16. Hukuk Dairesi 2013/2285 E. , 2013/2828 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; "Dava konusu taşınmazın sınırında ... bulunması nedeniyle ... araştırması yapılması gerektiği ve taşınmazın doğusunda Çarşamba kanalı bulunduğundan bu kanalın hangi kuruma ait olduğunun tespiti ile malikinin davaya dahil edilmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, hükme dayanak yapılan fen bilirkişisi raporunda P8 ile gösterilen 578,30, P6 ile gösterilen 572,33 ve P16 ile gösterilen 2.874,53 metrekarelik bölümlerinin davacı ... adına tesciline karar verilmiş; hüküm, ... tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan araştırma sonucunda dava konusu taşınmazın kesinleşen ... ... sınırları dışında kaldığı ve ... olmadığının belirlendiği davacı yararına zilyetlikle mülk edinme şartlarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuştur. Bozma ilamında dava konusu taşınmazın sınırında Çarşamba kanalı bulunduğu vurgulanarak kanalın ait olduğu kurumun da davaya dahil edilmesi gereğine değinilmiş ise de fen bilirkişisinin ek raporunda, 26/05/2009 tarihli raporda Çarşamba kanalı olarak belirtilen yerin aslında Çarşamba Çayı olduğunun belirtilmesi karşısında taşınmazın jeolojik yönden niteliğinin belirlenmesi ile taşınmazın öncesinin dere yatağı olup olmadığı ve sonradan tarım arazisine dönüşüp dönüşmediğinin yöntemine uygun şekilde araştırılması gerekir. Jeolog bilirkişinin 21.05.2009 havale tarihli raporu taşınmazın öncesinin dere yatağı olup olmadığı ve sonradan tarım arazisine dönüşüp dönüşmediği hususlarında yetersiz olduğu gibi taşınmazda zilyetliğin sürdürülüş biçimi de yöntemince araştırılmamıştır. Sağlıklı sonuca varılabilmesi için, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle taraf tanıkları ve jeolog bilirkişi huzuruyla yeniden keşif yapılmalıdır. Taşınmazın başında yapılacak keşif sırasında dinlenecek yerel bilirkişi, ve taraf tanıklarından, zilyetliğin sürdürülüşü ile ilgili olarak, taşınmazların geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, taşınmazların devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması halinde imar ve ihyaya konu edilip edilmediği, imar ve ihyaya konu edilmiş ise ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman bitirildiği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, jeolog bilirkişiden taşınmazın dere yatağı olup olmadığı ya da dereden kazanılıp kazanılmadığı ile ilgili bilimsel ve teknik verilere dayalı taşınmazın sınırlarını gösterir tüm yönlerden çekilmiş fotoğraflar ekli rapor alınmalı, dava tarihinden geriye doğru iktisap dönemlerini kapsayacak şekilde taşınmazın uydu hava fotoğraflarının bilimsel yöntemlerle jeodezi veya fotogrametre mühendisi bilirkişi aracılığıyla incelenmesi ile niteliği ve kullanım durumu açıklığa kavuşturulmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmelidir. Dava konusu taşınmazın farklı bir bölümünün … 1 .Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/512 Esas sayılı dava dosyasında da davalı olduğu bildirildiğinden teknik bilirkişiye, bu dava dosyasında dava edilen taşınmaz ile dava konusu taşınmazı bir arada gösterir kroki ile keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 01.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.