3. Hukuk Dairesi 2020/5390 E. , 2020/7681 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ (TÜKETİCİ MAH.SIF.)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar; avukat olduklarını, davalıyı Manavgat 2. İcra Müdürlüğü’nün 2014/55 Esas sayılı takip dosyası ile Manavgat İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2014/71 Esas, 2014/196 Karar sayılı dava dosyasında temsil ettiklerini, vekil olarak dava ve takip dosyasında gereken dikkat ve özeni gösterdiklerini, davalının iki dosya sonuçlandıktan sonra haksız olarak kendilerini azlettiğini, ayrıca vekalet ücretini de ödemediğini, bu nedenle vekalet ücretinin tahsili amacıyla davalı aleyhine icra takibi başlattıklarını, davalının takibe haksız olarak takibe itiraz ettiğini ileri sürerek; itirazın iptali ile takibin devamına ve davalı aleyhine alacağın %20’sinden az olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı; davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, tüketici mahkemesinin görevli olduğuna ilişkin bozma ilamına uyarak, davanın kabulü ile davalının Manavgat 1. İcra Müdürlüğü"nün 2015/1084 esas sayılı icra dosyasında asıl alacağın 5.715,60 TL’lik kısmına yaptığı itirazın iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, dava tarihinden sonra yapılan ödemelerin infaz aşamasında nazara alınmasına, alacak likit olmadığından davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin reddine; karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1- Dava, vekalet ilişkisinden kaynaklı alacak istemine dayalı olarak başlatılan takibe vaki itirazın iptaline ilişkindir. Davacılar, davalının haksız olarak kendilerini azlettiğini ileri sürerek, vekalet ücretinin tahsili amacıyla başlatılan takibe itirazın iptalini istemiş; davalı, davacılara vekalet ücretini ödediğini, davacılara gerektiği zamanlarda ulaşamadığını, dosyalar ile ilgili bilgi ve belgeleri talep etmesine rağmen kendisine verilmediğini, talepte bulunmasına rağmen dosyaları hızlandırmak için yazılı veya sözlü girişimde bulunulmadığını, davacıların Manavgat İcra Hukuk Mahkemesi’nin ilgili dosyasında karar düzletme dilekçesine karşı cevap dilekçesi sunmadıklarını, ayrıca Manavgat Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2014/35 sayılı tespit dosyasında oluşturulan bilirkişi heyetine elektrik mühendisi ve makine mühendisi dahil ettirmediklerini, eksik rapora karşı itirazda bulunmadıklarını, sulh hukuk mahkemeleri görevli olmasına rağmen Manavgat 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açtıklarını, mahkemenin görevsizlik kararı vermesi üzerine gerekçeli kararın tebliğe çıkarılmadığını, davacıların dosyanın görevli mahkemeye intikalini sağlamadıklarını, bu nedenle azlin haklı sebebe dayandığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı avukatların, vekil olarak borçları TBK"nun 505 ve devamı maddelerinde gösterilmiş olup, öncelikle vekilin TBK’nın 506. maddesine göre müvekkiline karşı vekaleti sadakat ve özen ile ifa etme yükümlülüğü vardır. Vekil, sadakat borcu gereği olarak müvekkilinin yararına olacak davranışlarda bulunmak, ona zarar verecek davranışlardan kaçınmak zorundadır. Şayet vekili, görevini yerine getirirken gerekli özen ve dikkati göstermemiş, sadakatle vekaleti ifa etmemiş ise, vekil edenin vekilini azli haklıdır.
Avukatlık Kanununun, 174. maddesinde, “Avukatın azli halinde ücretin tamamı verilir. Şu kadar ki, avukat kusur veya ihmalinden dolayı azledilmiş ise ücretin ödenmesi gerekmez.” hükmü mevcut olup, bu hükme göre azil işleminin haklı nedene dayandığının kanıtlanması halinde müvekkil avukata vekalet ücreti ödemekle yükümlü değildir. Yargıtayın kökleşmiş içtihatlarına göre haklı azil halinde ancak azil tarihi itibariyle sonuçlanıp, kesinleşen işlerden dolayı vekalet ücreti talep edilebilir. Zira vekalet ilişkisi bir bütün olup azil, taraflar arasındaki tüm dava ve takiplere sirayet edeceğinden, azlin haklı olduğunun kabul edilmesi halinde, davacının azil tarihi itibariyle sonuçlanıp kesinleşmeyen işlerden kaynaklı vekalet ücreti talep edebilmesi mümkün değildir. Buna karşılık haksız azil halinde ise avukat, hangi aşamada olursa olsun, üstlendiği işin tüm vekalet ücretini talep etme hakkına sahiptir. Bu nedenle, öncelikle davacı avukatların azlinin haklı olup olmadığının değerlendirilmesi gerekir. Somut olayda, Mahkemece davacılar tarafından takip edilen dosyaların son aşamasında davalı tarafça azledilmeleri sebebiyle vekalet ücretini alamadıkları, davalı tarafça azlin haklı olduğunun ispat edilemediği gerekçesiyle, 2014 yılı avukatlık asgari ücret tarifesi dikkate alınarak yapılan hesaplama doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiş ise de davalı tarafça azil gerekçesi olarak ileri sürülen davacıların işlemlerine konu dava dosyaları getirtilerek ayrıntılı olarak inceleme yapılmaksızın, davacının azlinin haklı sebebe dayanıp dayanmadığı hususunda eksik inceleme ile hüküm kurulmuştur. O halde mahkemece, taraflar arasındaki öncelikli uyuşmazlık konusu olan, “azlin haklı olup olmadığı” hususu ile ilgili, davalının cevap dilekçesinde azil sebebi olarak gösterdiği işlemlere ilişkin tüm dava dosyaları getirtilerek, gerektiğinde konusunda uzman bilirkişi ya da bilirkişi kurulundan, taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınmak suretiyle, yeterli inceleme ve değerlendirme yapılarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2- Bozma nedenine göre davacıların temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenlerle davacıların temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 10/12/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.