Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/17059
Karar No: 2015/20219
Karar Tarihi: 23.11.2015

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2015/17059 Esas 2015/20219 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2015/17059 E.  ,  2015/20219 K.
"İçtihat Metni"


Mahkemesi : .... İş Mahkemesi
Tarihi : 01.06.2015
No : 2012/307-2015/351



Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
506 sayılı Kanunun "İşveren ve işveren vekilinin tarifi" başlığını taşıyan 4"üncü maddesinde, bu Kanunun uygulanmasında 2"nci maddede belirtilen sigortalıları çalıştıran gerçek veya tüzel kişilerin işveren olduğu belirtilmiştir. Diğer taraftan davanın temel yasal dayanağı, anılan Kanunun 79"uncu maddesinin onuncu fıkrası olup, söz konusu Kanunun 6"ncı maddesinde yer alan, sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamayacağı ve vazgeçilemeyeceği yönündeki düzenleme ile anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi göz önünde bulundurulduğunda, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin bu tür davaların kamu düzeni ile ilgili olduğu ve özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri gerektiği açıktır.Bu bağlamda, hak kayıpları ile gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi ve temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanabileceği dikkate alınmalıdır.
Diğer taraftan, kural olarak işe giriş bildirgeleri ve ücret ödeme bordroları sigortalının imzasını içermelidir. Sigortalı, anılan belgeleri hata, hile veya manevi baskı altında imzaladığını ileri sürmemiş ya da imzanın kendisine ait olmadığını veya kesintisiz çalıştığını belirtmemiş ise, birden fazla işe giriş bildirgesinin varlığı ve işyerinden yapılan kısmi bildirimler, sigortalının o işyerinde kesintili çalıştığına karine oluşturmaktadır. Bu karinenin aksi ise ancak eş değer delillerle kanıtlanmalı ve bu kapsamda tanık anlatımlarına değer verilmemelidir.
./...


Davacı, davalı hazır beton inşaat işyerinde 5.6.2001 ile 17.2.2012 tarihleri arası K..., A..., B.. ve ..Merkez şubesinde sürekli olarak çalıştığı bildirilmeyen hizmetlerinin tespiti talep ettiği Mahkemece, 21.4.2004, 25.9.2006 ve 29.2.2008 tarihlerinde imzalı işe giriş bildirgesi bulunması kesintili çalışmaya karine teşkil ettiği gerekçesiyle istemin reddine karar verilmiştir.
Davacıya ait hizmet cetveli ve ibraz edilen bildirgeler incelendiğinde; işyerinin davalı Kurum tarafından 25.06.2002 tarihinde kapsama alındığı, davalı işyerinden 21.04.2004 ve 25.09.2006 tarihlerinde işe başladığına dair davacı adına imzalı, 01.03.2008 tarihinde elektronik işe giriş bildirgesi verildiği, davacı adına davalı işyerinden 26.04.2003-30.11.2003, 21.04.2004-16.06.2004, 25.9.2006-17.02.2011 tarihleri arası, 17.06.2004-01.11.2004 ve 18.04.2005-24.09.2006 tarihleri arası dava dışı (1056606) ..... unvanlı işyerinden tam süreli sigortalı hizmetlerinin SGK"ya bildirildiği, dinlenen davacı, davalı ve bordro tanıklarının beyanından davacının talebe konu 2001-2011 yılları arasında davalı işyerinde kesintisiz çalıştığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece, davacı adına dava dışı işyerinden 17.06.2004-01.11.2004 ve 18.04.2005-24.09.2006 tarihleri arası bildirim bulunduğundan çalışma kesintiye ugradığı, bu kapsamda dava dışı işyeri kayıtları getirilerek davalı işverenle organik bağının bulunup bulunulmadığı araştırılmalı, şayet organik bağ var ise reddilen eksik bildirilen süreler yönünden irdeleme yapılmalı şayet organik bağ yok ise, çalışma kesintiye ugradığından işe giriş bildirgesi öncesi olan bildirim dışı bırakılan 05.06.2001 - 26.04.2003, 30.11.2003-21.04.2004 ve 01.11.2004-18.04.2005 dönemlerinin hak düşürücü süreye uğrayacağı açıktır.
Yukarıdaki açıklamalar ışığı altında inceleme konusu dava değerlendirildiğinde; bahse konu şirketlerin ortak ve yetkililerinin kimler olduğu ilgili ticaret sicil memurluğundan sorularak, bu işyerleri ile davalı şirket arasında organik bir bağın bulunup bulunmadığı araştırılmalı, sonrasında; belirtilen imzalı işe giriş belgesinde yer alan imzaların kendisine aidiyeti davacı tarafından kabul edilmeyenler yönünden uzman bilirkişi incelemesi yaptırılmalı, imzaların davacının eli ürünü olduğu anlaşıldığında ve bu konuda hata, hile, ikrah durumu da iddia ve ispat edilemediğinde çalışma iddiasıyla ilgili olarak, söz konusu yazılı belgelerin aksini eş değer kanıtla ispatlaması için davacıya kabul edilebilir süre tanınarak sunacağı delilleri irdelenmeli, imzaların davacıya ait olmadığı belirlendiğinde veya hata, hile, ikrah durumunun varlığında ise, ticaret sicil ve vergi kayıtları celp edilerek işyerinin faaliyete başladığı tarih dikkate alınarak, dinlenen davacı, davalı ve bordro tanıklarının uyuşmazlık konusu dönemde davalı işyerinde sürekli çalıştığı şeklindeki örtüşen beyanları dikkate alınarak karar verilmelidir.
Ayrıca, hizmet tespiti davalarında Kurumun feri müdahilliğine ilişkin hükmün geçmişe yürütüleceği yönündeki düzenlemenin kanun koyucu tarafından benimsenmemiş olması, ayrıca ve özellikle HMK.  448. madde kapsamında, Kurum bakımından taraf oluşumu gerçekleştiğinden tamamlanmamış işlemden söz edilemeyeceğinin de belirgin bulunması karşısında 5521 sayılı Kanunun 7. maddesine eklenen 4. fıkranın 11.09.2014 tarihinden önce açılan davalarda uygulanamayacağı açık olup davalı SGK Başkanlığının feri müdahil olarak karar başlığında gösterilmesi hatalıdır.
../...

Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu davanın reddine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının isteği durumunda davacıya iadesine, 23.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.


Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi