21. Hukuk Dairesi 2017/6063 E. , 2019/4829 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dava, iş kazası nedeniyle sigortalının maddi ve manevi zararların giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemenin 17/06/2014 tarihli zamanaşımı nedeniyle davanın reddine ve davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine dair kararı Dairemizin 18/12/2014 Tarih 2014/18802 Esas 2014/27787 Karar sayılı ilamı ile davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddiyle davalı ... tarafından yöntemince yapılan zamanaşımı def"i bulunmadığı gözetilerek davanın esasına girilerek yapılacak değerlendirme ile hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın davalılardan ... ve ... Mob. ... ve İnş. .... İth. Tic. San. A.Ş. yönünden zamanaşımı nedeniyle reddine, davalı ... yönüyle davanın kabulü ile 116.509,15 TL işgücü kaybı tazminatının, 479.331,08 TL bakıcı ücreti alacağının iş kazası tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ..."den alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş ve davalı ... ve ... Mob. ... ve İnş. .... İth. Tic. San. A.Ş. kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen maddi tazminat miktarına göre karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 37.783,60 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ... ve ... Mob. ... ve İnş. .... İth. Tic. San. A.Ş.ye verilmesine karar verilmiştir.
Usulü kazanılmış hak kavramı, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
Usulü kazanılmış hakkın hukuki sonuç doğurabilmesi için; bir davada ya taraflar ya mahkeme ya da Yargıtay tarafından açık biçimde yapılmış olan ve istisnalar arasında sayılmayan bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan bir hakkın varlığından söz edilebilmesi gerekir.( HGK.nun 12.07.2006 T., 2006/4-519 E, 2006/527 K, 03.12.2008 T., 2008/10-730 E., 2008/732 K.) Usuli kazanılmış hak ilkesi kamu düzeniyle ilgilidir. (09.05.1960 T., 21/9; 04.02.1959 gün 13/5 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı)
Somut olayda, mahkemece verilen ilk kararın sadece davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 18/12/2014 tarihli ilamıyla, temyiz itirazlarının sair yönleri reddedilmek suretiyle, davalı ... tarafından yöntemince yapılan zamanaşımı def"i bulunmadığı gözetilerek davanın esasına girilerek yapılacak değerlendirme ile hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulması ve davalı ... ve ... Mob. ... ve İnş. .... İth. Tic. San. A.Ş. bakımından kurulan zamanaşımı nedeniyle davanın reddine dair kurulan hükmün ve devamında bu davalı bakımından vekalet ücretinin kesinleştiği, böylelikle kesinleşen bu kısımlar yönünden yeniden karar verilmesine yer olmadığı yönünde hüküm kurulması gerektiği halde, usulü kazanılmış hakka aykırı olarak davalı ... ve ... Mob. ... ve İnş. .... İth. Tic. San. A.Ş. lehine yeniden ve daha yüksek bir rakam ile vekalet ücretinin belirlendiği, sonraki kararın bu yönüyle usuli kazanılmış hakka aykırı olduğu açıktır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan hüküm kurulması usule ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmelidir ve hüküm bozulmalıdır.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapmayı gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 6100 Sayılı HMK"nun 370/2 maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, Mahkemece verilen 27/09/2017 tarih 2015/89 Esas 2017/739 Karar sayılı kararın hüküm fıkrasındaki "1. ve 6." bentlerinin tümüyle silinmesiyle yerine;
"Davalı ... ve ... Mob. ... ve İnş. .... İth. Tic. San. A.Ş. bakımından kurulan 17/06/2014 tarih 2014/120 Esas 2014/320 Karar sayılı hüküm Bozma ilamı dışında kalarak kesinleştiğinden bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına," rakam ve sözcüklerinin yazılmasına, hükmün bu düzeltilmiş şekli ile ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz davacıya iadesine, 27/06/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.