Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/34141
Karar No: 2015/16518
Karar Tarihi: 06.05.2015

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2013/34141 Esas 2015/16518 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2013/34141 E.  ,  2015/16518 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    DAVA : Davacı, işe başlatmama tazminatının istirdadına karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme, davanın reddine karar vermiştir.
    Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, yönetim kurulunun 23.12.2009 tarihli kararı ile davalının iş sözleşmesinin kanuni haklar ödenmek sureti ile fesih edildiğini, bunun sonrasında ise davalının Ankara 16. İş Mahkemesinde, davacı aleyhine işe iadesi davası ikame ettiğini, mahkeme kararı ile davacının işe iadesine karar verildiğini, buna bağlı olarak davacının bir yıllık ücret tutarında işe başlatmama tazminatının giydirilmiş ücreti tutarı üzerinden hesaplandığını ve 20.511,64 TL olarak davalının ilgili hesabına yatırıldığını, ancak sonrasında bir kısım işçilerin davacı işverenliğe karşı açtığı Ankara 5. İş Mahkemesindeki konusu aynı talebe ilişkin dosyaya tanzim olunan bilirkişi raporun ilgili bölümünde, işe başlatmama tazminatı hesaplama usul ve esaslarına ilişkin yapılan açıklamada, yapılacak hesaplamanın çıplak ücret üzerinden yapılmasının belirtildiğinin, bu esasa göre davalıya çıplak ücreti üzerinden ödenmesi gereken miktarın 14.446,80 TL olduğunu, ancak davalıya giydirilmiş ücreti esası ile yapılan ödemenin 20.511,64 TL olduğunu, buna göre davalıya 6.064,84 TL (net) fazla ödeme yapıldığını beyanla, davalıya sehven yapılan 6.064,84 TL"nin davalıdan tahsilini istemiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili, davacının iddiasının zaman aşımına uğraması sebebi ile reddinin gerektiğini, söz konusu talebin davacı tarafından sebepsiz zenginleşmeye dayandırıldığını ancak bunun kabulünün mümkün olmadığını, Borçlar Kanunu’nun 79. maddesinin, davalının iyi niyetli olduğunun göz önünde bulundurulmasıyla davacının bu iddiasının kabul görmeyeceğini, her ne kadar mülga 818 sayılı Kanun artık mülga ise de halen yürürlükte olan 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun Yürürlük süresi aynı kanunun 648. maddesine göre davanın zaman aşımına uğradığını, yine davalının, yapılan iş ve işlemler doğrultusundaki hata ve kusurlardan herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını ve günümüz şartlarında davalıya ödenen tazminattan kalan herhangi bir miktarın bulunmadığını, dolayısı ile yapılan hesaplama ve ödemelere ilişkin davalının sorumluluğunun bulunamaması sebebi ile davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    ./..
    Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, yapılan ödemenin niteliği itibariyle davalı iyi niyetli olup fazla ödeme yapılmasına etkin bir eylemi söz konusu olmadığı, davacının iade borcu, ödeme tarihi olan 10.12.2010 tarihinde yürürlükte olan mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 63. maddesi uyarınca elinde kalan miktarla sınırlı olup, davalı taraf elinde kalan bir miktar olmadığını beyan ettiği, davacı taraf ayrıca davalı tarafından açılan işe iade etmemeden kaynaklı alacak dava dosyasında davacının talep ettiği alacaklara karşılık karar tarihi olan 24.1.2012 tarihine kadar takas ve mahsup talebinde de bulunmadığı, bu durumda davacının ödemeden yaklaşık iki yıl geçtikten sonra, ödemeden elinde bir şey kalmadığını beyan eden iyi niyetli davalıdan fazla ödemeyi istirdat talebi yerinde görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Temyiz:
    Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
    Gerekçe:
    Dava tarihinde mülga, ancak işe başlatmama tazminatının ödendiği tarihte yürürlükte olan mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 61 ve 01.07.2012 tarihinde yürürlükte olan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 77. maddesindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme, geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşmenin borç doğurmasının nedeni, kişinin iradesi dışında mal varlığında bir eksilmenin meydana gelmesidir.
    Dosya içeriğine göre, taraflar arasında kesinleşen feshin geçersizliği ve işe iade kararı sonrası davalı işçiye, davacı işveren tarafından 10.12.2010 tarihinde banka yolu ile giydirilmiş ücret üzerinden işe başlatmama tazminatı ödenmiştir. Davacı işveren, davalı işçi ile aynı durumda bulunan bir kısım işçilerin fark alacaklar için dava açması üzerine açılan davada 05.05.2011 tarihli bilirkişi raporunda işe başlatmama tazminatının çıplak ücret üzerinden hesaplanması gerektiğinin belirtilmesi üzerine bu esasa göre giydirilmiş-çıplak ücret farkından kaynaklanan fazla ödemenin davalı işçiden tahsiline karar verilmesi için bu davayı açmıştır.
    Somut uyuşmazlıkta bir borcu ifa etmek düşüncesiyle davacı işveren tarafından işe başlatmama tazminatının çıplak brüt ücret üzerinden ödenmesi yerine giydirilmiş ücret üzerinden ödenmesi nedeni ile davalı işçide bir zenginleşme olduğu sabittir.
    Mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 63. maddesinde “Haksız olarak bir şeyi istifa eden kimse, onun istirdadı zamanında elinden çıkmış olduğunu ispat ettiği miktar nispetinde red ve iade ile mükellef değildir.” hükmüne amirdir. Ancak; iadesi gereken borç para borcu olup, iadesi zamanında borçlunun elinden çıkmış olması veya harcanarak tükenmiş olması, borçlunun iade yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz. Dosya kapsamından, davalının; fazla aldığı miktarı iade etmesi gerektiği sonucuna varılmaktadır. Yargıtay 7. Hukuk Dairesince temyiz incelemesi yapılan 2015/2908 esas numaralı emsal dosya ile Yargıtay 3. Hukuk Dairesince temyiz incelemesi yapılan 2013/1234 esas numaralı dosyada da aynı görüş benimsenmiştir. Hal böyle olunca mahkemenin davacının ödemeden yaklaşık 2 yıl geçtikten sonra, ödemeden elinde bir şey kalmadığını beyan eden iyi niyetli davalıdan fazla ödemeyi istirdat talebinin yerinde görülmediği şeklindeki gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir.
    Belirtilmesi gereken diğer bir hususta, davalı taraf, ödeme tarih itibari ile yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 66. maddesi gereğince, davanın sebepsiz zenginleşmeye dayanması ve bu talep bakımından da 1 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu savunmuştur. Ancak davalının bu savunmasına davacı taraf cevap dilekçesinin süresi içerisinde verilmediği gerekçesi ile karşı çıkmıştır. Bunun üzerine davalı taraf savunmasını 20.03.2013 tarihli dilekçesi ile ıslah ederek zamanaşımı savunmasını tekrar etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 179. maddesine göre ıslah yolu ile ./..
    zamanaşımı savunması yapılmasına bir engel yoktur. Bu durumda mahkemece davalının zamanaşımı savunması yönünden inceleme yapılması gerekirken süresinde cevap dilekçesi verilmediğinden zamanaşımı itirazının süresinde yapılmadığına karar verilmesi hatalıdır.
    Yukarıda belirtilen tüm hususlar birlikte değerlendirildiğinde mahkemece öncelikle davalının zamanaşımı savunması yönünden inceleme yapılmalı, zamanaşımı savunması yerinde görülmediği takdirde dosyadaki mevcut bilirkişi raporunda tespit edilen fazla ödenen miktarın davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    Sonuç:
    Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 06.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi