Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/19620
Karar No: 2015/20168
Karar Tarihi: 23.11.2015

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2015/19620 Esas 2015/20168 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2015/19620 E.  ,  2015/20168 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi

    Dava, 2926 sayılı Kanun ile 5510 sayılı Kanunun 4. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi kapsamında Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespiti ve yaşlılık aylığı tahsisi istemine ilişkindir.
    Mahkemece, bozmaya uyularak ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, taraflar avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Davacı, 01.05.1995 tarihinden itibaren 2926 sayılı Kanun ile 5510 sayılı Kanunun 4. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi kapsamında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine, 01.07.2011 tarihi itibariyle yaşlılık aylığına hak kazanmış olduğunun tespitine, aksine Kurum işleminin iptaline karar verilmesini talep etmiş olup, Mahkemece bozma ilamına uyularak davacının, 01.05.1995-30.09.1995 ve 07.04.2011- devam tarihleri arasında 2926 ve 5510 sayılı Yasanın 4/b-4 maddesi kapsamında Tarım Bağ-Kur sigortalısı sayılması gerektiğinin tespitine, şartları oluşmadığından yaşlılık aylığı bağlanmasına hak kazanamadığının tespitine karar verilmiş ise de; yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli ve elverişli bulunmamış, bozma ilamının gereği yerine getirilmemiştir.
    2926 sayılı Kanunun 2. maddesinde, Kanunla veya kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulan sosyal güvenlik kuruluşları kapsamı dışında kalan ve herhangi bir işverene hizmet akdiyle bağlı olmaksızın, 3. maddenin (b) bendinde tanımlanan tarımsal faaliyette bulunanların Tarım Bağ-Kur sigortalısı sayılacakları belirtilmiştir.
    Anılan Kanunun 3. maddesinin (b) bendinde "Tarımsal faaliyette bulunanlar: kendi mülkünde, ortaklık veya kiralamak suretiyle başkalarının mülkünde, kamuya mahsus mahallerde ekim dikim, bakım, üretim, yetiştirme ve ıslah yollarıyla veya doğrudan doğruya tabiattan istifade etmek suretiyle bitki, orman, hayvan ve su ürünlerinin üretimini, avlanmasını, avcılar ve yetiştiriciler tarafından muhafazasını, taşınmasını sağlayanlar veya bu ürünlerden sair bir şekilde faydalanmak suretiyle kendi adına ve hesabına faaliyette bulunanlar" olarak tanımlanmış, 5.maddesinde, sigortalı olmanın zorunlu olduğu, sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçilemeyeceği ve kaçınılamayacağı, 6. maddesinde ise, diğer sosyal güvenlik kuruluşları kapsamına tabi bir işte çalışanların, çalışmaya başladıkları tarihten bir gün önce, sigortalılıklarının sona ereceği hüküm altına alınmıştır. Ayrıca aynı Kanunun 9. maddesi Kuruma re"sen tescil yükümlülüğü yüklemiştir.
    Anılan Kanunun 10. maddesine göre ise, kayıt ve tescil işlemlerinde valilik, kaymakamlık, özel idare, belediye, muhtarlık ve nüfus idareleri kayıtları ile, diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifleri ve birliklerinin T. Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının esas alınacağı bildirilmiştir.
    Tarım Bağ-Kur sigortalılığının yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Kanunda, bildirimsiz kalan sigortalılar için 506 sayılı Kanunun 79 ve 5510 sayılı Kanunun 86. maddesinde öngörülen "hizmet tespiti" davasına koşut bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Anılan düzenlemede, kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takiben başlayacağının hükme bağlanmış olması karşısında, kayıt ve tescil, yada tescil yerine geçen iradi prim ödemesi veya prim tevkifatı öncesine isabet eden tarımsal faaliyet ve buna dayalı "Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespiti" söz konusu olamayacaktır.
    Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.05.2011 gün, 2011/10-230 Esas 2011/319 Karar sayılı, 29.02.2012 gün ve 2011/10-769 Esas 2012/107 karar sayılı ve 27.06.2012 gün 2012/10-292 Esas ve 2012/415 Karar kararlarında da açıkça belirtildiği üzere, davacının tarımsal faaliyetinin kesintisiz sürüp sürmediğinin tespiti için, Mahkemece;
    a-Çekişmeli dönemde davacının nerede oturduğu; Nüfus Müdürlüğü, İlçe Seçim Kurulu Başkanlığı ve Muhtarlık kayıtları esas alınarak belirlenmeli,
    b-Dönem içinde Ziraat Bankası, Kooperatif veya Birlikler aracılığıyla "Tarımsal Amaçlı Kredi" kullanıp kullanmadığı araştırılmalı,
    c-Dönem içinde ürün teslimatından dolayı prim kesintisi yapılıp yapılmadığı veya sigortalılık iradesini ortaya koyacak şekilde prim ödemesinin bulunup bulunmadığı araştırılmalı,
    d-25.04.2006 gün 26149 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 5488 sayılı Tarım Kanunun 19. maddesi uyarınca Çiftçi Kayıt Sistemine dahil edilerek doğrudan gelir desteği alıp almadığı ve bu bağlamda davacının hangi ürünleri ekerek bunları nerelere sattığı, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunun "Zirai kazanç, zirai faaliyet, zirai işletme, çiftçi ve mahsulün tarifi" başlıklı 52, "Zirai kazançta vergileme" başlıklı 53, ve "Vergi Tevkifatı" başlıklı 94 vd. maddeleri ile 213 Vergi Usul Kanununun " Vergi kesenlerin sorumluluğu" başlıklı 11. maddesi kapsamında zirai kazançlarından dolayı vergi ödeyip ödemedikleri araştırılmalıdır. Konu ile ilgili Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 08.12.2010 gün ve 2010/10-580-647 sayılı kararında da açıkça belirtildiği üzere " Tevkifat yapma ve kurum hesaplarına aktarma yükümü, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunun 94/11.maddesinde öngörülen çiftçilerden satın alınan zirai mahsuller için yapılan ödemelerden gelir vergisine mahsuben tevkifat yapma yükümüne paralel olarak getirilmiştir. Bakanlar Kurulu Kararı kapsamındaki gerçek ve tüzel kişiler, tarımsal faaliyette bulunan bu kişilerden satın aldıkları ürün bedellerinden tevkifat yapmakla yükümlüdürler." Tevkifat suretiyle vergilendirilen çiftçiler yaptıkları satış ve hizmetleri dolayısıyla müstahsil makbuzu almak ve saklamak zorundadırlar.
    e-Tarımsal faaliyeti kapsamında ilaç, gübre ve sulama parası ödeyip ödemediği, varsa bunların fatura ve belgelerinin nelerden ibaret olduğu, Ziraat Odası, Kooperatif veya Birliklere üyeliği varsa bu kuruluşlara düzenli bir şekilde aidat ödeyip ödemediği araştırılmalı, tarımsal faaliyete elverişli tapulu taşınmazının bulunup bulunmadığı, tarımsal faaliyetin taşınmaz kiralanması yoluyla gerçekleştirildiğinin savunulması halinde; taşınmazların, kimden hangi yıllar için kiralandığı, kiracının; kiralama yoluyla faaliyetini yürütmeye elverişli alet ve edavatının bulunup bulunmadığı araştırılmalı, traktörünün bulunduğunun ileri sürülmesi halinde, traktörün hangi tarihte satın alınıp ilgilisi adına trafiğe tescil edildiğini gösteren fatura ve trafik tescil belgesinin celp edilmeli,
    f-Hayvan yetiştiriciliği bulunduğunun ileri sürüldüğü hallerde, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 01.06.2011 gün ve 2011/10-306-365 sayılı kararında da belirtildiği üzere 16.05.1986 tarihinde yürürlüğe giren 3285 sayılı Hayvan Sağlığı ve Zabıtası Kanununun 22. maddesi kapsamında hayvanlarına ilişkin menşe şehadetnamesinin bulunup bulunmadığı tespit edilerek, büyük ve küçükbaş hayvanlarına ilişkin istatistik bilgileri ve bu hayvanlara ilişkin yapılması zorunlu bulunan periyodik aşılara ilişkin bilgiler İlçe Tarım Müdürlüklerinden sorulmalı, köy muhtarı ve ihtiyar heyeti üyeleri gibi tarımsal faaliyetin varlığını yakından bilebilecek durumdaki tanıklar dinlenilerek sigortalılık olgusunun varlığı hiçbir duraksamaya yer vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturulmalıdır.
    Ayrıca 2926 sayılı Kanunun 6.maddesinde belirtilen şekilde sigortalılığın sona erip ermediği araştırılmalı ve bu bağlamda çekişmeli dönemde 506 sayılı Kanun kapsamında SSK sigortalılığı ya da 1479 sayılı Kanun kapsamında zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı varsa ve bu sigortalılık süresi makul süreyi aşmışsa, ...nun 14.02.2007 gün, 2007/21-73-71 sayılı ve 14.03.2012 gün, 2011/10-804-152 sayılı kararları göz önünde bulundurularak sigortalılığın sona erdiği olgusu da dikkate alınmalıdır.
    Öte yandan 11.09.2014 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6552 sayılı Kanunun 58. maddesi ile 5510 sayılı Kanuna eklenen geçici 54. Madde de, “Mülga 4355 sayılı Ticaret ve Sanayi Odaları, Esnaf Odaları ve Ticaret Borsaları Kanunu, mülga 5373 sayılı Esnaf Dernekleri ve Esnaf Dernekleri Birlikleri Kanunu ve mülga 507 sayılı Esnaf ve Küçük Sanatkârlar Kanununa göre; esnaf ve sanatkâr siciline veya odasına ya da her ikisine birden kayıtları bulunmakla birlikte üye kayıtlarının mevzuata uygun olarak yapılmadığının tespit edilmesi üzerine, Kuruma kayıt ve tescili yapılmakla birlikte, 4"üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalılık süreleri geçersiz sayılarak iptal edilen sigortalılardan 22/3/1985 tarihinden sonraki sürelere ait prim, gecikme zammı ve gecikme cezalarının 31/12/2013 tarihine kadar ödenmiş olması şartıyla 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalılıkları başlangıç tarihinden itibaren geçerli sayılır.
    4"üncü ve 7"nci maddeler ile 2926 sayılı Kanunun 2"nci, 5"inci ve 9"uncu maddelerine göre kayıt ve tescili yapılanların, sigortalılık tescil ve sürelerine esas tarımsal faaliyetleri ile ilgili kurum ve kuruluş üye kayıtlarının mevzuata uygun olarak yapılmadığının tespit edilmesi üzerine sigortalılıkları geçersiz sayılarak iptal edilenlerin, tescillerinin yapıldığı tarihten 31/12/2010 tarihine kadar geçen sürelere ait prim, gecikme zammı ve gecikme cezalarının 31/12/2013 tarihine kadar ödenmiş olması şartıyla, 4"üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendi kapsamındaki sigortalılıkları başlangıç tarihinden itibaren geçerli sayılır. Ancak, tevkifat kesintisine binaen geriye dönük yapılan tescillerden, tevkifatın yapıldığı tarihte ziraat odası kaydı bulunmayan, daha sonra geriye dönük tesis edilen kayıtlar geçerli kabul edilmez.” düzenlemesine yer verilmiştir.
    Dosya kaspamına göre, davacının 07.04.2011 tarihinden itibaren sigortalılığının başlatıldığı, 14.06.2011 tarihinde aylık prim tahsilatı; 21.06.2011 tarihinde yapılandırma; 28.06.2011 tarihinde aylık prim tahsilatı mahiyetinde ödemede bulunduğuna dair banka dekontlarının sunulduğu, ... İlçesi Ziraat Odası Başkanlığınca, odanın geriye dönük kayıtlarının tutulmadığını, üyelerin çiftçilik yaptığı yıllarda getirdikleri tevkifat faturaları neticesinde kayıtlarının geriye dönük gösterildiği, üyelerin geçmişe dönük çiftçilik belgesi, pazarcı kimlik belgesi, üyelik aidatı ödendiğini gösteren makbuzlar, tapulu tarım arazisi olması neticesinde kayıtlarının güçlendiğini, bu nedenle üyelerin hangi tarihler arasında kayıtlı olduğunun kesin olarak belirtilemediğinin bildirildiği, davacı adına 05.12.1993 tarihli oda tahsilat makbuzu örneği sunulduğu, davacının 06.04.1995, 27.03.1997, 02.04.1998, 20.04.1999, 27.04.2000 ve 18.04.2001 tarihlerinde tevkifatların bulunduğu ve 07.04.2011 tarihli dilekçesi ile geriye dönük tescil talebinde bulunduğu, Kuruma sunulan sigortalılık belgesinde oda kaydının 19.05.1995 tarihinde başladığının kayıtlı olduğu, 29.04.2011 tarihinde 6111 sayılı Kanun kapsamında yapılandırma talebinde bulunduğu, bu talebe istinaden yapılandırma ödeme planının davacıya elden tebliğ edildiği, Kurumca, müstahsil makbuzlarına istinaden davacının tescil tarihinin 01.05.1995 tarihi olarak tespit edildiği geçerli sayılan sigortalılık süresinin 01.05.1995-31.12.1995; 01.04.1997-31.12.2001 ve 07.04.2011 devam eder olarak bildirildiği, tahsis talebine dair belgenin bulunmadığı, 15.03.2013 tarihli sigortalılık dökümüne göre Kurumca, 01.05.1995 tarihinden itibaren sigortalı olarak kabul edilen davacının, 1479 sayılı Kanunun Ek 19. maddesi hükmü gereğince tescil tarihi itibariyle sigortalılığının durdurulduğu, 07.04.2011 tarihinden itibaren yeniden başlatıldığı, Kurumca davacının 01.05.1995-30.11.2011 dönemi sigortalı varsayılması halinde hesaplanan ihya borç tutarının, yargılama devam ederken 26.08.2013 tarihinde davacı tarafından ödendiği, bozma sonrası yapılan araştırmada, Kurumca davacının ihya edilebilir sigortalılık süresinin 01.10.1995-31.12.1995 ve 01.04.1997-31.12.2001 olarak; kabul edilen sigortalılık süresinin ise 01.05.1995-30.09.1995 ve 07.04.2011- devam olarak bildirildiği anlaşılmaktadır.
    Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, Mahkemece, taraflar arasında ihtilaf konusu olan dönemin 01.01.1996-31.03.1997 ve 01.01.2002-06.04.2011 tarihleri arası olduğu dikkate alınmalı, davacının şahsi dosyası sıralı ve eksiksiz olarak Kurumdan celp edilerek eklenmeli, 6111 sayılı Kanun kapsamında yapılandırmadan faydalandırma talebine yönelik yapılan ödemelerin tarihi ve hangi dönemi kapsadığı sorularak, tereddütsüz belirlenmeli, ihya konusu edilen dönem borcunun ödeme tarihi belirlenmeli, davacının 2926 sayılı Kanuna tabi sigortalılık iradesini ortaya koyacak herhangi bir başvurusu, prim ödemesi, ürün satışı ve bu satışlardan yapılan prim tevkifatı bulunup bulunmadığı hususları araştırılmalı, bu arada 11.09.2014 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6552 sayılı Kanunun 58. maddesi ile 5510 sayılı Kanuna eklenen geçici 54. madde kapsamında irdeleme yapılmalı, sigortalılık süresine ilişkin hasıl olacak sonuca göre, yaşılık aylığı tahsisi için sigortalının talepte bulunduğu tarih veya talep yoksa dava dilekçesinin tahsis talebi olarak kabul edilmesi nedeniyle dava tarihinde prim ve her türlü borçlarını ödemesi gerektiğinden, davacının prim borcunun bulunup bulunmadığı araştırılarak, özellikle davacı tarafından 26.08.2013 tarihinde yapılan ödeme de gözetilip, prim borcunun varlığı halinde, ödeme tarihini takip eden ay başından itibaren yaşlılık aylığı bağlanabileceği göz önünde bulundurulup, buna göre yaşlılık aylığı tahsisi koşulları irdelenerek bir karar verilmelidir.
    Kabule göre de, Kurumca kabul edilen ve uyuşmazlık konusu olmayan sigortalılık süresinin tekrar tespitinde hukuki yarar bulunmadığı, giderek tahsis koşullarının bulunmadığının anlaşılması halinde buna yönelik talebin reddine karar verilmesi gereği gözetilmeksizin, yazılı şekilde hüküm kurulması, isabetsiz bulunmuştur.
    Bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, taraflar avukatlarının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davacıya iadesine, 23.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi