23. Ceza Dairesi 2015/1743 E. , 2015/544 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır.
Katılan ..."ın, kendisine ait olan ve arızalanan dizüstü bilgisayarını, tamirinin yapılması amacıyla, ..."e ait iş yerine bıraktığı, sanığın, söz konusu iş yerine gelerek katılan ..."ın kardeşi olduğuna dair yalan söyleyip, bu duruma inanan ..."den tamir işi biten söz konusu bilgisayarı teslim aldıktan sonra ..."e satmak suretiyle haksız menfaat temin ettiğinin iddia edildiği olayda;
Oluşa, sanığın ikrar içeren savunmalarına, katılanların aşamalardaki beyanlarına, tanık anlatımlarına ve tüm dosya kapsamına göre; sanığın, bu şekilde gerçekleştirdiği sabit görülen eyleminin dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın ve sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 19.06.2007 tarih ve 2007/10-108 E.,2007/152 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi yasa koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamasına rağmen, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin adli para cezasının alt sınırın üzerinde 100 gün olarak tayin edilmesi; ve ayrıca 5237 sayılı TCK’nın 53.maddesinin 3. fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki “velayet hakkından; vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunma haklarından yoksunluğun” sadece sanığın kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindeki kişiler yönünden ise söz konusu hak yoksunluklarının hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceğinin gerektiği gözetilmeden kanundaki düzenlemeye aykırı olarak yazılı şekilde karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanun"un 8.maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK"nın 321.maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak, bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun"un 322.maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hükümde yer alan ""5237 sayılı TCK"nın 157/1, 62, 52/2 maddeleri gereğince sonuç olarak verilen 83 gün adli para cezası karşılığı aynı Kanun"un 52. maddesi gereğince günlüğü 20.00 TL "den olmak üzere 1660 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına"" ifadelerinin yerine ""5237 sayılı TCK"nın 157/1 maddesi gereğince 5 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına, aynı kanunun 62.maddesi uyarınca 1/6 oranında indirim yapılarak 4 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına ve aynı Kanun"un 52/2 maddeleri gereğince, verilen 4 gün adli para cezası karşılığı günlüğü 20.00 TL "den olmak üzere sonuç olarak 80.00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına"" ifadelerinin yazılması; ve ayrıca hükümde yer alan, 5237 sayılı Kanun"un 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün tamamen çıkartılıp yerine, 5237 sayılı TCK"nın 53. maddenin 3. fıkrası uyarınca, 1. fıkranın (c) bendinde yer alan, ""kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilme tarihine kadar, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına" denilmek suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 13.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.