3. Hukuk Dairesi 2020/5315 E. , 2020/7685 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ (TÜKETİCİ MAH. SIFATIYLA)
Taraflar arasındaki asıl ve birleşen alacak davalarının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davada bir kısım davacılar yönünden davanın reddine, bir kısım davacılar yönünden karar verilmesine yer olmadığına, birleşen Rize 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/390 Esas sayılı davada davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davacılar vekili tarafından istenilmiş ise de, temyize konu edilen kararda dava değeri, duruşma sınırının altında olduğundan, duruşma isteğinin miktar yönünden reddiyle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz isteğinin incelemesinin evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Asıl dava ile davacı ... tarafından açılan birleşen Rize 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/39 Esas sayılı dosyasında; davacılar; ...,... parsel sayılı taşınmaz üzerindeki binada kat maliki olduklarını, davalılardan ..., ... ve ... "nın anılan binayı inşa ettiklerini, binanın projesinin davalılardan ..."nun çizdiğini, davalılardan ...,..."in binanın müteahhitlerinden olan..."nın mirasçıları olduğunu, 2009 yılında binanın alt katında bulunan dükkanlardan birinin kiraya verilmesi aşamasında dükkanı kiralayan kişinin ikazı ile binada bulunan kolon, perdeler beton çatlaklarına rastlanıldığının bildirilmesi üzerine binanın hali hazırının tespiti amacı ile bina üzerinde tespit yapılarak rapor alındığını, bu raporda kısaca binanın ikamete elverişli olmadığının, binanın güçlendirilerek tam güvenliğin sağlanabileceğine karar verildiğini, ayrıca binanın güçlendirilmesi için bina değeri olan 150.000,00 TL’ nin %10 ve %20"si arasında bir maliyetin söz konusu olacağının bildirildiğini ileri sürerek, asılda davada fazlaya ilişkin hakları saklı olmak kaydıyla her bir kat maliki için kira gideri ile güçlendirme bedeli olarak 20.000 TL’nin, birleşen davada fazlaya ilişkin hakları baki kalmak kaydı ile binanın güçlendirme masrafları için 2.000,00 TL, tazminat giderleri için 1.000,00 TL, kira bedeli olarak da 2.000,00 TL olmak üzere toplam 5.000,00 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemişler; ıslah ile taleplerini güçlendirme işi, güçlendirme sonrası onarımlar ve güçlendirme süresindeki kira bedeli olacak şekilde 388.987,762 TL’ye yükseltmişlerdir.
Asıl dava ile birleştirilmesine karar verilen birleşen Rize 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/390 Esas sayılı dosyasında; davacı ..., ...,... ada 48 parselde kurulu bulunan binada arsa sahibi olduğunu, davalılardan ..., ..., ..."nın arsa üzerine bina inşa ettiğini, davalılardan ...,..."in binanın müteahhitlerinden..."nın mirasçıları olduğunu, ..."nın ise 21/09/2002 tarihinde vefat ettiğini, Rize 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/172 esas sayılı dosyasında 04/03/2014 tarihli duruşmada verilen ara karar gereğince arsa sahibi olarak kendisinin davaya dahil edilmesi için taraflara süre verildiğini belirterek dava konusu binanın güçlendirme maliyet masrafları, kira gideri ve binanın güçlendirilmesi ile oluşacak değer kaybı içim şimdilik 10.000,00 TL tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar; davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, tüketici mahkemesinin görevli olduğuna ilişkin bozma ilamına uyularak, asıl dava yönünden; bir kısım davacılar bakımından derhal ihbar yükümlülüğüne aykırı hareket edildiğinden davanın reddine, bir kısım davacılar yönünden aktif taraf sıfatı yokluğundan davanın reddine, bir kısım davacılar yönünden karar verilmesine yer olmadığına, bir kısım davacılar yönünden HMK 114/1-d ve 115/2 maddesi gereğince dava şartı yokluğundan reddine, birleşen Rize 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/390 Esas sayılı dava yönünden, davacı ...’ın, bir kısım davalılar ile gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi imzalamasına rağmen, dava tarihinden önce tüm payını bir kısım davacıya devrettiği, dava tarihi itibariyle taşınmazda hak sahibi olmadığından birleşen davacının hukuki yarar yokluğundan reddine, karar verilmiş; birleşen Rize 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/39 Esas sayılı dava yönünden olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1- 6100 sayılı HMK"nın, "hükmün kapsamı" başlığını taşıyan 297. maddesine göre, mahkeme kararında, tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad soyadları ile adresleri belirtilerek, davadaki istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenilen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekli olup, davaların birleştirilmesi durumunda da, asıl ve birleşen davaların birbirinden bağımsız, müstakil davalar olması nedeniyle, hüküm kısmında her bir dava hakkında o davaya ilişkin vekalet ücretleri ve mahkeme masraflarıyla birlikte ayrı ayrı hüküm kurulması zorunludur.
Somut olayda; mahkemece, asıl dava ve birleştirilen Rize 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/390 Esas sayılı dava yönünden ayrı ayrı hüküm kurulmuş ise de, yargılama esnasında işbu dava dosyası ile birleştirilen Rize 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/39 esas sayılı dava yönünden mahkeme gerekçeli karar başlığında, dava taraflarının adına, adresine ve vekil bilgilerine yer verilmediği gibi, HMK’nun 297 ve devamı maddelerinde belirtildiği şekilde olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma sebebine göre tarafların temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenlerle tarafların temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 10.12.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.