Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/5782 Esas 2012/6921 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/5782
Karar No: 2012/6921
Karar Tarihi: 15.05.2012

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/5782 Esas 2012/6921 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2012/5782 E.  ,  2012/6921 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 11.04.2008 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; tapu kaydının iptaline dair verilen 30.12.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı, kadastro çalışması ile davalı adına tescil edilen 32 parsel sayılı taşınmazın yaklaşık 3.000 metrekarelik bölümünün Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmazlardan olduğunu ileri sürerek, taşınmazın tapu kaydının iptali ile bu kısmın adına tescilini istemiştir.
    Davalı, zamanaşımı süresinin geçtiğini, taşınmazın 80 yıldır zilyedi olduğunu, 50 adet söğüt ağacı diktiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile taşınmazın 2.002,41m2 bölümünün iptali ile tapu kaydından terkinine karar verilmiştir.
    Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
    1-Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve tüm dosya içeriğine göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
    2-Dava, çekişme konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmazlardan olduğu nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 708. maddesinin 1. fıkrasında “Birikme, dolma, toprak kayması veya kamuya ait suların yatağında ya da seviyesinde değişme gibi sebeplerle sahipsiz yerlerde yeniden oluşan
    yararlanmaya elverişli arazi Devlete ait olur.” hükmü düzenlenmiştir. Madde hükmünden de anlaşılacağı üzere, gerçek veya diğer kamu tüzel kişilerinin yeni oluşmuş bulunan bir taşınmazın mülkiyetinin kendileri tarafından kazanıldığı iddiası dinlenemez.
    Somut olayda da; dava konusu 32 parsel sayılı taşınmazın 8.485,62 m2 yüzölçümlü tarla niteliği ile kadastro nedeniyle 2002 yılında davalı ... adına tescil edilmiştir. Hükme esas alınan 01.09.2008 tarihli fen bilirkişi raporu ve eki krokide, kırmızı boyalı 2.002,41 m2 bölümün çay yatağı olduğu; jeoloji bilirkişi raporunda da, bu bölümün taşma düzlüğü olarak adlandırılan alanlardan olduğu belirtilmiştir. 02.09.2008 günlü ziraat bilirkişi raporu ile de dava konusu taşınmazın tarım arazisi olmadığı tespit edilmiştir. Tüm bunlardan, dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmaz niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Bu nitelikteki taşınmazın 3402 sayılı yasanın 16/C maddesi uyarınca tescile tabi olmadığı açıktır. Bu nedenle, iptali ile tapudan terkinine karar verilmesinde hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır. Ancak, terkin edilen taşınmazın “çay yatağı” olarak terkin edildiği hüküm fıkrasında gösterilmemesi doğru görülmemiş kararın bu nedenle bozulması gerekmiş ise de, bu hatanın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, HUMK’nun 438/VII maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1). bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine; (2). bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının birinci bendinin dördüncü satırında yer alan “terkinine” kelimesinden önce gelmek üzere “çay yatağı olarak” sözcüklerinin yazılmasına, hükmün DÜZELTİLMİŞ bu şekli ile ONANMASINA, 15.05.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.