2. Hukuk Dairesi 2017/4013 E. , 2018/250 K.
"İçtihat Metni"....
Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; dilekçenin reddine dair Dairemizin 02.052017 gün ve 2016/22737-2017/5073 sayılı ilamıyla ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş ise de, bu Kanuna 6217 sayılı Kanunla ilave edilen geçici 3. maddenin (1.) bendinde, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26.09.2014 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ila 454. madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı hükme bağlandığından, karar düzeltme talebinin incelenmesi gerekmiştir.
Karşılıklı açılan boşanma davalarının yapılan yargılaması sonunda, mahkemece verilen ilk hüküm davalı-davacı erkeğin temyizi üzerine Dairemizin 02.05.2017 tarih 2016/2237 esas, 2017/5073 karar sayılı ilamı ile gerekçeli kararın 18.08.2016 tarihinde davalı-davacı tarafa tebliğ edildiği, temyiz itirazlarının ise on beş günlük süre geçtikten sonra 19.09.2016 tarihinde yapıldığı gerekçesiyle temyiz dilekçesinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Davalı-davacı erkek temyiz ve karar düzeltme dilekçesinde tebligatın usule aykırı yapıldığını, usule aykırı yapılan tebligattan 29.08.2016 tarihinde haberdar olduklarını, bu tarihin tebliğ tarihi olarak kabul edilmesini beyan etmiştir. Davalı-davacı vekili kararı 19.09.2016 tarihinde temyiz etmiştir. Gerekçeli kararın davalı-davacı vekiline tebliğine ilişkin tebliğ mazbatasında gösterilen adreste daimi çalıştığını beyan eden evrakı almaya reşit ve ehi....... “ 18.08.2016 tarihinde tebliğ edildiği belirtilmiştir. Vekil adına işçisine yapılan bu tebligatta, tebliğ memuru tarafından, tebligatın yapılması gereken avukatın, tevzi sırasında belirtilen adreste olup olmadığı, başka bir anlatımla, tebliğ memuru tarafından, muhatabın adreste bulunup bulunmadığının araştırılıp tespit edilmediğinden, tebliğ işlemi, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 17. maddesi ve Yönetmeliğin 26. maddesi hükümlerine uygun yapılmadığından usulsüzdür. Tebligat kanunun 32. maddesi ise Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur hükmünü içermektedir. Bu hüküm karşısında davalı-davacı vekili tarafından 29.08.2016 tarihi tebliğ tarihi olarak beyan edildiğine göre bu durumda temyiz süresinin son günü 13.09.2016 günü yani Kurban bayramının 2. gününe isabet ettiği, 15.09.2016 tarihi de bayramın son günü olduğu, Başbakanlığın genelgesi uyarınca 16.09.2016 cuma gününün, hizmetlerin aksamaması açısından gerekli tedbirlerin alınması ve asgari seviyede personelin bulundurulması kaydıyla idari izin günü olarak belirlendiği, bu günün resmi tatil olmaması nedeniyle süreler ve bu bağlamda temyiz süresi işlemeye devam ettiğinden 19.09.2016 tarihinde yapılan temyizin süre aşımı nedeniyle yine reddi gerekeceğinden, yerinde bulunmayan karar düzeltme isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
Temyiz ilamında yer alan açıklamalara göre Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 440. maddesinde sayılan sebeplerden hiçbirisine uygun olmayan karar düzeltme isteğinin REDDİNE, aynı Kanunun 442/3. maddesi gereğince; bu maddede gösterilen para cezasının miktarı 5252 sayılı Kanunun 4. maddesiyle artırıldığından ve aynı yasanın 7. maddesiyle; ceza, idari para cezasına dönüştürüldüğünden, 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 17. maddesinin 7. fıkrasıyla da idari para cezaları her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yıl uygulanan miktarın, o yıl için belirlenmiş olan yeniden değerleme oranında artırılarak uygulanacağı öngörülmüş olmakla, bu suretle hesaplanan 275.00 TL. idari para cezasının ve Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 74.80 TL. ilam harcının karar düzeltme talep edene yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna, oybirliğiyle karar verildi. 10.01.2018(Çrş.)
....