galerisi işlettiği; sanık ..."in kullandığı .... plakalı aracın trafik kazasına karışması üzerine, aracın çalıntı olduğunun, sahte plaka ve trafik tescil belgeleri ile kullanıldığının anlaşıldığı; sanıkların emniyette muhafaza altına alınan bu aracı oradan çıkarmak için sahte vekaletname ibraz etme eylemi nedeniyle sahte tescil belgesi, sahte plaka ve sahte vekaletname kullandıkları iddiası ile sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçlarından açılan ve birleştirilen davalarda; sanık ..."in, suça konu aracı Kayseri ilinde araba pazarında DSİ"de çalışan soy ismini bilmediği ... isimli birinden satın aldığını, vekaletin sonra geldiğini, 500 Avro"yu kaparo olarak elden verdiğini, kalan 32.200 TL parayı da .... "e sonradan verdiğini savunmasına rağmen, tanık olarak dinlenen ve DSİ"de çalışan.... ın sanıkları tanımadığını ve olayla ilgisinin olmadığını söyleyerek sanığın savunmasını doğrulamaması; sanığın galericilik yapmasına rağmen araç aldığını ve 32.200 TL ödeme yaptığını söylediği kişinin soy adını bilmediğini belirtmesi ve hiç bir belge sunmaması nedeniyle savunmasının samimi olmadığı; İstanbul"dan çalınan aracın sahte plaka, sahte tescil belgesi ve sahte vekaletname ile birlikte sanıkta ele geçirilmiş olması karşısında; sanığın üzerine atılı zincirleme olarak resmi belgede sahtecilik suçunun sübut bulduğu anlaşıldığından tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Sanık hakkında, TCK"nin 204/1-3 ve 43. maddeleri uyarınca 3 yıl 9 ay olarak tayin edilen hapis cezasından TCK"nin 62. maddesi gereğince indirim yapılması ile sonuç hapis cezasının 3 yıl 1 ay 15 gün yerine, 2 yıl 13 ay 15 gün olarak eksik belirlenmesi, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni sayılmamıştır. Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilerek tartışılan delillere, Mahkemenin oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, sanık müdafiinin diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir, ancak; Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı iptal kararı yanlış yorumlanarak, 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinin uygulanmaması, Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz talebi bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesinin uygulanması ile ilgili bölümün hüküm fıkrasından çıkarılması ve yerine ""Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararından sonra oluşan duruma göre, sanık hakkında, 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesinin 1. ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının birinci cümlesinin uygulanmasına"" ibaresinin yazılması suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 16.01.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.