10. Hukuk Dairesi 2015/17115 E. , 2015/20236 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk(İş) Mahkemesi
Davacı, 3201 sayılı Yasa kapsamında yapılan borçlanmanın 5510 sayılı Yasanın 4/1-a maddesi kapsamında kabul edilmesi gerektiğinin ve 1.9.2012 tarihinden itibaren 4/1-a kapsamında sigortalılık statüsünde kabul edilerek yaşlılık aylığı bağlanması ve farkların ödenmesi istemiştir.
Mahkeme, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava, yurtiçi çalışması ve sigortalılık tescili bulunmayan ancak 1.4.1966 tarihinde işe başladığına ilişkin davalı Kuruma intikal eden işe giriş bildirgesi bulunan davacının, 3201 sayılı Yasa kapsamında yaptığı borçlanma süresinin ve aylık tahsisi işlemlerinin 5510 sayılı Yasanın 4/I-a kapsamında değerlendirilmesi gerektiğinin tespiti istemlerine ilişkindir.
Mahkeme, 3201 sayılı Yasa kapsamında yapılan borçlanma ile, aylık tahsis işlemlerinin başlangıçtan itibaren tüm sonuçlarıyla 5510 sayılı Yasanın 4/I-a maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiğinin tespitine karar vererek, davayı kabul etmiştir.
3201 sayılı Yasa kapsamında yapılan borçlanma ile, yaşlılık aylığı tahsis işlemlerinin 5510 sayılı Yasanın 4/I-a maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiğine yönelik mahkeme kabulü yerinde değildir.
Yurtiçi çalışması bulunmayan davacı, 27.7.2012 günlü borçlanma başvurusuyla, ,,,’de geçen 1.1.1974-1.1.1989 tarihleri arası çalışmalarından, 5401 günlük hizmetini 3201 sayılı Yasayla ve 4/I-b kapsamında borçlanmış, 1479 sayılı Yasa kapsamında 1.9.2012 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanmıştır.
Davada uyuşmazlık, yurtiçi çalışması ve sigortalılık kaydı bulunmayan, ,,,"de geçen çalışma sürelerini 3201 sayılı Yasaya göre ve 5510 sayılı Yasanın 4/I-b kapsamında borçlanan davacının; 3201 sayılı Yasa kapsamındaki borçlanma süresinin 5510 sayılı Yasanın 4/I-a maddesi kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceğine ilişkindir.
Uyuşmazlık tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 17.04.2008 tarihli 5754 sayılı Yasanın 79.maddesiyle değişik 3201 sayılı Yasının 3.maddesi “Bu Kanunun 1 inci maddesinde belirtilenler ile yurt dışında çalışmakta iken veya yurda kesin dönüş yaptıktan sonra ölenlerin...vatandaşı olan hak sahipleri sigortalının ,,,’de hiçbir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi çalışması yoksa..., ....’de
çalışması varsa en son tabi olduğu sosyal güvenlik kuruluşuna müracaat etmek suretiyle bu Kanunla getirilen haklardan yararlanırlar.
Sosyal güvenlik sözleşmeleri uygulanmak suretiyle kendilerine veya hak sahiplerine kısmi aylık bağlanmış olanların borçlanma işlemleri aylık aldıkları sosyal güvenlik kuruluşunca yapılır.”hükmünü içerirken;
Yine aynı Yasayla 3201 sayılı Yasanın 5.maddesine 4.fıkra hükmü olarak eklenen ek fıkra ile de; “Yurtdışı hizmet borçlanmasına ait süreler 5510 sayılı ... Sigortası Kanununa göre hangi sigortalılık haline göre geçmiş sayılacağının belirlenmesinde; Türkiye’de sigortalılıkları varsa borçlanma talep tarihindeki en son sigortalılık haline göre, sigortalılıkları yoksa aynı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında geçmiş sigortalılık süresi olarak kabul edilir.” hükmü getirilmiştir.
Anılan 5754 sayılı Yasa ile, 3201 sayılı Yasada yapılan değişiklikler ve getirilen ek düzenlemelere birlikte bakıldığında; başvurulacak kuruluşların belirlenmesinde, eski 3.maddede öngörülen değişik hallerden tümüyle vazgeçilmiş ve sadece; Türkiye’de sigortalılıkları varsa borçlanma talep tarihindeki en son sigortalılık haline göre, sigortalılıkları yoksa aynı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında geçmiş sigortalılık süresi olarak değerlendirileceği öngörülmüştür. Yasanın bu açık hükmü karşısında, artık borçlanılan sürelerin, mülga diğer sosyal güvenlik kanunları kapsamında bir sigortalılık süresi olarak değerlendirilmesi imkanı ortadan kalkmıştır. Yani, Türkiye’de hiçbir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi çalışması bulunmayan kişilerin, 3201 sayılı Yasaya dayalı borçlanma sürelerinin 5510 sayılı Yasanın 4/I-b kapsamında sigortalılık süresi olarak değerlendirilmesi yasal bir zorunluluk haline gelmiştir.
Mahkemece, yapılacak iş, 1.4.1966 tarihinde işe başladığına ilişkin işe giriş bildirgesi bulunmasına rağmen bodrolu çalışması bildirilmeyen, hizmeti bulunmayan davacıya sigorta başlangıcı ve hizmetinin tespiti talepli dava açmak üzere süre verilmeli, dava sonucu bekletici mesele yapılarak sonucuna göre karar verilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, 23.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.