Esas No: 2021/30
Karar No: 2022/4105
Karar Tarihi: 26.05.2022
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2021/30 Esas 2022/4105 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanıklar, başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması suçundan beraat etmiştir. Ancak, başkasına ait kimlik bilgilerini kullanması nedeniyle soruşturma açılan sanık, 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan mahkumiyet almıştır. Sanıkların kültür varlığı ticareti yapmak suçunu işlediklerine dair yeterli delil bulunamadığından beraatlerine karar verilmiştir.
267. ve 268. maddesi TCK'nın \"başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması\" suçunun unsurları açıklanmaktadır. Bu suçun oluşabilmesi için, kişinin işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimliği veya kimlik bilgilerini kullanması gerekmektedir. Başkasının kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma eylemi, kamu görevlisine karşı yapılan resmi belgeyi düzenlemek yetkisine sahip olan kişiye karşı yapıldığı durumlarda TCK'nın 206. maddesine uyar.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suçlar : 2863 sayılı Kanuna aykırılık, Başkasına ait kimlik veya kimlik
bilgilerinin kullanılması
Hüküm : 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan tüm sanıklar hakkında;
beraat
Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması
suçundan sanık ... hakkında; TCK'nın 268/1
delaleti ile 267/1, 62, 53, 58. maddeleri gereğince mahkumiyet
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan tüm sanıkların beraatlerine, başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması suçundan sanık ...’nun mahkumiyetine ilişkin hükümler, katılan vekili ve sanık ... tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
I-2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanıkların beraatlerine yönelik katılan vekilinin temyiz isteminin incelenmesinde:
Olay günü saat 18:00 sıralarında kolluk kuvvetlerine yapılan ihbar ile ... plakalı araçta tarihi eser bulunduğu bilgisinin alınması üzerine, kolluk kuvvetleri tarafından aracın durdurulduğu, araç içerisinde sanıklar ..., ..., hakkında aynı suçtan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen sanık ... ile kendisini ... olarak tanıtan ve ...’nun kimlik bilgilerini içeren ancak üzerinde kendi fotoğrafı bulunan sürücü belgesini ibraz eden sanık ...’nun bulunduğunun tespit edildiği, sanıklara araçta tarihi eser olduğu yönünde ihbar bulunduğunun söylenmesi üzerine sanık ...’in aracın torpido gözünde bulunan poşeti çıkartarak teslim ettiği, poşet içerisinde 4 adet eser olduğunun görüldüğü, dosya kapsamında mevcut bağımsız bilirkişi raporunda, 1 adet Roma dönemine ait pişmiş topraktan yapılmış kabın 2863 sayılı Kanun kapsamında kaldığının, diğer 3 objenin ise sahte olup, günümüz yapımı olduklarının belirlendiği, sanıklar İsmail, ... ve ...’ın kolluk beyanlarında, olay günü sanık ...’nin köfteci dükkanının önünde oturduklarını, sanık ...’ın çöp kutusuna sigara izmariti attığı sırada çöp kutusunun yanında yeşil renkli bir poşet bulduğunu, poşetin içinde yer alan objelerin tarihi eser olabileceğini düşündüklerini, akşam olduğundan ve müze kapandığından eserleri ertesi gün Çorum Müze Müdürlüğüne teslim etmek üzere aracın torpidosuna koyduklarını, Amasya’ya gitmek üzere yola çıktıklarını, yolda aracın durdurulduğunu beyan ettikleri, duruşmada alınan benzer mahiyetteki savunmalarında da, eserlerin sanık ... tarafından bulunduğunu, atılı suçlamayı kabul etmediklerini ifade ettikleri, sanık ...’ın savunmasında ise, olay günü diğer sanıklar İsmail, Orhan ve Ali’nin Mecitözü'ne gitmek istediklerini, sanıkları aracıyla götürürken sanık ...’ın, sahte bir vazo olduğunu, vazoyu Mecitözü’nde birine vereceklerini söylediğini, sanık ...’ın vazoyu nereden bulduğunu bilmediğini beyan ettiği anlaşılmakla, tüm dosya kapsamından sanıkların kültür varlığı ticareti yapmak suçunu işlediklerine dair savunmalarının aksine mahkumiyetlerine yeterli delil bulunmadığından, beraatlerine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılama sonunda, sanıkların atılı suçu işlediklerine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin, sanıkların mahkumiyetlerine karar verilmesi gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA,
II-Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçundan sanık ...’nun mahkumiyetine yönelik, adı geçen sanığın temyiz isteminin incelenmesine gelince:
İftira suçunun özel bir halini düzenleyen TCK’nın 268. maddesi yollaması ile TCK’nın 267. maddesinde öngörülen, “başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması” suçunun oluşabilmesi için, kişinin işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimliği veya kimlik bilgilerini kullanmasının gerektiği, bunun dışında resmi belgenin düzenlenmesinin gerektiği durumlarda resmi belgeyi düzenlemek yetkisine sahip olan kamu görevlisine karşı başkasının kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma eyleminin ise TCK’nın 206. maddesine uyan suçu oluşturacağı, bu kapsamda dosya incelendiğinde;
Sanık ...’nun 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan hakkında başlatılan soruşturma kapsamında amcasının oğlu mağdur sanık ...’na ait kimlik bilgilerini içeren ancak üzerinde kendi fotoğrafı bulunan sürücü belgesini ibraz etmesi ile adı geçen hakkında belgeler düzenlenerek atılı suçtan kamu davası açıldığı, kovuşturma aşamasında mağdur sanığın suçu inkara yönelik savunması ve kolluk kuvvetlerince tanzim edilen 23/10/2014 tarihli tutanak ile sanığın gerçek kimliğinin ortaya çıkması üzerine sanık ... hakkında 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan dava açıldığı ve incelemeye esas dosya ile birleştirildiği, yapılan yargılama sonunda sanık ... ve mağdur sanık ... hakkında beraat kararı verildiği, anılan kararın, Dairemizin 26/05/2022 tarih ve 2021/30 Esas sayılı ilamı ile kesinleştiği anlaşılmakla, sanık ...’ın “işlediği bir suçtan” söz edilemeyeceğinden TCK’nın 268. maddesi yollaması ile TCK’nın 267. maddesinde tanımlanan suçun unsurları oluşmayıp, TCK’nın 206. maddesinde düzenlenen “Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan” suçunun oluşacağı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince, hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 26/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.