Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/6347
Karar No: 2022/5261
Karar Tarihi: 31.05.2022

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/6347 Esas 2022/5261 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2021/6347 E.  ,  2022/5261 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    MİRASÇILARI :

    Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılmasına ve ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına dair verilen karara, ilk derece mahkemesince uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne yönelik olarak verilen kararın; davalı vekili tarafından duruşmalı, davacılar vekili tarafından duruşmasız olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 31/05/2022 tarihinde davacı mirasçılarından ... ve mirasçılar vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... geldi. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan davacı mirasçısının ve taraf vekillerinin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00'e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; davalı babasının maliki bulunduğu davaya konu taşınmazlarda iyi niyetli zilyet olduğunu, geçimini sağlamak amacıyla karşılıksız olarak kendisine bırakılan arsa vasfındaki taşınmazları bağ haline getirdiğini, taşınmazın değerini artırıcı nitelikte yüklü miktarda masraf yaptığını, davalı tarafça müdahalenin meni ve ecrimisil istemiyle aleyhine açılan davada alınan bilirkişi raporu ile yapmış olduğu faydalı masraf bedelinin 20.484,70 TL, taşınmazlardaki değer artışının ise 97.108 TL olarak belirlendiğini, davalının sebepsiz zenginleştiğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik taşınmazlara yapılan masraf nedeniyle 20.400 TL, taşınmazlarda oluşan değer artışından dolayı ise 97.000 TL alacağının davalıdan yasal faiziyle birlikte tahsilini talep etmiş; 03/03/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini faydalı masraf yönünden 62.277,55 TL’ye, değer artış bedeli yönünden ise 97.108,00 TL’ye yükseltmiştir.
    Davalı; mülkiyeti kendisine ait dava konusu taşınmazları 1991 yılından itibaren üç yıl süreyle kullanması ve mevcut haliyle iade etmesi için davacıya bıraktığını, ancak davacının taşınmazı bugüne kadar rızası hilafına kullandığını, zenginleşenin davacı olduğunu, taşınmazdan elde edilen ürün bedelinin talebe konu alacaktan mahsup edilmesi gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
    İlk derece mahkemesince; davalı tarafından dava konusu taşınmazların kullanımının bedelsiz olarak davacıya bırakıldığı, belirli bir süre kullanıldıktan sonra aynen teslim edileceğinin kararlaştırıldığı, üzüm bağı haline getirilen taşınmazdan mevcut haliyle verim alınamayacağı, davalıya külfet oluşturacağı, bu nedenlerle davalının zenginleştiğinden de bahsedilemeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
    İlk derece mahkemesi kararına karşı, davacı tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
    Bölge adliye mahkemesince; davalıya ait boş tarla vasfındaki taşınmazların 1991 yılından 2012 yılına kadar karşılıksız olarak kullanımının davacıya bırakıldığı, davacının geçimini sağlamak amacıyla taşınmazları bağ haline getirip üzüm elde ettiği, taşınmazların bu süre zarfında davalı tarafından fiilen kullanılamadığı, bu nedenlerle herhangi bir alacak talebinde bulunulamayacağı, ilk derece mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen karar, davacının temyizi üzerine; Dairece verilen 17/02/2020 tarihli ve 2019/3587 E. - 2020/1327 K. sayılı kararla;
    “...Sebepsiz zenginleşme nedeniyle iade isteminde bulunabilmek için bir tarafın mal varlığının diğer tarafın mal varlığı aleyhine çoğalması gerekir. Bu azalma ve çoğalmanın dava konusu taşınmazın davalıya teslim edildiği tarihte gerçekleştiğinin kabulü zorunludur (22.2.1991 tarih ve 1990/1-1991/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı).
    Buna göre; davalının taşınmazları davacıya kullanması için verdiği, davacının davalının beyanına güvenerek taşınmazın ileride kendisine intikal edeceği inancı ile taşınmazları imar ve ihya ettiği, davalının aleyhine açtığı meni müdahale davası nedeniyle taşınmazları terk etmek zorunda kaldığı, akabinde davalının taşınmazları ortakçılık şeklinde verip gelir elde ettiği, davacının masraflar yaptığı diğer bir deyiş ile zilyet olduğu sürede iyiniyetli olduğu açıktır; bu durumda davacı TMK'nun 723. maddesi gereğince yaptığı faydalı masraf bedelini ve değer artış bedelini talep edebilecektir.
    O halde; yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, mahkemece, davacının iyiniyetli olduğu, davacının taşınmazları teslim ettiği tarihte taşınmazların bağ olarak gelir getirdiği nazara alınarak dosyanın önceki bilirkişi dışında konusunda uzman bir bilirkişi veya kuruluna tevdii ile, davacının dava konusu taşınmaza yaptığı faydalı masraflar ile değer artış bedelinin ayrıntılı bir şekilde tespit edilmesi suretiyle, hüküm kurmaya ve Yargıtay denetimine elverişli bir rapor alınarak, sonucu dairesinde bir hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde davanın reddi doğru görülmemiştir...” gerekçesiyle bozulmuştur.
    Bozmaya uyan ilk derece mahkemesince; 08/02/2021 tarihli bilirkişi heyeti ek raporu hükme esas alınarak, davanın kabulü ile 159.385,555 TL’nin; 117.400 TL’sinin 24/07/2014 tarihinden, 41.985,55 TL’sinin ise 03/03/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    1)Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacı mirasçıları vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2) 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 281 inci maddesinde; tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların bilirkişiye tamamlattırılmasını, belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri, mahkemenin, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için bilirkişiden ek rapor alabileceği, ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği açıklanmıştır.
    Bilirkişiler, raporlarını hazırlarken raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. Bilirkişi raporu, aynı zamanda taraf ve Yargıtay denetimine de elverişli olacak şekilde bilgi ve belgeye dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hüküm kurmaya dayanak yapılabilir.
    Somut olayda; davaya konu taşınmazların zilyetliğinin davalı baba tarafından davacı oğluna bırakıldığı, davacı tarafından arsa niteliğindeki bahse konu taşınmazların üzüm bağı haline getirildiği, bir süre sonra taraflar arasında çıkan anlaşmazlık sonrası, davacının taşınmazlara vaki müdahalesinin meni istemiyle dava açıldığı, bunun üzerine davacının taşınmazları terk ettiği, akabinde davacı tarafından taşınmaza yapılan faydalı masraflar ve taşınmazda oluşan değer artışından dolayı davalının sebepsiz zenginleştiğinden bahisle eldeki davanın açıldığı, ilk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise; hesaplamalara yönelik resmi verilerin bulunmadığı görülmüş olup, belirtilen rakamlara ne şekilde ulaşıldığı anlaşılamamıştır. Rapor, bu haliyle hüküm kurmaya ve denetime elverişli değildir.
    Hal böyle olunca, ilk derece mahkemesince; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular çerçevesinde, zenginleşmeye konu alacak miktarının belirlenmesi noktasında, sebepsiz zenginleşmenin gerçekleştiği 2012 yılı itibariyle taşınmazlara yapılan faydalı masrafların hesaplanması gerektiği ve taşınmazlarda meydana gelen değer artışının ise taşınmazların muhdesatlar dahil belirlenen değeri ile muhdesatlar hariç belirlenen değeri arasındaki fark kadar olacağı kabul edilerek, önceki bilirkişiler dışında seçilecek konusunda uzman üç kişilik bilirkişi heyetinden Yargıtay ve taraf denetimine elverişli yeniden rapor alınması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken; yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ : Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacı mirasçıları vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın 371 inci maddesi uyarınca temyiz olunan ilk derece mahkemesi kararının davalı yararına BOZULMASINA, 3.815 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin yekdiğerinden alınıp yekdiğerine verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 21,40 TL bakiye temyiz harcının temyiz eden davacılara yükletilmesine, 31/05/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.








    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi