MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Karşılıksız Yararlanma
HÜKÜM : Beraat

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Katılan sıfatını alabilecek şekilde suçtan zarar görmüş bulunan müşteki şirket vekilinin 5271 sayılı CMK"nın 260/1. maddesi uyarınca hükmü temyize hakkı bulunduğu belirlenerek ve müşteki kurumunun duruşmadan haberdar edilmesi gerektiği halde usule uygun bildirim yapılmadan, verilen duruşma gününden önce duruşma açılması suretiyle 5271 sayılı CMK"nın 238. maddesine aykırı davranılmışsa da, hükmü temyiz etmekle katılma yönünde iradesini gösteren müşteki şirketin yasa yollarına başvurma hakkı olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
1-Mahkemece düzenlenen 10.12.2015 tarihli tensip tutanağı ile verilen duruşma gününden önce açılan duruşma ile sanık hakkında hüküm verildiğinin anlaşılması karşısında; suçtan zarar gören şirketin duruşmadan haberdar edilip iddia ve delillerini sunma ve davaya katılma olanağı sağlanarak, sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, iddia hakkı kısıtlanmak suretiyle CMK’nın 233 ve 234. maddelerine aykırı davranılması,
2-Fiilin suç oluşturmaması nedeniyle derhal beraat kararı verilmesi dışında, delillerin takdir ve tayini gereken durumlarda sanığın sorgusu yapılıp savunması saptanmadan beraat kararı verilemeyeceği gözetilmeden, 5271 sayılı CMK"nin 193/2. maddesine yanlış anlam verilerek aynı Kanun"un 191. ve 147. maddeleri gereğince sanığın sorgusu yapılmadan delil takdiri yapılarak eksik kovuşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,

Bozmayı gerektirmiş, müşteki kurum vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan diğer yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı istem gibi BOZULMASINA, 30.11.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.