10. Hukuk Dairesi 2020/9977 E. , 2021/9701 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : İzmir 1. İş Mahkemesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı, taraf vekillerince istinaf yoluna başvurulması üzerine,İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince; taraf vekillerinin istinaf istemlerinin reddine karar verilmiştir.
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, fer"i müdahil Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacının, davalı şirkette Ocak 1993 tarihinden işçi olarak çalışmaya başladığını, emeklilik işlemleri için Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı"na yaptığı başvuruda emeklilik süresinin dolmadığını, eksik prim ödemesinin bulunduğunu öğrendiğini, Ocak 1993 - Ocak 1995 tarih aralığında davalı şirkette yapmış olduğu çalışmalara ilişkin primlerinin yatırılmadığını belirterek Ocak 1993-Ocak 1995 tarihler arasında çalıştığının ve bu süre içerisinde ödenmemiş olan sigorta primlerinin tespiti ile davacının emekliliğe hak kazanabilmesi için eksik primlerin işverence tamamlatılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
II- CEVAP:
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davanın 5 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını, zamanaşımı itirazlarının olduğunu, esasa ilişkin beyanlarında; şirketin kurulduğu tarihten bu yana düzenli olarak işe giriş çıkışların yapıldığını, gününde primlerin ödendiğini belirterek davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesini istemiştir.
Fer"i müdahil Kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının her ne kadar anılan iş yerinde Ocak 1993-- Ocak 1995 tarihleri arasında aralıksız olarak çalıştığını iddia etse de Kuruma yapılmış herhangi bir çalışma bildirimi bulunmadığından davacının çalışma iddiasını resmi ve yazılı belgeler ile ispatlaması gerektiğini, tanık ile ispata muvafakatlarının olmadığını, bu talepleri kabul edilmeyecekse de dinlenecek tanıkların davacı ile birlikte aynı iş yerinde çalışmış yada komşu iş yerlerinde çalışmış kişilerden seçilmesini, aksi takdirde davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesini talep etmişlerdir.
III- MAHKEME KARARI:
A- İLK DERECE MAHKEME KARARI
Davanın kısmen kabulü ile;
Davacının Kurumda 289450.35 sicil no ile tescilli ... Zirai Ür. Tek. Akaryakıt Gıda. Hayv. Nak. Turz. San. Tic. A.Ş."ne ait işyerinde 01/06/1993 - 31/12/1994 tarihleri arasında 570 gün süreyle hizmet akdine dayalı olarak asgari ücretle çalıştığının tespitine,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
İSTİNAF SEBEPLERİ:
İstinaf Kanun yoluna başvuran davacı vekili; dinlenen tanık beyanlarına davalı tarafın itirazının bulunmadığını, müvekkilinin çalıştığı dönemde çekilmiş fotoğrafların dosyada mevcut olması hususu dikkate alındığında müvekkilinin beyanlarının doğrulandığını, 01.06.1993 tarihinden çalışma süresinin başlatılmasının hakkaniyete dayanmadığını beyan ederek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
İstinaf Kanun yoluna başvuran davalı vekili, davanın hak düşürücü süreye uğradığını, davacının işe giriş çıkış beyannamelerinin usulüne uygun düzenlendiği ve primlerinin ödendiğini, müvekkilinin bu konuda hassas davrandığını devlete ait bir borç veya eksik çalışma bildirimi olmadığını beyan ederek İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
İstinaf Kanun yoluna başvuran fer"i müdahil Kurum vekili; davacının dönem bordrolarında isminin bulunmadığını aksinin yazılı delillerle ispatlanması gerektiğini, işçinin imzası bulunan ve ihtirazi kayıt içermeyen ücret bordrolarında yer alan hizmet süresine itibar edilmesi gerektiğini, salt tanık beyanlarına dayanıldığını beyan ederek İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
B- BAM KARARI
İzmir 1. İş Mahkemesi"nin, 27.09.2018 tarihli, 2017/130 E, 2018/385 K. sayılı kararına yönelik taraf vekillerinin istinaf başvurularının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine,
TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Feri müdahil Kurum vekili davanın reddine karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmasını talep etmiştir.
IV- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Dava, 506 sayılı Kanunun 79/10. ve 5510 sayılı Kanun’un m. 86/9. maddesi uyarınca açılmış hizmet tespiti davasıdır. Maddeye göre, “Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde Mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse, bunların Mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları nazara alınır.”
Hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanların hizmetlerin tespitine ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu çerçevede hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyerek, gerekli araştırmaların re"sen yapılması ve kanıtların toplanması gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır.
506 sayılı Kanunun 79/10. maddesi hükmüne göre; Kuruma bildirilmeyen hizmetlerin sigortalı hizmet olarak değerlendirilmesine ilişkin davanın, tespiti istenen hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içinde açılması gerekir. Bu yönde, anılan madde hükmünde yer alan hak düşürücü süre; yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalışmaları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar için geçerlidir. Bir başka anlatımla; sigortalıya ilişkin olarak işe giriş bildirgesi, dönem bordrosu gibi yönetmelikte belirtilen belgelerin Kuruma verilmesi ya da çalışmaların Kurumca tespit edilmesi halinde; Kurumca öğrenilen ve sonrasında kesintisiz biçimde devam eden çalışmalar bakımından hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemez.
Öte yandan, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2003/21-43 Esas, 2003/97 Karar ve 26.02.2003 tarihli kararında ayrıntıları açıklandığı üzere; kural olarak işe giriş bildirgeleri ve ücret ödeme bordroları sigortalının imzasını içermelidir. Sigortalı, anılan belgeleri hile, hata veya manevi baskı altında imzaladığını ileri sürmemiş veya imzanın kendisine ait olmadığını ya da kesintisiz çalıştığını söylememiş ise, birden fazla işe giriş bildirgesinin varlığı ve işyerinden yapılan kısmi bildirimler, sigortalının o işyerinde kesintili çalıştığına karine oluşturur. Bu karinenin, aksinin, ancak, eş değer de delillerle kanıtlanması gerekmekte olup tanık sözlerine değer verilemez. Bu halde ise hak düşürücü sürenin kesinti tarihleri dikkate alınarak her bir dönem bakımından ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekecektir.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında, somut olayda; 1993 Ocak-1995 Ocak tarihleri arasında davalı yanında çalışmalarının tespitini istenilmiş ise de, davacının işe giriş bildirgesinin verildiği tarih olan 01/01/1995 tarihi öncesinde, sigortalı davacıya ait herhangi bir belgenin kuruma verilmediği, kurumca da sigortalı davacı tarafından talep edilen 1993 Ocak-1995 Ocak tarihleri içerisinde çalıştığına dair herhangi bir tespit raporunun bulunmadığın anlaşılması karşısında, tespiti talep edilen süre yönünden hak düşürücü sürenin geçmesi nedeniyle davanın reddi gerekir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek, eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, feri müdahil Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi"nin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesi"ne, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, Üyeler ... ve ..."ın muhalefetlerine karşı, Başkan ... ile Üyeler ... ve ..."ün oyları ve oy çokluğuyla, 07/07/2021 gününde karar verildi.
KARŞI OY
Davacı davalı işyerinde Ocak 1993 - Ocak 1995 tarihleri arasında çalıştığını ancak Kuruma bildirilmediğini belirterek Ocak 1993-Ocak 1995 tarihleri arasındaki çalışmalarının tespitini talep etmiştir. Davanın kısmen kabulüne dair verilen hüküm Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin katılmadığımız çoğunluk görüşünce davacı adına işe giriş bildirgesinin verildiği 01.01.1995 tarihi öncesi süre yönünden talep edilen hizmetlerin hak düşürücü süre yönünden reddi gerektiği bahis ile bozulmuş ise de,
Tüm dosya kapsamı yerel mahkeme ve istinaf gerekçesi ve Hukuk Genel Kurulunun 2014/10-2174 Esas - 2017/307 sayılı ve Hukuk Genel Kurulunun 2015/10-3515 esas- 2019/481 Karar sayılı ilamlarında belirtildiği gibi Kuruma bildirimin yapıldığı tarihten önceki çalışmalarda kesintisiz devam etmiş olduğundan, hak düşürücü süre söz konusu değildir. Davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün onanması gerektiğinden çoğunluk görüşüne katılamamaktayız