23. Ceza Dairesi 2015/1603 E. , 2015/541 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla dolandırıcılık, kamu kurumu zararına dolandırıcılık, banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Beraat, mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
""Banka ve kredi kartlarının kötüye kullanılması"" suçundan verilen hükmün Yargıtay 11. Ceza Dairesi"nin 29.11.2010 tarihli kararı ile kesinleşmesinden sonra bu suça ilişkin ikinci kez hüküm kurulmasının mümkün bulunmadığının anlaşılması karşısında, anılan suç ile ilgili kurulan hükmün hukuki değerden yoksun ve yok hükmünde olduğu değerlendirildiğinden temyiz kapsamı dışında bırakılarak kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık, banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin tahsisini sağlamak amacıyla dolandırıcılık suçuna teşebbüs ve resmi belgede sahtecilik suçlarından kurulan hükümlerle sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesinde;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır.
TCK"nın 158/1-e bendinde belirtilen, kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak dolandırıcılık suçunun işlenmesi, nitelikli hal kabul edilmiştir. Hangi kurum ve kuruluşların, kamusal nitelik taşıdığı, o kurumun kadro bakımından bağlı olduğu durumu düzenleyen mevzuata göre belirlenir.
5237 sayılı TCK"nın 158/1-j bendinde, dolandırıcılık suçunun, banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla, işlenmesi, nitelikli hal olarak kabul edilmiştir. Bu suçun oluşabilmesi için, kredi elde eden kişinin banka veya diğer kredi kurumu görevlilerini hile ile aldatmış olması gerekir. Krediyi alan kişinin aldatıcı herhangi bir eylemi olmaksızın, sırf banka elemanlarının kendi görevlerini layıkıyla yerine getirmemeleri yüzünden bir kredi açılmışsa, dolandırıcılıktan bahsedilemez. Şartları varsa bankacılık suçundan bahsedilebilir.
Bu suçun mağdurları banka veya diğer kredi kurumlarıdır. 5411 sayılı “Bankacılık Kanunu"nun 3. maddesinde banka, 48. maddesinde ise kredinin tanımı yapılmıştır. Tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlama suçun konusudur. Kredinin tahsis edilmesinin gerekli olup olmadığı, kredi verecek kuruluşun mevzuatında öngörülen düzenlemeler çerçevesinde belirlenir. Fail, sahte kıymet takdiri raporları veya gerçeğe aykırı belgeler, bilançolar düzenleyerek hileli davranışıyla bunları aldatmaktadır.
Kredi kurumu deyiminden, banka olmamasına karşın faiz karşılığında olsun veya olmasın, kanunen borç vermeye yetkili kılınan kurumlar anlaşılır. Bu itibarla böyle bir yetkiye sahip olmayan bir kişi veya kuruluşa karşı bu fiilin işlenmesi hâlinde koşulları varsa basit dolandırıcılık suçu söz konusu olacaktır.
Sanığın, amcası olan Celal Köklü"nün, 2005 yılının mayıs ayında vefat etmesine rağmen bu durumu Nüfus Müdürlüğü"ne bildirmeyerek vefat eden amcası adına, SSK tarafından Ziraat Bankası Akşehir şubesindeki hesabına 18.07.2005 tarihinde yatırılan 500 TL ve 17.08.2005 tarihinde yatırılan 450 TL emekli maaşını kendisine daha önce müteveffa tarafından verilen 08.03.2005 tarihli para çekme yetkisi içeren vekaletnameye istinaden adı belirtilen banka şubesinden elden çektiği; ayrıca söz konusu vekaletnameyi kullanmak suretiyle mütevvaffanın hesabına ait bankamatik kartının kendisine verilmesini sağlayarak her sene aynı vekaletnameyi ibraz edip yenilemesini sağlamak suretiyle 19.09.2005 tarihi ile 17.11.2008 tarihleri arasında, bankamatik kartını kullanarak adı belirtilen Banka ATM" sinden toplam 20.380 TL emekli maaşını çektiği, bu tarihten sonra bankamatik kartının yenileme işlemini yaptırmayan sanığın, 22.09.2008 tarihli düzenlendiği adres beyan formu ile müteveffanın adresini, kendi ikamet ettiği ev adresi olarak gösterip ve söz konusu adres beyan formunu Akşehir Nüfus Müdürlüğüne ibraz etmek suretiyle müteveffanın adresinin bu şekilde güncellenmesini sağladıktan sonra da, 28.11.2008 tarihinde Akşehir ilçesi Yarenler Mahalle Muhtarlığı"na müracaatta bulunarak, amcasının hasta olduğuna ve bu nedenle başvuramadığına dair yalan söyleyip,
bu duruma aldanan mahalle muhtarı Bayram Yağcı"ya müteveffa adına sahte nüfus cüzdanı talep belgesi düzenlettirdiği, bu şekilde düzenlenen sahte nüfus cüzdanı talep belgesi üzerindeki mütevaffaya ait olan fotoğrafı söküp, kendi fotoğrafını yapıştırarak oluşturduğu sahte nüfus cüzdanı talep belgesi ile Akşehir İlçe Nüfüs Müdürlüğü"ne başvuruda bulunarak ve kendisine ait vesikalık fotoğrafı ibraz etmek suretiyle müteveffa adına sahte nüfus cüzdanı tanzim edilmesini sağladığı, mütevaffa adına düzenlenen; ancak üzerinde kendisinin fotoğrafının bulunduğu sahte nüfus cüzdanı ile 17.11.2008 tarihinde Vakıfbank Akşehir Şubesine başvuruda bulunarak 6000 TL tüketici kredisi talebinde bulunduğu, Banka görevlileri tarafından ibraz edilen nüfus cüzdanı üzerinde yapılan incelemenin neticesinde; fotoğrafın genç bir kişiye ait olduğunun; ancak kimlikteki kişinin doğum tarihinin 1932 olması nedeniyle durumdan şüphelenilmesi üzerine emniyet birimlerine haber verildiği ve sanığın bu şekilde yakalandığı, böylelikle sanığın, üzerine atılı olan suçları işlediğinin iddia edildiği olayda;
1- Katılan Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekili tarafından yapılan temyiz taleplerinin incelenmesinde ;
Sanığa atılı bulunan banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak ve resmi belgede sahtecilik suçlarından doğrudan zarar görmeyen şikayetçi Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı"nın bu suçlara ilişkin davaya katılamaya hak ve yetkisi bulunmadığı gözetilmeden katılma kararının verilmesi hukuken geçersiz yok hükmünde olduğu ve temyiz hakkı vermeyeceğinin anlaşılması karşısında; şikayetçi Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekilinin anılan suçlardan kurulan beraat hükümlerine yönelik yaptığı temyiz isteminin 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
2- Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükmü ile resmi belgede sahtecilik suçundan verilen beraat hükmüne yönelik yapılan temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Sanığın, amcası olan Celal Köklü"nün, 2005 yılının Mayıs ayında vefat etmesine rağmen bu durumu Nüfus Müdürlüğü"ne bildirmeyerek vefat eden amcası adına, SSK tarafından Ziraat Bankası Akşehir şubesindeki hesabına 18.07.2005 tarihinde yatırılan 500 TL ve 17.08.2005 tarihinde yatırılan 450 TL emekli maaşını kendisine daha önce müteveffa tarafından verilen 08.03.2005 tarihli para çekme yetkisi içeren vekaletnameye istinaden adı belirtilen banka şubesinden elden çekmesi şeklinde gerçekleştirdiği sabit görülen eylemlerinin müteselsilen kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık suçunun oluşturduğuna yönelik kabul ile resmi belgede sahtecilik suçunun kurucu unsuru olan aldatma kabiliyetinin bulunmaması gerekçelerine dayanan beraat kararında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, Cumhuriyet savcısı ve sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
3- Banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak amacıyla dolandırıcılığa teşebbüs suçundan verilen beraat hükmüne yönelik yapılan temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Sanığın, mütevaffa adına düzenlenen; ancak üzerinde kendisinin fotoğrafının bulunduğu sahte nüfus cüzdanı ile 17.11.2008 tarihinde Vakıfbank Akşehir şubesine başvuruda bulunup, 6000 TL tüketici kredisi talebinde bulunarak haksız menfaat temin etmeye kalkışmak suretiyle gerçekleştirdiği sabit görülen eyleminde; üzerine atılı olan nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs suçunun kurucu unsurlarının oluştuğunun anlaşılması karşısında; sanığın banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin tahsisini sağlamak amacıyla dolandırıcılığa teşebbüs suçundan mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, delillerin takdir ve değerlendirmesinde yanılgıya düşülmek suretiyle yazılı şekilde sanığın beraatine dair hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 13.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.