Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/19013
Karar No: 2018/2622
Karar Tarihi: 28.02.2018

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/19013 Esas 2018/2622 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2016/19013 E.  ,  2018/2622 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekili avukat ... ile davacı ..."un gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    K A R A R

    Davacı avukat olduğunu, davalının, davalının kardeşi ... ve yakın arkadaşı ... adına yürütülen ancak davalıyı ilgilendiren dava ve icra takiplerinde vekillik görevini üstlendiğini, davalı ile yazılı bir ücret sözleşmesi yapılmadığını, davalının sadece ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2011/109 E sayılı davası nedeniyle mahkeme ve icra vekalet ücretleri ile icra inkar tazminatının tarafına ait olduğunu, alacaktan mahsup edilmesini istediğini, ilk ödemesini de bu dosyanın Yargıtaydan onanarak dönmesi sonucu ... 1. İcra Müdürlüğü"nün 2011/1655 E sayılı dosyası vasıtası ile mahsup suretiyle yaptığını, bunun dışında da bir ücret ödemediğini, kendisini vekaletten azlettiğini, karşı yan ücretlere ilişkin dava açma hakkını saklı tuttuğunu, akdi vekalet ücretine ilişkin 55.700,00 TL alacağından ... 1. İcra Müdürlüğü"nün 2011/1655 E sayılı dosyasından tahsil edilen 15.000,00 TL paradan şahsına ait mahkeme vekalet ücreti 2.833,60 TL, icra vekalet ücreti 1.488,28 TL, harç 739,10 TL düşüldükten sonra kalan 9.939,02 TL"nin davalının bilgisi ile mahsup edilerek bakiye 45.760,98 TL"nin dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, ... ve ..."e vekaleten takip edilen davalara ilişkin vekalet ücretinin kendisinden istenemeyeceğini, davacının ... 1. İcra Müdürlüğü"nün 2011/1655 E sayılı dosya alacağını tahsil etmiş olmasına rağmen kendisine ödeme yapılmadığını ve davalıya ait dosyanın takip edilmeyerek işlemden kaldırılmış olması nedeniyle davacıyı haklı olarak azlettiğini, savunarak davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Davacı, eldeki dava ile haksız olarak azledildiğini ileri sürerek akdi vekalet ücretinin tahsilini istemiş, davalı ise davacı avukatı haklı olarak azlettiğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, azilnamede belirtilen görülen lüzum üzerine sözlerinin haksız azil gerekçesi olduğu, davalının yargılama sırasında verdiği dilekçelerde azlin gerekçesini bildirmediği gerekçe gösterilerek alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu durumda davada öncelikle çözümlenmesi gereken husus, azlin haklı olup olmadığına ilişkindir. Davalı, her ne kadar azil ihtarında azil nedenlerini bildirmemiş ise de, ikinci cevap dilekçesinde, davacının ... 1. İcra Müdürlüğünün 2011/1655 E sayılı dosya alacağını tahsil etmiş olmasına rağmen kendisine ödeme yapmadığını ve davalıya ait dosyanın takip edilmeyerek işlemden kaldırılmış olması nedeniyle davalıyı haklı nedenle azlettiğini savunmuştur. Mahkemece her ne kadar azlin haklı olup olmadığı değerlendirilmiş ise de, bu değerlendirme sadece azil ihtarında belirtilen gerekçe yönünden yapılmıştır. Oysa ki, vekalet sözleşmesine ilişkin genel düzenlemeleri içeren Borçlar Kanunu’nun 502. ve sonraki maddelerinde, müvekkilin azil iradesini bildirirken azil sebeplerini de aynı anda ve bütünüyle bildirmekle yükümlü olduğu yönünde herhangi bir hüküm bulunmadığı gibi, “Özel Kanun” niteliği taşıyan Avukatlık Kanununda da, bu yönde herhangi bir sınırlama bulunmamaktadır. Gerçekten de, Borçlar Kanununun 512/1. maddesinde, vekaletten azlin ve vekillikten istifanın her zaman caiz olduğu belirtilmiş, azil iradesinin bildirimi, gerek azil sebepleri ve gerekse zaman itibariyle hiçbir sınırlandırmaya tabi tutulmamıştır. Söz konusu maddenin 2. cümlesindeki, azil ve istifanın uygun olmayan bir zamanda gerçekleşmesi halinde, bundan dolayı karşı tarafın uğradığı zararın tazmin yükümlülüğüne ilişkin hüküm ise, azil ve istifayı herhangi bir yönden sınırlandırıp, kısıtlayan değil, tersine, bu hakkın kullanılmasına ilişkin serbestiyi teyit eden ve sadece uygun olmayan bir zamanda gerçekleştiği takdirde bunun olası sonuçlarını düzenleyen bir içeriktedir. Yine Avukatlık Kanunu’nun 174. maddesin de, “Avukatın azli halinde ücretin tamamı verilir. Şu kadar ki, avukat kusur veya ihmalinden dolayı azledilmiş ise ücretin ödenmesi gerekmez.” hükmü mevcut olup, bu hükme göre azil işleminin haklı nedene dayandığının kanıtlanması halinde müvekkil avukata vekalet ücreti ödemekle yükümlü değildir. Dairemizin kökleşmiş içtihatlarına göre haklı azil halinde ancak azil tarihi itibariyle sonuçlanıp, kesinleşen işlerden dolayı vekalet ücreti talep edilebilir. Buna karşılık haksız azil halinde ise avukat, hangi aşamada olursa olsun, üstlendiği işin tüm vekalet ücretini talep etme hakkına sahiptir.
    Tüm bu nedenlerle somut olayda, davalı tarafın, azil iradesinin bildirimine ilişkin ihtarnamesinde açıkladığı azil sebebiyle bağlı bulunmadığı, görülmekte olan davada yeni ve başkaca azil sebeplerini bildirebileceği, azlin haklı olduğu yönündeki savunmasını da bu sebeplere dayandırabileceği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü, Anayasa’da düzenlenip güvence altına alınmış olan savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğuracaktır. Hal böyle olunca, davalının davacı avukatı haklı nedenle azlettiğine ilişkin ileri sürülen tüm savunmaların değerlendirilip sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
    2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık vekalet ilişkisinden kaynaklanmakta olup, vekalet akdine ilişkin hükümlerin uygulanması gerekir. Dosya kapsamından davalının davacı avukatı 10.9.2008 tarihli vekaletname ile vekil tayin ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, davacı avukat bu ilişkinin diğer tarafı olan davalıdan, davalıya vekaleten takip ettiği işlere ilişkin olarak ücret talep edebilir. Mahkemece, dava dışı ... ve ... adına davacı avukat tarafından takip edilen işler nedeniyle de ücret takdiri usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
    3-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1 ve 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 3 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek olmadığına, 1630,00 TL duruşma avukatlık parasının davacılardan alınarak davalıya ödenmesine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi