Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/6673
Karar No: 2022/5262
Karar Tarihi: 31.05.2022

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/6673 Esas 2022/5262 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2021/6673 E.  ,  2022/5262 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ
    DAVACILAR :


    Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen alacak davasının kısmen kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacılar ile davalılardan ..., ..., ..., ..., ... ..., ..., ..., ...'ın istinaf başvurularının esastan reddine yönelik olarak verilen karar, davacılar vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 31/05/2022 tarihinde davacılar vekili Av. ... geldi. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekilin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00'e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacılar; davalıların, muris ...'un mirasçısı olduklarını bilmelerine rağmen, bu durumu gizleyerek aldıkları hatalı veraset ilamına dayalı olarak davaya konu taşınmazı adlarına intikal ettirdiklerini, ardından davalılar tarafından bahse konu taşınmazın 14/04/1999 tarihinde dava dışı kooperatife satış suretiyle devredildiğini öğrendiklerini, kötü niyetli olarak yapılan satış işlemleri nedeniyle mağdur olduklarını ileri sürerek; işbu taşınmazın dava tarihi itibariyle keşfen belirlenen değerinden, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik miras paylarına tekabül eden 300.000 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmişlerdir.
    Davalılar; mevcut mirasçılık belgesi iptal edilmediği sürece davacıların muris ...'un yasal mirasçısı olarak kabul edilemeyeceğini, kötü niyet iddialarının mesnetsiz olduğunu, adlarına intikal edip davaya konu edilmeyen diğer taşınmazlar üzerinde şimdiye kadar hiçbir tasarrufta bulunmadıklarını, davaya konu taşınmazın 42.184,80 TL bedelle satıldığını, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, davacıların satış bedelinden paylarına düşen miktarı talep edebileceklerini savunarak, davanın reddini istemişlerdir.
    İlk derece mahkemesince; alınan hasımlı mirasçılık belgesine göre muris ...'nin mirasçısı olan davacıların, muristen intikal eden davaya konu taşınmazın satış bedelinden pay alamadıkları için eldeki davayı açmakta haklı oldukları, ancak taşınmazın dava tarihi itibariyle değerinin değil, satış tarihi itibariyle belirlenen değerinden paylarına düşen kısmın talep edilebileceği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile 47.604,36 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan miras payları oranında tahsiline karar verilmiştir.
    İlk derece mahkemesi kararına karşı, davacılar ile davalı ... dışında diğer davalılar tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
    Bölge adliye mahkemesince; alınan hasımlı mirasçılık belgesi uyarınca davacıların muris ...'nin mirasçısı oldukları, davacıların mirasçı olarak gösterilmediği önceki veraset ilamı ile davaya konu taşınmazın davalılara intikal ettiği, akabinde taşınmazın davalılar tarafından 14/04/1999 tarihinde dava dışı kooperatife satıldığı, satış bedelinin tapuda 42.184,80 TL olarak gösterildiği, taşınmazın satış tarihindeki rayiç değerinin ise keşfen 253.890 TL olarak belirlendiği, davacıların miras paylarına tekabül eden kısmın ise toplam 47.604,36 TL olduğu, işbu bedel üzerinden davalıların sorumluluklarına gidilebileceği, ilk derece mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle, davacılar ile davalılardan ..., ..., ..., ..., ... ..., ..., ..., ... ve ...'ın istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiş; karar, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2) Denkleştirici adalet ilkesi, haklı bir sebebe dayanmadan başkasının mal varlığından istifade ederek, kendi mal varlığını artıran kişinin elde ettiği kazanımı geri verme zorunda olduğunu ve bir eski hale getirme yükümlülüğünü ifade eder.
    Bu bakımdan sebepsiz zenginleşmeye konu alacağın iadesine karar verilirken, taşınmazın satış bedelin olarak alınan paranın alım gücünün ilk ödeme günündeki alım gücüne ulaştırılması ve bu şekilde iadeye karar verilmesi gerekir. Bu güncelleme yapılırken, güncellemeye esas alınan somut veriler tek tek uygulanarak, ödeme tarihinden ifanın imkansız hale geldiği tarihe kadar paranın ulaştığı değer her bir dönem için hesaplanmalı, sonra bunların ortalaması alınmalıdır.
    Satım bedelinin iade tarihindeki ulaştığı bedel belirlenirken, ödenen paranın çeşitli ekonomik etkenler nedeniyle azalan alım gücünün enflasyon, ... artış oranları, faiz, altın ve döviz kurlarındaki artışlar, memur maaş ve işçi ücretlerindeki artışlar ve benzeri ekonomik göstergelerin ortalamaları göz önünde tutulmalıdır.
    Somut olayda; davaya konu taşınmazın hatalı veraset ilamına dayalı olarak muris ...’den davalı mirasçılara intikali üzerine, davalılar tarafından 14/04/1999 tarihinde dava dışı kooperatife satılarak tapuda devredildiği, satış bedelinin resmi senette 42.184,80 TL olarak gösterildiği, mahkemece keşfen taşınmazın satış tarihi itibariyle rayiç değerinin ise 253.890 TL olarak belirlendiği, hasımlı veraset ilamına göre muris ...’nin mirasçısı olan davacılara satış bedelinden pay verilmediği, taşınmazın satışı nedeniyle davalı mirasçıların sebepsiz zenginleştiğinden bahisle eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
    Hal böyle olunca ilk derece mahkemesince; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular çerçevesinde, tarafların murisi ...’den intikal eden davaya konu taşınmazın davalılar tarafından satışı nedeniyle, davalı mirasçıların davacı mirasçılar aleyhine sebepsiz zenginleştikleri, öte taraftan, davalıların satış işlemlerini gerçekleştirirken kötü niyetle hareket ettiklerinin ispatlanamadığı dikkate alınarak, taşınmazın satış tarihindeki rayiç değeri olarak belirlenen 253.890 TL’nin; çeşitli ekonomik etkenlerin (enflasyon, ..., ..., faiz, altın ve döviz kurlarındaki artışlar, memur maaş ve işçi ücretlerindeki artışlar vs) ortalamaları alınarak dava tarihi itibariyle ulaşacağı alım gücünün, konunun uzmanı bilirkişi marifetiyle belirlenmesi ve belirlenecek bedelden davacıların miras payına düşen kısmın davalılardan miras payları oranında tahsiline karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK'nın 373/1 maddesi uyarınca, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanun'un 371. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davacılar yararına BOZULMASINA, 3.815 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalılardan alınıp davacılara verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacılara iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 31/05/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi