Esas No: 2021/3540
Karar No: 2022/5280
Karar Tarihi: 31.05.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/3540 Esas 2022/5280 Karar Sayılı İlamı
Özet:
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 36. Hukuk Dairesi, bir menfi tespit davasının istinaf incelemesi sonucunda, davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararı bozdu. Davacı taraf, kira sözleşmesine dayalı olarak hakkında yapılan icra takibine itiraz edemediğini, ancak borcu kabul etmediğini ve alacaklı olduğu 200.000 TL bakımından takas ve mahsup defini ileri sürdüğünü belirtti. Davalı taraf ise, davacının kira bedellerini ödediğini ispat etmesi gerektiğini savundu. İlk derece mahkemesi, davacının kiralananı tahliye ettiği konusunda yeterli ispat sunamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verdi. Ancak, Bölge Adliye Mahkemesi, icra takibinde anahtarın teslim edildiğini göz önünde bulundurarak kararın yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile verildiği gerekçesiyle bozdu. Kararın detaylarına göre, ilk derece mahkemesi kararı bozuldu ve davacı yararına karar verildi. Bu karara göre, 6100 sayılı HMK'nın 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararı kaldırıldı ve ilk derece mahkemesi kararı davacı yararına bozuldu. Ayrıca, Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine karar verildi. Kanun maddeleri ise şöyle:
- 6100 sayılı HMK'nın 373/1 maddesi: \"Yargıtay Kararlarının incelenmesi temyiz incelemesi ve denetim yoluyla yapılır.\"
- 6100 sayılı HMK'nın 371 inci maddesi: \"Kararın bozulması hakkında karar verilebilmesi için, bozma nedeninin açıkça belirtilmesi gerekir.\"
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 36. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ......
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen menfi tespit davasının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen karar, davacı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 22/03/2022 tarihinde davacı vekili Av. ...... ile davalı vekili Av. ...... geldi. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekillerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra, eksikliğin giderilmesi için yazılan müzekkere cevabı gelmekle; dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; 01/04/2016 başlangıç tarihli kira sözleşmesine dayalı olarak hakkında icra takibi yapıldığını, bu takipten haberdar olmadığı için takibe itiraz edemediğini, borcu kabul etmediğini, kiralanana 200.000 TL kadar masraf yaptığını, alacaklı olduğu 200.000 TL bakımından takas ve mahsup defini ileri sürdüğünü, yaptığı zorunlu tadilat bedellerinin kira bedelinden indirilmesinin zorunlu olduğunu ileri sürerek; alacaklı olduğu şimdilik 200.000 TL’nin takas-mahsubuna, İstanbul 5. İcra Müdürlüğünün 2017/27150 Esas sayılı dosyasında borçlu olmadığının tespitine, lehine kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı; 01/04/2016 başlangıç tarihli kira sözleşmesi taraflarca feshedilmediğinden halen ayakta olduğunu, sözleşmeye göre kiracının, izin almadan tadilat yapamayacağını ve yapılan masraflar için bedel talep edemeyeceğini, davacının kira bedellerini ödediğini ispat etmesi gerektiğini savunarak, davanın reddini ve lehine kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince; kiralananın tahliye edildiğinin kabul edilebilmesi için, kiralananın fiilen boşaltılması yeterli olmayıp, anahtarın da kiralayana teslim edilmesi gerektiği, bu itibarla davacı/kiracının kiralananı tahliye ettiğini ispatlayamadığı, kiracı/davacının sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerinin devam ettiği, usule uygun fesih ve tahliye olgusu ispatlanamayan davada zorunlu ve faydalı masrafları da talep edemeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesinin kararına karşı, davacı tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince; taraflar arasında 01/04/2016 başlangıç tarihli yazılı kira sözleşmesi bulunduğu, davalı tarafından 2017 yılı Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz ve Ağustos ayları kira bedellerinin tahsili için davalı aleyhine takip başlattığı, davacının anahtar teslimi yaparak taşınmazı daha önce tahliye ettiğini ispat edemediği, davacının beyanı esas alındığında takip konusu ayları ödemekle yükümlü olduğu, takas mahsup talebinin ise ancak tahliyeden sonra değerlendirebileceği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında hazırlanan 01/04/2016 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesine dayanılarak 17/08/2017 tarihinde başlatılan davaya konu takipte, Nisan-Ağustos 2017 dönemine ait kira bedellerinin tahsili istenilmiştir. Davacı kiracının, yargılamada, kiralananı iki ay kadar kullandığını, kiraya verenin bilgisi dahilinde kiralananı boşalttığını ve kiraya verenin izni ile anahtarı apartman görevlisine teslim ettiğini beyan etmiştir. Kural olarak kiralananın anahtarının üçüncü kişiye teslimi yasal bir teslim olarak kabul edilemeyeceğinden davacı tarafından kiralananın tahliye edildiği sonucuna varılamaz. Ancak davalı kiraya veren tarafından Nisan 2016-Mart 2017 dönemi kira alacaklarının tahsili için davacı kiracı hakkında 17/03/2017 tarihinde İstanbul 5. İcra Müdürlüğünün 2017/9252 Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığı, 23/06/2017 tarihinde icra dosyasına apartman görevlisi olduğu beyan eden ... ...'un, kiracının, kiralananı tahliye ettiğini ve anahtarı mal sahibine teslim etmek üzere kendisine verdiğini beyan ederek anahtarın mal sahibine verilmek üzere dosyaya teslim alınması talebini içerir dilekçe sunduğu, kiraya veren/alacaklı vekilinin ise, binada apartman görevlisi olarak çalışan ... ...'un dosyaya sunduğu anahtarın mal sahibine verilmek üzere kendisine verilmesini talep ettiği, bu nedenle icra müdürlüğünce 23/06/2017 tarihinde talep gibi işlem yapılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, ilk derece mahkemesince; kiraya veren vekili tarafından kiralananın anahtarının 23/06/2017 tarihinde icra dosyasından teslim alındığı, diğer bir anlatımla kiralananın 23/06/2017 tarihinde tahliye edildiği göz önünde bulundurularak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmiş olması, doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanun'un 371 inci maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA, 3.815 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 31/05/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.