Esas No: 2018/2222
Karar No: 2021/1573
Karar Tarihi: 27.04.2021
Danıştay 13. Daire 2018/2222 Esas 2021/1573 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2018/2222
Karar No : 2021/1573
DAVACI : ... Derneği (...)
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
DAVALI : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU :
20/04/2018 tarih ve 30397 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Genel Aydınlatma Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 7. maddesiyle değiştirilen Genel Aydınlatma Yönetmeliği'nin 14. maddesinin 3., 4. ve 5. fıkralarının; 8. maddesiyle aynı Yönetmeliğin 15. maddesinin 2. fıkrasına eklenen "Bu tahakkuklar geriye dönük olarak 12 (on iki) ayı geçemez. Son 12 (on iki) ay içerisinde yapılmış olan tespitler dikkate alınır." ibaresinin; 10. maddesinin; 11. maddesiyle değiştirilen aynı Yönetmeliğin 20. maddesinin 1. fıkrasındaki, "Kullanılacak sayaçlar, yük profili alma özelliğine sahip ve OSOS uyumlu aktif-reaktif (kombi) olmalıdır." ibaresinin; aynı maddenin 2. fıkrasındaki, "Bu kapsamda dağıtım şirketleri, sayaç üzerinden alınan verilerin (yük profili, tüketim değerleri, kesinti bilgileri, sayaç bilgileri ve benzeri) anlık ve/veya çevrimiçi olarak izlenmesinden sorumludur." ibaresinin; 16. maddesinin; 17. maddesiyle değiştirilen aynı Yönetmeliğin Geçici 1. maddesinin 1. fıkrasındaki, "Başvurulması hâlinde dağıtım şirketi tarafından başvuru tarihinden itibaren 30'uncu gün itibarıyla devir alınmış sayılır." ibaresinin ve 18. maddesinin iptali istenilmektedir.
DAVACININ İDDİALARI :
Ölçüler ve Ayar Kanunu dışında yapılacak her türlü tüketim hesaplamasının varsayıma dayandığı, sayaç üzerinden tespit edilen tüketim değerleri ile güç değeri ve devrede kalma süresi kullanılarak hesaplanan tüketim değerleri arasında ciddi farklar olduğu, güç değeri ve devrede kalma süresinin faturalamaya ve denetlemeye esas veri olarak kullanılamayacağı, diğer abonelerden farklı olarak genel aydınlatma aboneleri için özerk bir sistem kurulamayacağı, Otomatik Sayaç Okuma Sistemleri (OSOS) tesis edilmiş sistemdeki ölçümün hangi şartlarda tereddüt oluşturacağının açıkça düzenlenmediği, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nda sebepsiz zenginleşmeden doğan taleplerde zamanaşımı süresi, her hâlde zenginleşmenin gerçekleştiği tarihten itibaren on yıl olarak düzenlenmişken, dağıtım şirketlerinin alacağını oluşturan durumlar için geriye dönük olarak on iki ay ile sınırlandırmanın hukuka aykırı olduğu, genel aydınlatma sayaçlarının büyük çoğunluğunun dağıtım şirketleri tarafından değiştirildiği, sayaçların aktif-reaktif özelliğe sahip olma zorunluluğu getirilmesinin dağıtım şirketlerine haksız maliyet yükleyeceği, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'nda armatür ve direklere ilişkin eksiklikler için denetim harici tespit yapılabileceği düzenlenmişken, dava konusu Yönetmelik değişikliğiyle Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş. (TEDAŞ) tarafından yapılacak doğrudan bir denetimin öngörülmesinin kanuna aykırı olduğu, Yönetmelikle idarî yaptırım düzenlenemeyeceği, bildirim usûllerinin 7201 sayılı Tebligat Kanunu'na aykırı olduğu, 6446 sayılı Kanun'da yer verilmeyen arızaların da kapsam içerisine alınmasının hukuka aykırılık teşkil ettiği, arızaların giderilmesi için verilen sürelerin coğrafi ve iklim şartları, yerel yönetimlerden alınacak izinler karşısında oldukça kısa olduğu, Kanun'un yönetmelikle düzenleneceğini belirttiği bir hususun, Yönetmelik ile TEDAŞ’ın uhdesine verilemeyeceği, TEDAŞ’ın dağıtım şirketlerinin faaliyetlerine ilişkin usûl ve esasları belirleme yetkisinin bulunmadığı, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının tek taraflı irade beyanı ile işletme ve bakım sorumluluğu bulunan ve kamu hizmetine özgülenmiş tesisleri devrederek bu tesislere ilişkin işletme sorumluluklarının sona ereceği, mülkiyet hakkının devri için devir iradesinin açıkça ifade edilmesi gerektiği, dava konusu kuralın Anayasa ve Türk Medeni Kanunu'na aykırı olduğu, maddenin bu hâliyle belirsizlik içerdiğinden dolayı açık, net ve uygulanabilir olmadığı, hem OSOS kapsamı dışında sayaç olmasının mümkün olduğu hem de tüm sayaçların OSOS kapsamında olması gerektiği şeklinde düzenleme yapıldığı, anlık ve/veya çevrimiçi izlenemeyen ibaresinin soyut ve yoruma açık bir ifade olduğu, söz konusu ibarenin hangi zaman diliminde dikkate alınması gerektiğinin belli olmadığı, GSM şebekesi üzerine uzaktan erişim sağlanması durumu dikkate alındığında, GSM operatörlerinden kaynaklanabilecek veya mücbir sebeplerle doğabilecek kesintilerin de dağıtım şirketlerinin sorumluluğu altında düzenlenmesinin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
DAVALININ SAVUNMASI :
Öncelikle, usule ilişkin olarak, davanın süresinde açılmadığının tespiti hâlinde süre aşımı yönünden reddi gerektiği ileri sürülmüştür.
Esasa ilişkin olarak ise, dağıtım şirketleri tarafından EYT, SEYT ve TDS kavramlarının anlam karışıklığına yol açtığının bildirilmesi ve elektrik piyasasındaki gelişmeler ile sahada yaşanan sorunların çözülmesi amacıyla Yönetmelik değişikliğinin yapıldığı, genel aydınlatma abonelerinin tüketimlerine yönelik ödemelerin kamu kaynaklarının düzgün ve etkin bir şekilde kullanılmasına ilişkin yeni bir ölçüm metodolojisi getirildiği, dağıtım şirketleri tarafından okunarak TEDAŞ’a gönderilen ve ilgili kurum ve kuruluşlarca ödemesi yapılan bir faturanın ileri bir tarihte aynı abonenin daha önce tahsil edilen dönemi için yeniden dağıtım şirketlerince talepte bulunulabileceği, bu nedenle, dağıtım şirketlerinin sorumluluğunda olan genel aydınlatma tesislerinin ölçü devrelerinin kontrollerinin sıklıkla yapılmasının amaçlandığı, faturaların kontrolü için eksik ya da fazlaya ilişkin taleplerin düzenlenmesinde bir yıllık sürenin yeterli olduğu, istisna tutulacak sayaçlar ile anlık ve/veya çevrimiçi izlenemeyen sayaçların TEDAŞ tarafından belirleneceği, bu kapsamda OSOS'tan istisna olacak sayaçların da açıkça belirtildiği, anlık ve/veya çevrimiçi izlenemeyen sayaçlar ile OSOS'a dâhil edilmeyen sayaçlara ait tüketimlerin ödenmeyeceği, genel aydınlatma sayaçları ile ilgili olarak kesintilerin sisteme otomatik olarak işlenmemesi nedeniyle OSOS uyumlu aktif-reaktif sayaç takma şartı getirildiği, böylece genel aydınlatma tesislerinde meydana gelebilecek kesintiler tam olarak kaydedilerek tüketici memnuniyeti açısından söz konusu kesintilerin takibinin ve kontrolünün sağlanacağı, OSOS kapsamına alınması gereken sayaçlarla ilgili iletişim altyapısı bakımından değerlendirme ve tespitlerin TEDAŞ tarafından yapılacağı, genel aydınlatma denetimlerinin TEDAŞ tarafından yapılmasının yasal dayanağının bulunduğu, arıza ve eksikliklerin giderilmesi için dağıtım şirketlerine tebligatın posta yoluyla yapılmasının genel aydınlatmaya tâbi sokak aydınlatmalarındaki arızaların giderilmesini geciktireceği ve vatandaşların daha uzun süre mağduriyetine sebebiyet vereceği, dağıtım şirketlerinin mücbir sebeplerden dolayı yaşanan gecikmeleri süresinde belgelendirmesi durumunda uygun değerlendirilebileceği, TEDAŞ'ın süre ve eksikliklerin tespiti, bildirilmesi ve takibine yönelik düzenleme yapabileceği, dağıtım şirketlerini mağdur etmemek amacıyla azami arıza süreleri öngörüldüğü, diğer kurum ve kuruluşların yaptığı aydınlatma tesislerinin dağıtım şirketlerine devrine yönelik işlemlerin yapılması ve devir işlemlerinin bekletilmemesi amacıyla otuz gün süre verildiği, bu tür tesislerin işletmesinden dağıtım şirketleri sorumlu olduğundan dolayı söz konusu tesislerin devralınması gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : 20/04/2018 tarih ve 30397 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Genel Aydınlatma Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 11. maddesiyle değiştirilen aynı Yönetmeliğin 20. maddesinin 1. fıkrasındaki, "aktif-reaktif (kombi)" ibaresinin, 18. maddesinde yer alan "31/12/2018" ve "01/01/2019" tarihlerinin iptali istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi; diğer kısımlar yönünden davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.
DANIŞTAY SAVCISI …'IN DÜŞÜNCESİ : Dava; 20/04/2018 tarih ve 30397 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Genel Aydınlatma Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 7. maddesiyle değiştirilen "Genel Aydınlatma Yönetmeliği"nin 14. maddesinin 3., 4. ve 5. fıkralarının; 8. maddesiyle aynı Yönetmeliğin 15. maddesinin 2. fıkrasına eklenen "Bu tahakkuklar geriye dönük olarak 12 (on iki) ayı geçemez. Son 12 (on iki) ay içerisinde yapılmış olan tespitler dikkate alınır." ibaresinin; 10. maddesi ile 18'inci maddesine eklenen dördüncü fıkranın; 11. maddesiyle değiştirilen aynı Yönetmeliğin 20. maddesinin 1. fıkrasındaki, "Kullanılacak sayaçlar, yük profili alma özelliğine sahip ve OSOS uyumlu aktif-reaktif (kombi) olmalıdır." ibaresinin; aynı maddenin 2. fıkrasındaki, "Bu kapsamda dağıtım şirketleri, sayaç üzerinden alınan verilerin (yük profili, tüketim değerleri, kesinti bilgileri, sayaç bilgileri ve benzeri) anlık ve/veya çevrimiçi olarak izlenmesinden sorumludur." ibaresinin; 16. maddesi ile eklenen 25. maddesinin; 17. maddesiyle değiştirilen aynı Yönetmeliğin Geçici 1. maddesinin 1. fıkrasındaki, "Başvurulması hâlinde dağıtım şirketi tarafından başvuru tarihinden itibaren 30'uncu gün itibarıyla devir alınmış sayılır." ibaresinin ve 18. maddesi ile eklenen Geçici 7. maddesinin iptali istemiyle açılmıştır.
Dava konusu edilen Yönetmelik hükümlerinin bir kısmı 06/02/2020 tarihli, 31031 sayılı Resmî Gazete ve 29/12/2020 tarihli, 31349 sayılı Resmî Gazete'lerde yayımlanan "Genel Aydınlatma Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik"ler ile değiştirilmiş olup, ilgili maddeler bazında bu değişiklikler ele alınacaktır.
Davalı idarenin usule ilişkin itirazları yerinde görülmemiştir.
6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'nun "Tanımlar ve kısaltmalar" başlıklı 3. maddesinin 1. fıkrasının (ı) bendinde, "Genel aydınlatma; "Otoyollar ve özelleştirilmiş erişme kontrollü karayolları hariç, kamunun genel kullanımına yönelik bulvar, cadde, sokak, alt-üst geçit, köprü, meydan ve yaya geçidi gibi yerler ile halkın ücretsiz kullanımına açık ve kamuya ait park, bahçe, tarihî ve ören yerlerinin aydınlatılması ile trafik sinyalizasyonu (...)" şeklinde tanımlanmış; "Dağıtım faaliyeti" başlıklı 9. maddesinin 1. fıkrasında, "(...) Dağıtım şirketi, lisansında belirlenen bölgede sayaçların okunması, bakımı ve işletilmesi hizmetlerinin yerine getirilmesinden sorumludur. (...)" cümlesine yer verilirken aynı fıkrada "(...) Dağıtım faaliyetiyle birlikte yürütülmesi verimlilik artışı sağlayacak nitelikteki piyasa dışı bir faaliyetin yürütülmesine ilişkin usul ve esaslar Kurum tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenlenir. Genel aydınlatma, dağıtım sistemi teknik ve teknik olmayan kayıplarını karşılamak amacıyla kullanılmak üzere elektrik enerjisi satın alınması ile sistem teknik ve teknik olmayan kayıplarını karşılamak için sözleşmeye bağlanan enerjinin gerçekleşmeler nedeniyle fazlasının satışı bu hükmün istisnasıdır." şeklindeki düzenlemeye yer verilmiş; maddenin 11. fıkrasında, "Dağıtım şirketi, dağıtım bölgesinde, genel aydınlatmadan ve bunlara ait gerekli ölçüm sistemlerinin tesis edilmesi ve işletilmesinden sorumludur." kuralına; "Denetim" başlıklı 15. maddesinin 1. fıkrasında, "(...) dağıtım şirketleri hariç elektrik piyasası faaliyetleri ile lisanssız faaliyet gösteren kişilerin bu Kanun kapsamındaki inceleme ve denetimi Kurum tarafından; elektrik dağıtım şirketlerinin denetimi ise Bakanlık tarafından yapılır. Ancak Bakanlık, elektrik dağıtım şirketlerinin denetimini, Kurum da dâhil olmak üzere bu konuda ihtisas sahibi olan kamu kurum ve kuruluşlarıyla birlikte yapabileceği gibi bu kurum ve kuruluşlara kısmen veya tamamen yetki devretmek suretiyle yaptırmaya da yetkilidir. Bakanlığın ihtisas sahibi kamu kurum ve kuruluşlarından bu konuya ilişkin olarak yapacağı talepler süresinde karşılanır. Yetki devri yapılması hâlinde kendisine yetki devredilen veya birlikte yapılacak kurum veya kuruluşun denetim işlemleri için yapacağı her türlü masraf Bakanlık bütçesine konulan ödenekten karşılanır. Bakanlık tarafından düzenlenen veya karara bağlanan denetim raporları Kuruma bildirilir. Denetim raporu sonucuna göre gerekli yaptırım ve işlemler Kurul tarafından karara bağlanır." yönündeki düzenlemeye; "Yaptırımlar ve yaptırımların uygulanmasında usul" başlıklı 16. maddesinin 8. fıkrasında, "Elektrik dağıtım şirketlerinin denetimleri haricinde de genel aydınlatma kapsamında tespit edilen yanmayan, yerinde olmayan armatür ve/veya direklere ilişkin eksiklerin giderilmesine ilişkin süre verilir. Belirlenen sürelerde eksikliklerin giderilmemesi durumunun tespiti ile belirlenen her bir direk veya armatür için Bakanlığın Kurula bildirmesini müteakip Kurul tarafından beş yüz Türk lirası idarî para cezası verilir. Tespit edilen eksikliklerin giderilmesine ilişkin verilecek süreler ve eksikliklerin tespit esasları yönetmelikle belirlenir. Bu Kanuna göre verilen idarî para cezaları tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenir." kuralına; "Genel aydınlatma" başlıklı Geçici 6. maddesinin 1. fıkrasında, "31/12/2015 (not: 25/11/2020 tarihli ve 7257 sayılı Kanunun 43'üncü maddesiyle bu fıkrada yer alan “31/12/2015” ibaresi “31/12/2025” şeklinde değiştirilmiştir.) tarihine kadar, genel aydınlatma kapsamında aydınlatılan yerlerde gerçekleşen aydınlatma giderleri Bakanlık bütçesine konulacak ödenekten ve ilgili belediyeler ile il özel idarelerinin genel bütçe vergi gelirleri payından karşılanır. Cumhurbaşkanı bu süreyi beş yıla kadar uzatmaya yetkilidir. Belediyelerin genel bütçe vergi gelirleri payından yapılacak kesinti, büyükşehir belediyeleri ve mücavir alanlarındaki belediyelerde aydınlatma giderlerinin yüzde onu, diğer belediyelerde yüzde beşi olarak uygulanır. Bu sınırlar dışında ise aydınlatma giderlerinin yüzde onu ilgili il özel idaresi payından kesinti yapılmak suretiyle karşılanır. Cumhurbaşkanı bu fıkra kapsamındaki oranları iki katına kadar artırmaya yetkilidir." hükmüne; 4. fıkrasında, "TEDAŞ, belirli dönemler itibarıyla dağıtım şirketleri tarafından gönderilen faturalardaki tüketim miktarı ve bedellerinin gerçek durumu gösterip göstermediğine ilişkin olarak dağıtım şirketleri nezdinde gerekli denetimleri yapar. Yapılan denetimler sonucunda dağıtım şirketine fazla ödeme yapıldığının tespit edilmesi hâlinde, fazla yapılan ödeme tutarının, ödemenin yapıldığı tarih ile geri alındığı tarih arasında geçen süreye 21/07/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51'inci maddesine göre belirlenen gecikme zammı oranı dikkate alınarak hesaplanan faiz ile birlikte bir ay içinde ödenmesi ilgili dağıtım şirketinden istenir. Bu süre içerisinde ödeme yapılmaması hâlinde söz konusu ödeme tutarı dağıtım şirketinin cari dönem alacaklarından mahsup edilir. Bu suretle de tahsil edilemeyen alacaklar Bakanlığın bildirimi üzerine vergi daireleri tarafından 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre takip ve tahsil edilir. Fazla ödemeler nedeniyle yapılan tahsilatların yüzde sekseni genel bütçeye gelir kaydedilir, geriye kalan yüzde yirmilik kısmı ise ilgili mahalli idarelere aktarılır. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin tereddütleri gidermeye ve gerektiğinde usul ve esas belirlemeye Maliye Bakanlığının uygun görüşü üzerine Bakanlık yetkilidir." hükmüne; 6. fıkrasında ise, "Aydınlatmayla ilgili ölçüme ilişkin teknik esaslar ile ödemeye, kesinti yapılmasına, uygulamaya ve denetime ilişkin usul ve esaslar Bakanlık tarafından yürürlüğe konulan yönetmelikle düzenlenir." kuralına yer verilmiştir.
27/07/2013 tarihli, 28720 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmak suretiyle yürürlüğe giren ve dava konusu edilen 20/04/2018 tarihli, 30397 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan yönetmelik ile bazı hükümleri değiştirilerek yeni hükümler eklenen "Genel Aydınlatma Yönetmeliği"nin iptali istenilen hükümleri dava tarihi itibarıyla şu şekildedir;
Aydınlatma ölçümleri
MADDE 14 – (1) Genel aydınlatma tüketimleri, ilgili mevzuat uyarınca tesis edilen sayaçlar ve uygun şekilde tesis edilmiş ölçüm sistemleri kurulmak suretiyle ölçülür. Sayaç verilerinin otomatik olarak uzaktan okunabilmesi ve merkezi bir sisteme aktarılmasını sağlayacak gerekli altyapı tesis edilir.
(2) (Değişik:RG-20/04/2018-30397) İnceleme ve denetimler sırasında bir dağıtım bölgesindeki genel aydınlatma kapsamındaki tüm sayaçlar denetlenebilir.
(3) (Değişik:RG-20/04/2018-30397) Bir günlük yanma periyodunda ölçülüp tutanak altına alınan tüketim miktarları, dağıtım şirketinin değişik illerinden alınan yük profili bilgileri ile hesaplanan çalışma saatine bölünerek ilgili abone için güç değeri bulunur. Fatura dönemindeki genel aydınlatmanın ilgili aya ait toplam devrede bulunma saati, EPDK veya EPİAŞ tarafından onaylanan “Aydınlatma Profilleri”nde belirtilen günlük çalışma saatleri kullanılarak hesaplanır. Yaya ve araçların geçişi için 24 saat kullanılan alt geçitlerde devrede kalma süresi günlük 24 saat olarak alınır. Bulunan günlük çalışma süresi ile %4 tolerans ilave edilen güç değerleri kullanılarak ilgili abonelere ilişkin fatura dönemlerindeki toplam mümkün olabilecek en yüksek tüketim miktarları hesaplanır.
(4) (Değişik:RG-20/04/2018-30397) OSOS tesis edilmiş sistemlerde, OSOS’tan alınan tüketimlerden hesaplanan güç bilgisi kullanılır. Geçmişe yönelik yapılacak inceleme ve denetimlerde de OSOS verileri kullanılır. Şirketin yük profili verilerinden geçmiş dönem fiili çalışma saatleri tespit edilemiyor ise şirketin EPDK veya EPİAŞ tarafından onaylanan ‘Aydınlatma Profillerinde’ günlük çalışma saatleri dikkate alınarak tüketim hesaplanır. OSOS tesis edilmiş sistemlerde ölçümüne ilişkin tereddüt duyulan sayaçlarla ilgili olarak TEDAŞ tarafından; anlık ve/veya çevrimiçi izlenebilen sayaçlarda OSOS verisi, anlık ve/veya çevrimiçi izlenemeyen sayaçlarda ise üçüncü fıkrada belirtilen metoda göre hesaplanan güç bilgisi kullanılır.
(5) (Ek:RG-20/04/2018-30397) İlgili abonelere ait hesaplanan en yüksek tüketim miktarları, inceleme ve denetime konu yıla ait talep edilen toplam tüketim miktarı ile karşılaştırılır. Talep edilen toplam tüketim miktarının en yüksek tüketim miktarlarından yüksek olması durumunda, en yüksek tüketim miktarlarını aşan kısmı “Bakanlıkça geri tahsil edilecek bedeller” listesine eklenir. En yüksek tüketim miktarlarından düşük olması durumunda ise fatura değeri esas alınır.
Ödeme bildirimi ve ölçüme ilişkin hatalar
MADDE 15 – (1) Hatalı sayaç okunması, yanlış tarife veya yanlış çarpım faktörü uygulanması, tüketim miktarı ve/veya bedelinin hatalı hesaplanması ya da mükerrer ödeme bildirimi düzenlenmesi gibi ödeme bildirimine ilişkin hatalar, doğruluğunu ispatlayıcı belgelerle birlikte TEDAŞ’a gönderilir. Doğru tutarları yansıtacak şekilde yeniden düzenlenen faturalar bir sonraki ödeme döneminde dikkate alınır.
(2) Sayacın, herhangi bir nedenle tüketim kaydetmediğinin veya hatalı tüketim kaydettiğinin tespiti hâlinde; varsa aynı döneme ait sağlıklı olarak ölçülmüş geçmiş dönem tüketimleri dikkate alınarak, yoksa, sayaç çalışır duruma getirildikten sonraki ilk iki tüketim dönemine ait tüketimlerinin ortalaması alınarak geçmiş dönem tüketimleri hesaplanır ve tahakkuk ettirilir. (Ek ibare:RG-20/04/2018-30397) Bu tahakkuklar geriye dönük olarak 12 (on iki) ayı geçemez. Son 12 (on iki) ay içerisinde yapılmış olan tespitler dikkate alınır.
Yapılacak ödemeler
MADDE 18 – (1) Genel aydınlatma kapsamında tanımlanan yerlere ilişkin tüketim giderlerinin ödemesi, 6446 sayılı Kanunun Geçici 6'ncı maddesinin birinci fıkrasına göre yapılır. Bakanlık tarafından ödenmesi gereken tutar her yıl Bütçe Kanununa bu amaç için konulan ödenekten karşılanır.
(2) TEDAŞ, dağıtım şirketleri tarafından genel aydınlatma kapsamında kendisine gönderilen fatura icmallerinin aylık bazda kontrollerini yaparak Bakanlığa bildirir. Bakanlık; genel aydınlatma giderleri için büyükşehir belediyeleri, diğer belediyeler ile il özel idarelerinin genel bütçe vergi gelirlerinden aldıkları paylardan yapılacak kesintileri, Bakanlığa hizmet veren Merkez Saymanlığına yatırılmak üzere ilgisine göre (Değişik ibare:RG-03/12/2019-30967) Hazine ve Maliye Bakanlığına veya İller Bankası Genel Müdürlüğüne bildirir.
(3) Genel aydınlatma kapsamında yapılacak ödemelere ilişkin usul ve esaslar Bakanlık tarafından tebliğ ile düzenlenir. Bakanlık; gerekli durumlarda genelgeler yayımlayarak, tebliğin uygulanmasında ortaya çıkabilecek tereddütleri giderir ya da uygulamanın gerektirdiği ilave usul ve esaslar belirleyebilir.
(4) (Ek:RG-20/04/2018-30397) Genel aydınlatma sayaçlarına ilişkin olarak TEDAŞ tarafından anlık ve/veya çevrimiçi izlenemeyen sayaçların tüketim giderlerinin ödemesi yapılmaz.
Uzaktan okuma
MADDE 20 – (Değişik:RG-20/04/2018-30397)
(1) Genel aydınlatma tesislerine ilişkin olarak otomatik sayaç okuma sistemi (OSOS), dağıtım şirketlerince tesis edilir ve işletilir. Kullanılacak sayaçlar, yük profili alma özelliğine sahip ve OSOS uyumlu aktif-reaktif (kombi) olmalıdır. Bu işlemler ile genel aydınlatma sayaçlarının tamamının uzaktan okuma kapsamına alınması, dağıtım şirketlerince gerçekleştirilir.
(2) OSOS kapsamında tesis edilecek sayaçlara TEDAŞ’a uzaktan erişim yetkisi verilir. Bu kapsamda dağıtım şirketleri, sayaç üzerinden alınan verilerin (yük profili, tüketim değerleri, kesinti bilgileri, sayaç bilgileri ve benzeri) anlık ve/veya çevrimiçi olarak izlenmesinden sorumludur.
Çalışmayan Armatürler
MADDE 25 – (Ek:RG-20/04/2018-30397)
(1) TEDAŞ, şirketler bünyesinde yanmayan armatürlerin kontrolü amaçlı denetimler yapar. Denetimlerde tespit edilen yanmayan, yerinde olmayan armatür ve/veya önceden mevcut olan direklere ilişkin eksiklikler, TEDAŞ tarafından belirlenerek söz konusu eksikliklerin giderilmesi için ilgili dağıtım şirketine bildirilir.
(2) Yanmayan, yerinde olmayan armatür ve/veya önceden mevcut olan direklere ilişkin eksiklikler; TEDAŞ tarafından veya fotoğraflı olan ihbar ve şikâyetler yoluyla tespit edilir. Tespit edilen bu eksiklikler ilgili şirketlere elektronik, mail, yazı ve bunun gibi yollarla bildirilir.
(3) İmar alanı içinde; yeraltı kablo tamiratı, direk montajı, komple pano değişimi gerektiren arızalar 72 saat içinde, diğer tüm arızalar 24 saat içerisinde giderilmelidir. Bu süreler imar alanı dışı için iki katı olarak uygulanır.
(4) Tespit edilen eksikliklerin, süresi içerisinde giderilmediği TEDAŞ tarafından veya fotoğraflı olarak tespit edilir. Yapılan bu tespitler, TEDAŞ tarafından Bakanlığa rapor edilir.
(5) Gerek görülmesi hâlinde bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar TEDAŞ tarafından belirlenir.
(6) Üçüncü fıkra kapsamında belirtilen süreler içerisinde ilgili dağıtım şirketleri tarafından eksikliklerin giderilememesi durumunda 6446 sayılı Kanunun 16'ncı maddesinin sekizinci fıkrası hükümleri uygulanır.
Aydınlatma tesislerinin devri
GEÇİCİ MADDE 1 – (1) (Değişik:RG-20/04/2018-30397) Belediyeler, il özel idareleri, Karayolları, küçük sanayi siteleri, konut kooperatifleri, site yönetimleri, dağıtım lisansı olmayan OSB’ler ve Toplu Konut İdaresi tarafından genel aydınlatma kapsamında tesis edilen ve işletmeye alınan aydınlatma tesisleri; proje, onay ve kabul şartı aranmaksızın mevcut durumun tespiti yapılarak taraflar arasında imzalanacak bir protokolle, mülkiyeti TEDAŞ’a ait olmak üzere, 31/12/2018 tarihine kadar ilgili dağıtım şirketine iz bedelle devredilir. Başvurulması hâlinde dağıtım şirketi tarafından başvuru tarihinden itibaren 30'uncu gün itibarıyla devir alınmış sayılır.
(2) Halkın ücretsiz kullanımına açık ve kamuya ait park, bahçe, yürüyüş yolu, tarihî ve ören yerlerinin aydınlatılması ile trafik sinyalizasyonu bu kapsamın dışındadır.
OSOS kapsamına alınacak sayaçlar
GEÇİCİ MADDE 7 – (1) TEDAŞ tarafından iletişim altyapısı bakımından yapılacak değerlendirmeler sonucunda OSOS kapsamına uygun olmadığı tespit edilen sayaçlar haricinde, genel aydınlatma sayaçlarının tamamının OSOS kapsamına alınması işlemi 31/12/2018 tarihine kadar tamamlanır. OSOS kapsamına uygun olduğu hâlde bu kapsama alınmayan sayaçların tüketim değerlerine ilişkin olarak bir ödeme yapılmaz ve söz konusu sayaçların tüketim değerlerinin TEDAŞ tarafından gerçek zamanlı izlenmesine ilişkin altyapı ilgili dağıtım şirketleri tarafından oluşturulur. Bu Yönetmeliğin 18'inci maddesinin dördüncü fıkrası 01/01/2019 tarihi itibarıyla uygulanır.
Dava konusu edilen Yönetmelik ile genel aydınlatmaya ilişkin düzenlemelere yer verildiğinden öncelikle genel aydınlatmanın hukukî niteliği incelenmelidir.
Genel aydınlatma, kamu hizmeti niteliğinin yanı sıra, kamu güvenliğini de ilgilendirmesi sebebiyle kamu düzenine de ilişkindir. Kamunun genel kullanımına yönelik bir alanın yeterince ve/veya hiç aydınlatılmaması hırsızlık, gasp, trafik kazası ve benzeri durumlarda can ve mal güvenliğini tehlikeye düşürebilir. Şüphesiz, bu durum kamu zararına da neden olur. Başka bir anlatımla, genel aydınlatma hizmetinin hiç yapılmaması, geç yapılması veya kötü bir şekilde yapılması kamu düzenini bozmaktadır. Bu kapsamda, dağıtım tesisi niteliğindeki aydınlatma tesislerinin ilgili dağıtım şirketi tarafından işletilmesi amaçlanmış, kamu düzenini ilgilendirir yönü nedeniyle de tüketim bedelinin yukarıda yer verilen yasa hükümlerinde belirtilen paylara bölünmek suretiyle yerel ve merkezi idare tarafından ödeneceği hükme bağlanmıştır.
Bu nedenledir ki her ne kadar genel aydınlatma tesisleri ilgili dağıtım şirketlerince işletilecek ise de, kamunun da denetim ve gözetimi altında bulunacaktır.
Burada netleştirilmesi gereken bir başka husus yetki hususudur. Nitekim davacı şirketçe ağırlıklı olarak yetki yönünden itirazlarda bulunulmaktadır.
Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu'nun enerji piyasasında faaliyette bulunacak dağıtım şirketlerinin lisanslarının verilmesinden, lisans süresince yürüttükleri tüm faaliyetlerden asli olarak sorumlu olduğu ve bu nedenle yasalarla düzenleme yetkisi verildiği kuşkusuzdur. Ancak iş genel aydınlatmaya yönelik düzenlemelere geldiğinde burada Bakanlığın (Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı) asıl yetkili olduğu tartışmasızdır.
Nitekim 6446 sayılı Yasa'nın yukarıda yer verilen 9. maddesinin birinci fıkrasında, dağıtım faaliyetiyle birlikte yürütülmesi verimlilik artışı sağlayacak nitelikteki piyasa dışı bir faaliyetin yürütülmesine ilişkin usul ve esasların Kurum tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenleneceği belirtilirken, genel aydınlatma, dağıtım sistemi teknik ve teknik olmayan kayıplarını karşılamak amacıyla kullanılmak üzere elektrik enerjisi satın alınması ile sistem teknik ve teknik olmayan kayıplarını karşılamak için sözleşmeye bağlanan enerjinin gerçekleşmeler nedeniyle fazlasının satışı bu hükmün istisnası olarak belirtilmiştir.
Bu nedenledir ki Kurul'un … tarih ve … sayılı kararıyla kabul edilen "Otomatik Sayaç Okuma Sistemlerinin Kapsamına ve Sayaç Değerlerinin Belirlenmesine İlişkin Usul ve Esaslar"ın 4. maddesinin 1-j fıkrasında, öncesinde EPDK tarafından düzenlenerek Resmî Gazete'de yayımlanan Aydınlatma Yönetmeliği uyarınca dağıtım şirketlerinin aydınlatma yükümlülüğü olarak belirtilen aydınlatma sistemlerine ait sayaçlara yer verilirken, 6446 sayılı Yasa'nın yürürlük tarihi olan 30/03/2013 tarihinden sonra bu hususta asli yetkili olan Bakanlık tarafından "Genel Aydınlatma Yönetmeliği" hazırlanarak 27/07/2013 tarih ve 28720 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiş, Kurul'un … tarih ve … sayılı kararıyla da belirtilen usul ve esaslar kaldırılmış, yürürlüğe konulan yeni usul ve esaslarda ise genel aydınlatmaya ilişkin sayaçlar kapsam dışında tutulmuştur.
Bu genel değerlendirmeden sonra davacı tarafın madde bazında iptal istemlerinin değerlendirilmesine gelince;
Yönetmeliğin 7. maddesiyle değiştirilen, Genel Aydınlatma Yönetmeliği'nin 14. maddesinin 3., 4. ve 5. fıkralarının iptali istemi bakımından;
Davacı tarafça, değişiklik ile ölçüm metodolojisinin değiştirildiği, çalışır durumdaki sayaçların düzgün çalışıp çalışmadığı ile ilgili Ölçüler ve Ayar Kanunu ve Yönetmeliği dışında yapılacak her türlü tüketim hesaplamasının varsayıma dayalı olacağı, diğer aboneler bakımından itirazların sayaç kontrolü yapılarak sonuçlandırıldığı, arızalı sayaç olması hâlinde ise anılan mevzuat doğrultusunda hareket edilirken, genel aydınlatma bakımından farklı uygulama getirilerek sayaçlarla tespit edilen tutar dışında hesaplama yapılmasının eşitlik ilkesine de aykırılık taşıdığı, ayrıca denetimlerin yapıldığı saatlere göre mevsim sıcaklıklarındaki değişim, iletkenlerin durumlarındaki değişim, armatür arızası, havanın aydınlanması ve kararmasına bağlı yanma ve sönme sürelerindeki değişim vb. nedenlerle güç değeri ve devrede kalma sürelerinin farklılık göstereceği, üst tüketim limitleri belirlenerek ödemelerin buna göre yapılmasının hukuka aykırı olduğu yönünde iddiada bulunulmuştur.
Dava konusu yönetmelik değişikliği ile önceki yönetmelik hükümleri değerlendirildiğinde, yönetmelik hükümlerinde esaslı bir değişikliğin yapılmadığı, sadece önceki hükümlerde yer verilen EYT, SEYT ve TDS kısaltmalarının kaldırıldığı, "SEYT" yerine "güç değeri", "EYT" yerine "en yüksek tüketim" ve "TDS" yerine "toplam devrede kalma süresi" ifadelerinin kullanıldığı, "SEYT" ile "güç değeri" ifadeleri arasında herhangi bir farklılığın olmadığı, söz konusu değişiklikle birlikte, genel aydınlatma tüketimlerinin kamu kaynaklarından karşılanması nedeniyle mevzuata aykırı tüketimlerden kaynaklanan ilave tüketimlerin ve olması muhtemel yanlış ölçümlerin önüne geçilmesinin amaçlandığı, ölçüm metodolojisinde değişiklik yapılmadığı görülmektedir.
Değişiklik hükümleri dikkatli bir şekilde değerlendirildiğinde, davacı taraf iddialarının aksine dağıtım şirketleri lehine düzenleme içerdiği görülmektedir.
Nitekim dava konusu 3. fıkranın değişiklik öncesi hâlinde, "Belirli süre ölçülüp tutanak altına alınan" şeklinde bir ibareye yer verilirken dava konusu değişiklik ile bu ibare "Bir günlük yanma periyodunda ölçülüp tutanak altına alınan" şeklinde değiştirilmek suretiyle "herhangi bir zaman diliminde" ölçüm yapacak şekilde ölçüm yapan kişinin inisiyatifine bırakılan ve davacı tarafın ölçümün objektif olamayacağına ilişkin en önemli itirazı olan denetimin yapıldığı saatlere göre değerlerin değişebilirliği dava konusu değişiklik ile ortadan kaldırılarak, ölçüm yapılacak periyot net olarak bir günlük yanma periyodu olarak belirlenmiştir.
İptali istenilen, ilgili dağıtım şirketlerince düzenlenen faturalar bakımından yapılacak ödemelerde hukuka uygun bulunan yöntemle tespit edilen en yüksek tüketim değerini aşan kısmın "Bakanlıkça geri tahsil edilecek bedeller" listesine ekleneceğine yönelik hüküm bakımından ise; davalı idarece yapılan açıklamalar doğrultusunda, tereddüt edilen hususun her zaman sayaçların hatalı okuma yapması olmadığı, sayaçların doğru çalışmasına rağmen yeterli bakım ve onarımın yapılmaması nedeniyle oluşan arızalar, armatürlerin gündüz yanması, genel aydınlatma için ayrılmış direklerden farklı amaçlı elektrik kullanımları gibi durumlar nedeniyle kamu hazinesinden ödenmesi taahhüt edilen genel aydınlatma için zorunlu elektrik tüketimi dışındaki tüketimlerin bedelinin ödenmesinin engellenmesi amaçlanmış olup, yapılan hesaplama sonucu olabilecek en yüksek tüketim değerini dâhi aşan bir bedelin kamu tarafından ödenmesinin kamu zararına sebebiyet vereceği açıktır.
Bu nedenle düzenlemede hukuka ve mevzuata aykırılık görülmemiştir.
Yönetmeliğin 8. maddesiyle, 15. maddesinin 2. fıkrasına eklenen "Bu tahakkuklar geriye dönük olarak 12 (on iki) ayı geçemez. Son 12 (on iki) ay içerisinde yapılmış olan tespitler dikkate alınır." ibaresinin iptali istemi bakımından;
Davacı tarafça düzenlemenin "Borçlar Kanunu"nun sebepsiz zenginleşmeye ilişkin zamanaşımı hükümlerine aykırılık taşıdığı iddia olunmuştur.
6446 sayılı Yasa'nın anılan 9. maddesi ile dağıtım şirketleri, lisansında belirlenen bölgede sayaçların okunması, bakımı ve işletilmesi hizmetlerinin yerine getirilmesinden sorumlu olduğu gibi, dağıtım bölgesinde, genel aydınlatmadan ve bunlara ait gerekli ölçüm sistemlerinin tesis edilmesi ve işletilmesinden de sorumludur. Bir başka anlatımla, genel aydınlatma tesisleri ve bunlara ait sayaçların sağlıklı bir şekilde çalışır vaziyette olması dağıtım şirketlerinin sorumluluğundadır.
Yukarıda ayrıntılı olarak açıkladığımız üzere, genel aydınlatma kamu düzeni ve güvenliği ile yakından ilgili olup, ilgili dağıtım şirketlerince bakım ve onarımların periyodik bir şekilde yapılması elzemdir. Bu kapsamda, bir yılı aşkın bir süre boyunca arızalı bir şekilde çalışan sayacın varlığı; ilgili dağıtım şirketince yeterli özen ve kontrollerin yapılmadığı anlamına gelecektir. Bu durumda, kamusal sorumluluğunu bir yılı aşan bir süre boyunca layıkiyle yerine getirmeyen şirketin uğrayacağı zararın asıl olarak kendi kusurundan kaynaklandığının kabulü gerekmektedir.
Öte yandan, dosya içeriğinde yer alan; otomatik sayaçların hafızalarında geçmişe dönük olarak 9 aylık verinin tutulabildiğine ilişkin bilgi de bu anlamda önem taşımaktadır. Buradan hareketle, 12 ayı aşan kısım bakımından idarenin sağlıklı bir tespit yapmasının zorlukları yanında, genel aydınlatma giderlerinin ilgisine göre büyükşehir ya da diğer belediyeler, bunların yetki sahası dışındaki yerler bakımından ise il özel idaresi bütçe payından ve Bakanlık bütçesinden ödendiği de dikkate alındığında, ödemeler dengesi bakımından da bir yılı aşan bir döneme ilişkin olarak kamunun kusurundan kaynaklanmayan bir bedelin ödenmesi ile kamuyu yükümlü kılmak hukuken mümkün olmayıp, Borçlar Kanunu hükümlerinin uyuşmazlık konusu bakımından değerlendirmeye esas alınması olanaklı değildir.
Bu nedenle düzenlemede hukuka ve mevzuata aykırılık görülmemiştir.
Yönetmeliğin 11. maddesiyle değiştirilen 20. maddesinin 1. fıkrasındaki, "Kullanılacak sayaçlar, yük profili alma özelliğine sahip ve OSOS uyumlu aktif-reaktif (kombi) olmalıdır." ibaresinin iptali istemi bakımından;
06/02/2020 tarihli, 31031 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Yönetmelik değişikliği ile dava konusu edilen Yönetmeliğin 20/1. maddesindeki, "Kullanılacak sayaçlar, yük profili alma özelliğine sahip ve OSOS uyumlu aktif-reaktif (kombi) olmalıdır." ibaresinin; "Kullanılacak sayaçlar, yük profili alma özelliğine sahip ve OSOS uyumlu olmalıdır." şeklinde değiştirilerek sayaçların aktif-reaktif (kombi) özelliğini taşıma zorunluluğunun kaldırıldığı görülmekte olup, bu ibarenin iptali istemi bakımından davanın konusunun kalmadığı sonucuna varılmıştır.
Yönetmeliğin 16. maddesi ile eklenen 25. maddesinin iptali istemi bakımından;
Davacı tarafça, düzenlemeyle; 6446 sayılı Yasa'da denetim harici tespit yapılabileceği belirtilen armatür ve direklere ilişkin eksikliklerle ilgili olarak TEDAŞ tarafından doğrudan bir denetim mekanizması düzenlenmesine yol açıldığı, Yasa hükmü ile belirtilen sınır aşılarak yer altı kablo tamiratı, komple pano değişimi gibi konularda da düzenleme içerdiği gibi, yönetmelik ile düzenlenmesi gereken hususta TEDAŞ'a düzenleme yetkisi verildiği, TEDAŞ'ın dağıtım şirketlerinin faaliyetlerine ilişkin usul ve esasları belirleme yetkisinin bulunmadığı, arızaların giderilmesi için verilen sürelerin coğrafi ve iklim koşulları, yerel yönetimlerden alınacak izin süreci karşısında yetersiz olduğu, Yönetmelikle getirilmeye çalışılan cezaların kanunla düzenlenmesi gerektiği, bildirim usulünün 7201 sayılı Yasa'ya aykırı olduğu yönünde iddialarda bulunulduğu görülmektedir.
Konuya ilişkin olarak 6446 sayılı Yasa'nın yukarıda hükümlerine yer verilen "Denetim" başlıklı 15. maddesinin 1. fıkrasındaki, "(...) elektrik dağıtım şirketlerinin denetimi ise Bakanlık tarafından yapılır. Ancak Bakanlık, elektrik dağıtım şirketlerinin denetimini, Kurum da dâhil olmak üzere bu konuda ihtisas sahibi olan kamu kurum ve kuruluşlarıyla birlikte yapabileceği gibi bu kurum ve kuruluşlara kısmen veya tamamen yetki devretmek suretiyle yaptırmaya da yetkilidir. (...)" şeklinde; "Yaptırımlar ve yaptırımların uygulanmasında usul" başlıklı 16. maddesinin 8. fıkrasındaki, "Elektrik dağıtım şirketlerinin denetimleri haricinde de genel aydınlatma kapsamında tespit edilen yanmayan, yerinde olmayan armatür ve/veya direklere ilişkin eksiklerin giderilmesine ilişkin süre verilir. Belirlenen sürelerde eksikliklerin giderilmemesi durumunun tespiti ile belirlenen her bir direk veya armatür için Bakanlığın Kurula bildirmesini müteakip Kurul tarafından beş yüz Türk lirası idarî para cezası verilir. Tespit edilen eksikliklerin giderilmesine ilişkin verilecek süreler ve eksikliklerin tespit esasları yönetmelikle belirlenir. (...)" şeklinde; "Genel aydınlatma" başlıklı Geçici 6. maddesinin 4. fıkrasındaki, "TEDAŞ, belirli dönemler itibarıyla dağıtım şirketleri tarafından gönderilen faturalardaki tüketim miktarı ve bedellerinin gerçek durumu gösterip göstermediğine ilişkin olarak dağıtım şirketleri nezdinde gerekli denetimleri yapar. (...)" yolunda ve 6. fıkrasındaki, "Aydınlatmayla ilgili ölçüme ilişkin teknik esaslar ile ödemeye, kesinti yapılmasına, uygulamaya ve denetime ilişkin usul ve esaslar Bakanlık tarafından yürürlüğe konulan yönetmelikle düzenlenir." şeklinde yer verilen hükümler ile davalı idare tarafından dağıtım şirketlerinin faaliyetlerinin incelenmesine ve denetimine ilişkin olarak 31/05/2017 tarihli olur ile TEDAŞ’a yetki devri yapıldığı hususu bir arada değerlendirildiğinde; Yasa hükmü ile Bakanlığa tanınan yetkinin yine yasa hükmü ile tamamen devrinin yapılabileceği belirtildiğinden ve Yasa'nın Geçici 6/6. maddesinde bizzat TEDAŞ'a denetim yetkisi verildiği dikkate alındığında, Yönetmelik ile Yasa'da belirtildiği şekilde süreler ve usule ilişkin genel kurallara yer verildikten sonra daha alt düzeyde bazı düzenleyici işlemlerin TEDAŞ tarafından tesis edilmesine imkân tanıyan hükümlerde yetki yönünden hukuka aykırılık görülmediği gibi, Yönetmelik hükmünde herhangi bir ceza getirilmediği, Yasa'nın 16/8. maddesi hükmü doğrultusunda düzenleme yapıldığı, aynı şekilde yer altı kablo tamiratı, komple pano değişimi gibi konularda da düzenleme yapılmayıp, asli düzenleme bakımından arızaların giderilmesinde verilecek sürelerin tespiti ile ilgili olarak bu hususa değinildiği; arızaların giderimine ilişkin belirlenen süreler ile bildirime ilişkin hususta ise, yukarıda ayrıntısıyla açıkladığımız şekilde genel aydınlatmanın kamu güvenliği ve kamu düzenini yakından ilgilendiren yönü nedeniyle, oluşan arızaların ivedilikle giderilmesi son derece önemli olup, bu nedenle düzenlemeyle bildirim sürecinin mümkün olduğunca kısaltılması ve en elverişli yöntemin kullanılması imkânı tanınmış olup, arızanın giderilmesi bakımından belirlenen sürelerin mâkul olduğu, dağıtım şirketlerince bu sürelere uyulamamasına yol açacak mücbir ya da zorunlu sebeplerin ya da bildirim yapılmadığına ilişkin iddiaların ise arıza özelinde idarece veya yargı yerlerince değerlendirilmesinin mümkün olduğu, eksik ya da hatalı bildirimin cezaî bir işleme yol açamayacağı açık olup, aksi yöndeki davacı iddialarında isabet görülmemiş, maddede hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Yönetmeliğin 17. maddesiyle değiştirilen aynı Yönetmeliğin Geçici 1. maddesinin 1. fıkrasındaki, "Başvurulması hâlinde dağıtım şirketi tarafından başvuru tarihinden itibaren 30'uncu gün itibarıyla devir alınmış sayılır." ibaresinin iptali istemi bakımından;
Genel aydınlatmanın kamu güvenliği ve düzeni ile yakın ilgisi nedeniyle 6446 sayılı Yasa'nın 9/11 maddesinde; "dağıtım şirketinin, dağıtım bölgesinde, genel aydınlatmadan ve bunlara ait gerekli ölçüm sistemlerinin tesis edilmesi ve işletilmesinden sorumlu olduğu" yönünde yer verilen açık düzenleme dikkate alındığında, bu hizmetin kamunun denetimi ve kontrolü dışında, bu işle yetkilendirilmemiş kamu veya özel hukuk gerçek ya da tüzel kişilerinin inisiyatifine bırakılması mümkün olmayıp, değişik mevzuat hükümleriyle uzunca bir süredir bu tarz tesislerin tamamının dağıtım şirketlerine devrinin amaçlandığı, ancak dağıtım şirketlerince bu yöndeki işlemlerin tamamlanmasında yeterli özen ve çabanın gösterilmediği anlaşılmış olup, kamu güvenliğini yakından ilgilendiren gecikmiş bir devrin sonuçlandırılmasını sağlama amaçlı olduğu anlaşılan düzenlemede hukuka ve mevzuata aykırılık görülmemiştir.
Yönetmeliğin 10. maddesiyle 18'inci maddesine eklenen dördüncü fıkrası ile Yönetmeliğin 11. maddesiyle değiştirilen 20. maddesinin 2. fıkrasındaki, "Bu kapsamda dağıtım şirketleri, sayaç üzerinden alınan verilerin (yük profili, tüketim değerleri, kesinti bilgileri, sayaç bilgileri ve benzeri) anlık ve/veya çevrimiçi olarak izlenmesinden sorumludur." ibaresinin ve
Yönetmeliğin 18. maddesi ile eklenen Geçici 7. maddesinin iptali istemleri bakımından;
Her ne kadar 29/12/2020 tarihli, 31349 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Yönetmelik değişikliği ile dava konusu edilen Yönetmeliğin Geçici 7. maddesinde 31/12/2018 olarak belirtilen tarih 31/12/2021 olarak ve 01/01/2019 olarak belirtilen tarih 01/01/2022 olarak değiştirilmiş ise de, davacının maddenin tümüne ilişkin itirazlarını ortadan kaldırıcı bir değişiklik yapılmadığından bu madde yönünden uyuşmazlığın esasının incelenmesi gerektiği sonucuna varılarak birbiriyle ilgili maddeler birlikte incelenmiştir.
Davacı tarafından, dava konusu Yönetmelik maddeleriyle, hem OSOS kapsamı dışında sayaç olmasının mümkün olduğu, hem de tüm sayaçların OSOS kapsamında olması gerektiği şeklinde düzenleme yapıldığı, "anlık ve/veya çevrimiçi izlenemeyen" ibaresinin soyut ve yoruma açık bir ifade olduğu, söz konusu ibarenin hangi zaman diliminde dikkate alınması gerektiğinin belli olmadığı, GSM şebekesi üzerinden uzaktan erişim sağlanması durumu dikkate alındığında, GSM operatörlerinden kaynaklanabilecek veya mücbir sebeplerle doğabilecek kesintilerin de dağıtım şirketlerinin sorumluluğu altında düzenlenmesinin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
Yukarıda da yer verdiğimiz üzere genel aydınlatma sayaçları Kurul'un 2011 yılındaki kararı ile OSOS kapsamına alınmış ve gerekli değişikliklerin yapılması yükümlülüğü dağıtım şirketlerine getirilmiş olup, hâlihazırda bu dönüşüm büyük ölçüde tamamlanmış olmakla birlikte genel aydınlatma giderlerinin kamu bütçesinden ödeniyor olması ve kamu düzeni ile yakın ilgisi nedeniyle 6446 sayılı Yasa yürürlüğe girdikten sonra düzenleme yetkisi ağırlıklı olarak Bakanlığa geçmiş, EPDK tarafından belirlenen usul ve esaslar yenilenerek genel aydınlatmayla ilgili sayaçlar kapsamdan çıkarılırken, Bakanlıkça çıkarılan Genel Aydınlatma Yönetmeliği ile belirtilen hususlar dikkate alınarak bu sayaçlarla ilgili denetim görevinin etkinliğinin arttırılmasına yönelik düzenlemeler yapılmıştır.
Burada hatırdan çıkarılmaması gereken husus, genel aydınlatma kapsamı dışındaki tüm sayaçların bir abone ile ilişkili olduğu, sayaçtan geçen elektriğin kullanımının tamamen bedelini ödeyen abonenin inisiyatifinde bulunduğu ve sayacın düzgün çalışıp çalışmadığının anlık olarak abonesi tarafından kontrol edilebileceği; buna karşılık, genel aydınlatmaya ilişkin sayaçların tüm ülkeye yayılmış bir sistemde yer aldığı, kullanımının dağıtım şirketlerinin inisiyatifinde olduğu gibi farklı amaçlarla kaçak elektrik kullanımına da açık hâlde bulunduğudur.
Dava dosyası içeriği ve ara kararına verilen cevapların birlikte incelenmesi neticesinde; genel aydınlatma ile ilgili belirtilen farklılıkların etkin fiziki denetimi son derece zorlaştırdığı, önceki uygulamada uzaktan erişim yetkisi verilse dâhi bunun ilgili sayaca belli komutların gönderilmesi sonucu ancak sağlanabildiği ve ham bilgilerin değil dağıtım şirketlerince işlenmiş bilgilere ulaşılabildiği, bu şekildeki bir denetimin ise etkin olmaktan uzak olduğu, ciddi istihdam ve kaynak aktarımını gerektirdiği, etkin denetimin sağlanamaması nedeniyle oluşan fazla elektrik giderinin ödenmesine yol açıldığı, bunun ise kamu zararına sebebiyet verdiği anlaşılmakta olup, davacı taraf iddialarının aksine düzenlemenin genel aydınlatmanın kendine has özellikleri dikkate alınarak yasa koyucu tarafından Yasa'da yer verilen hükümlerin uygulamaya dönüştürülmesi amacıyla tüm sayaçların OSOS sistemine dâhil edilmesine ve denetimin etkinliğini arttırıcı şekilde anlık kontrolün sağlanmasına yönelik olduğu, düzenlemeyle bu yönde tarihsel bir hedef konulduğu, ancak zorunluluktan kaynaklanan muafiyet durumuna da yer verildiği görüldüğünden iptali istenilen hükümlerde hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, Yönetmeliğin 11. maddesiyle değiştirilen 20. maddesinin 1. fıkrasındaki, "Kullanılacak sayaçlar, yük profili alma özelliğine sahip ve OSOS uyumlu aktif-reaktif (kombi) olmalıdır." ibaresinin iptali istemi bakımından karar verilmesine yer olmadığına, diğer hükümleri bakımından ise davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce duruşma için taraflara önceden bildirilen 27/04/2021 tarihinde, davacı vekilinin gelmediği, davalı idare vekili Av. …'in geldiği, Danıştay Savcısının hazır olduğu görülmekle, açık duruşmaya başlandı. Gelen tarafa usulüne uygun olarak söz verilerek dinlendikten ve Danıştay Savcısının düşüncesi alındıktan sonra gelen tarafa son kez söz verilip, duruşma tamamlandı. Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :
20/04/2018 tarihinde Resmî Gazete'de yayımlanan Genel Aydınlatma Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 7. maddesiyle değiştirilen Genel Aydınlatma Yönetmeliği'nin 14. maddesinin 3., 4. ve 5. fıkralarının; 8. maddesiyle aynı Yönetmeliğin 15. maddesinin 2. fıkrasına eklenen "Bu tahakkuklar geriye dönük olarak 12 (on iki) ayı geçemez. Son 12 (on iki) ay içerisinde yapılmış olan tespitler dikkate alınır." ibaresinin; 10. maddesinin; 11. maddesiyle değiştirilen aynı Yönetmeliğin 20. maddesinin 1. fıkrasındaki, "Kullanılacak sayaçlar, yük profili alma özelliğine sahip ve OSOS uyumlu aktif-reaktif (kombi) olmalıdır." ibaresinin; aynı maddenin 2. fıkrasındaki, "Bu kapsamda dağıtım şirketleri, sayaç üzerinden alınan verilerin (yük profili, tüketim değerleri, kesinti bilgileri, sayaç bilgileri ve benzeri) anlık ve/veya çevrimiçi olarak izlenmesinden sorumludur." ibaresinin; 16. maddesinin; 17. maddesiyle değiştirilen aynı Yönetmeliğin Geçici 1. maddesinin 1. fıkrasındaki, "Başvurulması hâlinde dağıtım şirketi tarafından başvuru tarihinden itibaren 30'uncu gün itibarıyla devir alınmış sayılır." ibaresinin ve 18. maddesinin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İNCELEME VE GEREKÇE:
USUL YÖNÜNDEN:
Davalı tarafından, davanın süresinde açılmadığının tespiti hâlinde süre aşımı yönünden reddi gerektiği ileri sürülmüştür.
Davalı idarenin usule yönelik itirazı geçerli görülmeyerek esasın incelenmesine geçildi.
ESAS YÖNÜNDEN:
İLGİLİ MEVZUAT:
6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'nun 3. maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendinde, "Genel aydınlatma: Otoyollar ve özelleştirilmiş erişme kontrollü karayolları hariç, kamunun genel kullanımına yönelik bulvar, cadde, sokak, alt-üst geçit, köprü, meydan ve yaya geçidi gibi yerler ile halkın ücretsiz kullanımına açık ve kamuya ait park, bahçe, tarihî ve ören yerlerinin aydınlatılması ile trafik sinyalizasyonunu (...) ifade eder."; Geçici 6. maddesinin dördüncü fıkrasında, "TEDAŞ, belirli dönemler itibarıyla dağıtım şirketleri tarafından gönderilen faturalardaki tüketim miktarı ve bedellerinin gerçek durumu gösterip göstermediğine ilişkin olarak dağıtım şirketleri nezdinde gerekli denetimleri yapar. Yapılan denetimler sonucunda dağıtım şirketine fazla ödeme yapıldığının tespit edilmesi hâlinde, fazla yapılan ödeme tutarının, ödemenin yapıldığı tarih ile geri alındığı tarih arasında geçen süreye 21/07/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 51. maddesine göre belirlenen gecikme zammı oranı dikkate alınarak hesaplanan faiz ile birlikte bir ay içinde ödenmesi ilgili dağıtım şirketinden istenir. (...)"; altıncı fıkrasında, "Aydınlatmayla ilgili ölçüme ilişkin teknik esaslar ile ödemeye, kesinti yapılmasına, uygulamaya ve denetime ilişkin usul ve esaslar Bakanlık tarafından yürürlüğe konulan yönetmelikle düzenlenir." kuralına yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
DAVA KONUSU GENEL AYDINLATMA YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİĞİN 7. MADDESİYLE DEĞİŞTİRİLEN GENEL AYDINLATMA YÖNETMELİĞİ'NİN 14. MADDESİNİN 3., 4. VE 5. FIKRALARI İNCELENDİĞİNDE;
Dava konusu Yönetmelik değişikliğinin Resmî Gazete'de yayımlandığı tarihte yürürlükte bulunan hâliyle Anayasa'nın 124. maddesinde, "Başbakanlık, bakanlıklar ve kamu tüzel kişileri, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla, yönetmelikler çıkarabilirler." kuralına yer verilmiştir.
Sözlük anlamı ile "düzenli hâle koymak, düzen vermek, tanzim ve tertip etmek" olarak tanımlanan "düzenleme", kamu hukukunda kural koyma ile eş anlamlıdır. Kural ise; sürekli, soyut, nesnel, genel (kişilik dışı) durumları belirleyen ve gösteren norm olarak tanımlanmaktadır. (ÖZAY İl Han, Günışığında Yönetim, 2017, İstanbul, s. 426).
İdare, Anayasa ve kanunlardan aldığı yetki ile kural koyma (düzenleme yapma) yetkisine sahiptir. "Kural işlemler" (ya da diğer adıyla genel düzenleyici işlemler), üst hukuk kurallarına uygun olarak hukuk düzenine yeni kural getiren ya da mevcut bir kuralı değiştiren veya kaldıran tek yanlı idarî işlemlerdir. Düzenleme yetkisini kullanarak tüzük, yönetmelik, tebliğ, genelge gibi genel düzenleyici işlemleri yapan idarenin bir işleminin düzenleyici nitelik taşıdığının kabul edilebilmesi için, söz konusu işlemin sürekli, soyut, nesnel, genel durumları belirleyen ve gösteren hükümler içermesi, başka bir anlatımla, belirtilen nitelikte kurallar getirmiş olması gerekmekte olup, bu genel düzenlemelerin üst hukuk kurallarına aykırı hükümler içermemesi zorunludur.
Davalı idarenin 6446 sayılı Kanun'la verilen bu yetkiyi dava konusu maddelerin yer aldığı 20/04/2018 tarih ve 30397 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Genel Aydınlatma Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile kullandığı görülmektedir.
Dava konusu Yönetmelik maddesine göre, dağıtım şirketleri tarafından gönderilen faturalardaki tüketim miktarı ve bedellerinin gerçek tüketim miktarını gösterip göstermediğinin tespit edilebilmesi için yapılacak denetimlerde, öncelikle belirli süre ölçülüp tutanak altına alınan tüketim miktarlarının, dağıtım şirketlerinin yük profili bilgileri ile hesaplanan çalışma saatine bölünmek suretiyle ilgili abone için güç değeri bulunacaktır. Daha sonra günlük çalışma saatleri kullanılarak fatura dönemindeki genel aydınlatmanın ilgili aya ait toplam devrede bulunma saati hesaplanır. Günlük çalışma süresi ile %4 tolerans ilave edilen güç değerleri kullanılarak ilgili abonelere ilişkin fatura dönemlerindeki toplam mümkün olabilecek en yüksek tüketim miktarları hesaplanır.
Güç bilgisini bulmak için OSOS verilerinin kullanılması esastır. Ancak, OSOS tesis edilmiş sistemlerde ölçümüne ilişkin tereddüt duyulan sayaç var ise, anlık ve/veya çevrimiçi izlenebilen sayaçlarda OSOS verisi; anlık ve/veya çevrimiçi izlenemeyen sayaçlarda ise yukarıda belirtildiği şekliyle hesaplanan güç değerinin kullanılması gerekmektedir. En yüksek tüketim miktarlarının hesaplanmasının ardından ise, ilgili yıla ait talep edilen toplam tüketim miktarı ile karşılaştırılmak suretiyle talep edilen toplam tüketim miktarının en yüksek tüketim miktarından yüksek olması durumunda, bu miktarı aşan kısım için iadesi talep edilecek bedeller bulunacaktır.
Dairemizin 30/10/2018 tarihli ara kararıyla, davalı idareden, Genel Aydınlatma Yönetmeliği'nin 14. maddesinde düzenlenen genel aydınlatma tüketimlerinin ölçümüne ilişkin bir önceki metodolojiden vazgeçilmesinin gerekçeleri ile yeni bir metodolojiye ihtiyaç duyulmasının nedenlerinin açıklanarak, varsa Yönetmelik değişikliğine ilişkin görüşlerin, inceleme raporu, bilimsel çalışma ve benzeri belgelerin gönderilmesi istenilmiştir.
Ara kararına cevaben alınan yazıda, genel aydınlatma denetimlerini gerçekleştiren TEDAŞ'ın görüşü doğrultusunda, Yönetmeliğin 14. maddesindeki EYT, SEYT ve TDS kısaltmalarının kaldırıldığı, "SEYT" yerine "güç değeri", "EYT" yerine "en yüksek tüketim" ve "TDS" yerine "toplam devrede kalma süresi" ifadelerinin kullanıldığı, "SEYT" ile "güç değeri" ifadeleri arasında herhangi bir farklılığın olmadığı, söz konusu değişiklikle birlikte, genel aydınlatma tüketimlerinin kamu kaynaklarından karşılanması nedeniyle mevzuata aykırı tüketimlerden kaynaklanan ilave tüketimlerin ve olması muhtemel yanlış ölçümlerin önüne geçilmesinin sağlanacağı, ölçüm metodolojisinde değişiklik yapılmadığı belirtilmiştir.
Yönetmeliğin 14. maddesinin ilk hâli ile yürürlükteki hâli karşılaştırıldığında da, her bir genel aydınlatma abonesi için ayrı ayrı hesaplanan 1 saatte mümkün olabilecek en yüksek elektrik tüketim değerini ifade eden "SEYT" yerine "güç değeri"nin hesaplandığı, güç değeri hesaplanırken salt tüketim değerinin değil, dağıtım şirketlerinin bölgelerinden alınan yük profili bilgileri ile hesaplanan çalışma saatinin de dikkate alındığı, fatura dönemindeki genel aydınlatma tesisinin toplam devrede bulunma saati olarak tanımlanan "TDS" yerine "toplam devrede bulunma saati" ifadesinin kullanılmaya devam edildiği, genel aydınlatma abonelerine ait SEYT değerleri üzerinden her fatura için ayrı ayrı hesaplanan, fatura döneminde mümkün olabilecek en yüksek tüketim değerini belirten "EYT" yerine de "toplam mümkün olabilecek en yüksek tüketim miktarları" ifadesinin kullanıldığı, dolayısıyla hesaplama metodolojisinde herhangi bir değişiklik yapılmadığı anlaşılmaktadır.
27/07/2013 tarih ve 28720 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Genel Aydınlatma Yönetmeliği'nin 14. maddesinin 3. ve 4. fıkralarının iptali istemiyle açılan davada ise, Dairemizin 30/04/2019 tarih ve E:2015/2776, K:2019/1425 sayılı kararıyla davanın reddine karar verilmiştir. Bu karar, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 02/07/2020 tarih ve E:2019/2346, K:2020/1316 sayılı kararıyla onanmıştır.
Öte yandan, aydınlatma tesislerinin dağıtım tesisi niteliği ile dağıtım şirketlerinin genel aydınlatmadan ve bunlara ait gerekli ölçüm sistemlerinin tesis edilmesi ve işletilmesinden doğan sorumluluğu nedenleriyle fatura edilen tutarın her zaman gerçek kullanımı göstermeyebileceğinden OSOS verileri üzerinden bir hesaplama yapılmasının amaçlandığı da açıktır.
Bu itibarla, yukarıda yapılan değerlendirmeler çerçevesinde Genel Aydınlatma Yönetmeliği'nin 14. maddesinin 3., 4. ve 5. fıkralarında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
DAVA KONUSU GENEL AYDINLATMA YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİĞİN 8. MADDESİYLE DEĞİŞTİRİLEN GENEL AYDINLATMA YÖNETMELİĞİ'NİN 15. MADDESİNİN 2. FIKRASINA EKLENEN "Bu tahakkuklar geriye dönük olarak 12 (on iki) ayı geçemez. Son 12 (on iki) ay içerisinde yapılmış olan tespitler dikkate alınır." İBARESİ İNCELENDİĞİNDE;
Dava konusu Yönetmelik maddesine göre, sayacın tüketim kaydetmemesi ve/veya hatalı tüketim kaydetmesi durumunda, geçmiş dönem tüketimleri dikkate alınarak hesaplama yapılacak ve tahakkuk işlemi gerçekleştirilecektir. Ancak, söz konusu tahakkuklar geçmişe yönelik 12 ay ile sınırlandırılacaktır. Başka bir anlatımla, anılan madde kapsamında dağıtım şirketleri geçmişe yönelik olarak 12 aylık genel aydınlatma bedelini tahakkuk ettirebileceklerdir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 77. maddesinde, haklı bir sebep olmaksızın, bir başkasının malvarlığından veya emeğinden zenginleşenin, bu zenginleşmeyi geri vermekle yükümlü olduğu, bu yükümlülüğün, özellikle zenginleşmenin geçerli olmayan veya gerçekleşmemiş ya da sona ermiş bir sebebe dayanması durumunda doğmuş olacağı; 82. maddesinde, sebepsiz zenginleşmeden doğan istem hakkının, hak sahibinin geri isteme hakkı olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde zenginleşmenin gerçekleştiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrayacağı kurala bağlanmıştır.
30/03/2013 tarih ve 28603 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6446 sayılı Kanun'un 30. maddesi ile "Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun" olarak başlığı değiştirilen 4628 sayılı Kanun, dağıtım şirketlerinin lisanslarında belirtilen bölgelerdeki tesislerde yenileme, ikame ve kapasite artırım yatırımlarını yapma, dağıtım sistemine bağlı ve/veya bağlanacak olan tüm sistem kullanıcılarına, eşit taraflar arasında ayrım gözetmeksizin elektrik enerjisi dağıtımı ve bağlantı hizmeti sunma yükümlülüğü getirmiştir. Kanunda ve ilgili yönetmeliklerde, "dağıtım" faaliyetini yerine getirecek işletmelerin uyması gereken yükümlülükler açıkça düzenlenmiştir. Bu yükümlülüklerin yerine getirilmemesi doğrudan hizmetin aksamasına yol açacak niteliktedir. Bu nedenle, dağıtım faaliyetinin kamu hizmeti niteliği taşıdığı açıktır.
Dağıtım faaliyetinin yürütülebilmesi için ise, bir tesisin varlığı zorunludur. Genel aydınlatma da, dağıtım sistemi içerisinde dağıtım tesisi niteliğindeki aydınlatma tesisleri vasıtasıyla yapılmaktadır. Bu çerçevede, dağıtım faaliyetinin kamu hizmeti niteliği genel aydınlatma için de geçerli kabul edilmelidir.
Bununla birlikte, genel aydınlatma, kamu hizmeti niteliğinin yanı sıra, kamu güvenliğini de ilgilendirmesi sebebiyle kamu düzenine de ilişkindir. Başka bir anlatımla, genel aydınlatma hizmetinin hiç yapılmaması, geç yapılması veya kötü bir şekilde yapılması kamu düzenini bozmaktadır. Bu kapsamda, dağıtım tesisi niteliğindeki aydınlatma tesislerinin ilgili dağıtım şirketi tarafından işletilmesi amaçlanmıştır.
Dolayısıyla özel hukuktan kaynaklanan borç ilişkilerini genel olarak düzenleyen Türk Borçlar Kanunu'nun zamanaşımına ilişkin hükümlerinin, kamu hizmeti niteliğinde olan dağıtım faaliyeti kapsamında yürütülen genel aydınlatma bedeli tahakkuklarında kıyas yoluyla uygulanmasının hukuken mümkün olmadığı anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, yukarıda yapılan değerlendirmeler çerçevesinde Genel Aydınlatma Yönetmeliği'nin 15. maddesinin 2. fıkrasında yer alan "Bu tahakkuklar geriye dönük olarak 12 (on iki) ayı geçemez. Son 12 (on iki) ay içerisinde yapılmış olan tespitler dikkate alınır." ibaresinde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
DAVA KONUSU GENEL AYDINLATMA YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİĞİN 11. MADDESİYLE DEĞİŞTİRİLEN GENEL AYDINLATMA YÖNETMELİĞİ'NİN 20. MADDESİNİN 1. FIKRASINDA YER ALAN "Kullanılacak sayaçlar, yük profili alma özelliğine sahip ve OSOS uyumlu aktif-reaktif (kombi) olmalıdır." İBARESİ İNCELENDİĞİNDE;
Dava konusu Yönetmelik maddesine göre, genel aydınlatma tesislerinde kullanılacak sayaçlar yük profili alma özelliğine sahip ve OSOS uyumlu aktif-reaktif (kombi) olmalıdır. Ancak, 06/02/2020 tarih ve 31031 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Genel Aydınlatma Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 1. maddesiyle değiştirilen Genel Aydınlatma Yönetmeliği'nin 20. maddesinin 1. fıkrasındaki "aktif-reaktif (kombi)" ibaresi yürürlükten kaldırılmıştır. Bu hâliyle, "aktif-reaktif (kombi)" ibaresi yönünden davanın konusunun kalmadığı anlaşıldığından, esası hakkında karar verilmesine gerek bulunmamaktadır.
Fıkrada yer alan "Kullanılacak sayaçlar, yük profili alma özelliğine sahip ve OSOS uyumlu olmalıdır." kısmına gelince;
6446 sayılı Kanun'un 9. maddesinin birinci fıkrasında, dağıtım faaliyetinin, lisansı kapsamında, dağıtım şirketi tarafından lisansında belirlenen bölgede yürütüleceği, dağıtım şirketinin, lisansında belirlenen bölgede sayaçların okunması, bakımı ve işletilmesi hizmetlerinin yerine getirilmesinden sorumlu olduğu; yedinci fıkrasında, dağıtım sistemi kullanıcılarının elektrik enerjisi ölçümlerine ilişkin tesis edilen sayaçların mülkiyetinin dağıtım şirketine ait olduğu, bu Kanun'un yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla mevcut kullanıcıların mülkiyetinde olan sayaçların, işletme ve bakım hizmetleri karşılığı kullanıcılardan iz bedelle devralınacağı, uygulamaya ilişkin usul ve esasların Kurum tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenleneceği; dokuzuncu fıkrasında, dağıtım gerilim seviyesinden bağlı tüketicilerin sayaçlarının kurulumu, işletilmesi ve bakımı ile mevcut sayaçların bir program dâhilinde mülkiyetinin devralınmasının dağıtım şirketi tarafından yapılacağı, uygulamaya ilişkin usul ve esasların Kurum tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenleneceği kurala bağlanmıştır.
10/04/2011 tarih ve 27901 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan mülga Otomatik Sayaç Okuma Sistemlerinin Kapsamına ve Sayaç Değerlerinin Belirlenmesine İlişkin Usul ve Esaslar'ın 4. maddesinin birinci fıkrasına, 31/12/2011 tarih ve 28159 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 27/12/2011 tarih ve 3584/16 sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (Kurul) kararıyla, 10/07/2009 tarih ve 27284 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Aydınlatma Yönetmeliği uyarınca dağıtım şirketlerinin aydınlatma yükümlülüğü olarak belirtilen aydınlatma sistemlerine ait sayaçların da OSOS kapsamına dâhil edilecek sayaçlar arasına eklendiği; 6. maddesinin dördüncü fıkrasında, OSOS kapsamına dâhil edilecek sayaçların, uzaktan haberleşme donanımının, OSOS ile iletişim kurulması için gerekli ilave teçhizatın ve altyapının sahip olması gereken ortak asgarî teknik özelliklerin TEİAŞ ve dağıtım şirketleri tarafından önerileceği, Kurul tarafından onaylanarak yürürlüğe gireceği, onaylanan asgarî teknik özelliklere ilave olarak dağıtım şirketleri tarafından bölgesel ihtiyaçları kapsamında ek şartlar istenilebileceği (...) kurala bağlanmıştır.
Bu çerçevede, 04/11/2011 tarih ve 28105 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan … tarih ve … sayılı Kurul kararıyla "OSOS Kapsamına Dâhil Edilecek Sayaçların, Haberleşme Donanımının ve İlave Teçhizat ve Altyapının Asgarî Teknik Özellikleri" tespit edilmiştir.
Söz konusu Kurul kararının ekinde yer alan OSOS Kapsamında Kullanılacak Sayaçların Asgarî Teknik Özelliklerinin 1.5. maddesinde, sayaçların yük profili verme özelliğini haiz olması, yük profilini 15, 30, 60‘ar dakikalık periyotlar kapsamında yapabilmesi, yük profili ölçüm periyotlarının uzaktan ayarlanabilir olması, 01/07/2013 tarihinden itibaren dağıtım şirketinin OSOS sistemine dâhil olacak sayaçların her 15 dakikalık ölçümleri içeren yük profillerini hafızasında en az 90 gün süre ile saklayabilmesi; GSM/GPRS Şebekelerini Destekleyen Haberleşme Ünitesinin Asgarî Teknik Özelliklerinin 2.15. maddesinde, haberleşme ünitesi vasıtasıyla sayaçlardaki verilerin tamamının veya tercihe göre bir kısmının (tahakkuka esas veriler, günlük yük profili, olay kayıtlar, aktif-reaktif tüketimler, vb) kontrol merkezine transfer edilebilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Görüldüğü üzere, 31/12/2011 tarihi itibarıyla aydınlatma tesislerine ait sayaçların da OSOS kapsamına dâhil edilmesinin zorunlu hâle getirildiği, bu sayaçların dava konusu Yönetmelik değişikliğinden çok önce Kurul kararıyla belirlenen asgarî teknik özelliklere sahip olması gerektiği anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, yukarıda yapılan değerlendirmeler çerçevesinde Genel Aydınlatma Yönetmeliği'nin 20. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "Kullanılacak sayaçlar, yük profili alma özelliğine sahip ve OSOS uyumlu olmalıdır." ibaresinde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
DAVA KONUSU GENEL AYDINLATMA YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİĞİN 16. MADDESİYLE EKLENEN GENEL AYDINLATMA YÖNETMELİĞİ'NİN 25. MADDESİ İNCELENDİĞİNDE;
Dava konusu Yönetmelik maddesine göre, TEDAŞ, dağıtım şirketleri nezdinde yanmayan armatürlerin kontrolü amaçlı denetimler yapacaktır. Söz konusu denetimler neticesinde tespit edilen eksikliklerin giderilmesi dağıtım şirketlerine çeşitli haberleşme vasıtalarıyla bildirilecektir. Tespit edilen eksikliklerin giderilmesi için, eksikliğin bulunduğu yerin imar alanı içinde bulunup bulunmadığına ve eksikliğin türüne göre değişen süreler verilecektir. Bu süreler içerisinde eksiklikler giderilmezse yaptırım uygulanacak olup, gerektiği takdirde maddenin uygulanmasına yönelik usul ve esaslar TEDAŞ tarafından belirlenecektir.
6446 sayılı Kanun'un 16. maddesinin sekizinci fıkrasında, "Elektrik dağıtım şirketlerinin denetimleri haricinde de genel aydınlatma kapsamında tespit edilen yanmayan, yerinde olmayan armatür ve/veya direklere ilişkin eksiklerin giderilmesine ilişkin süre verilir. Belirlenen sürelerde eksikliklerin giderilmemesi durumunun tespiti ile belirlenen her bir direk veya armatür için Bakanlığın Kurula bildirmesini müteakip Kurul tarafından beşyüz Türk Lirası idarî para cezası verilir. Tespit edilen eksikliklerin giderilmesine ilişkin verilecek süreler ve eksikliklerin tespit esasları yönetmelikle belirlenir. Bu Kanuna göre verilen idarî para cezaları tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenir." kuralına yer verilmiştir.
Davalı idare tarafından, dağıtım şirketlerinin faaliyetlerinin incelenmesine ve denetimine ilişkin olarak ... tarihli Olur ile TEDAŞ’a yetki devri yapılmış olup, bu tarih itibarıyla dağıtım şirketlerinin denetimi TEDAŞ tarafından yürütülmektedir. Zira, 6446 sayılı Kanun'un 15. maddesinin birinci fıkrası, davalı idarenin dağıtım şirketlerinin denetimini, bu konuda ihtisas sahibi olan kuruluşlara yetki devretmek suretiyle yaptırabileceğini kurala bağlamıştır.
Bununla birlikte, 6446 sayılı Kanun genel aydınlatma kapsamındaki armatür ve/veya direklere ilişkin eksikliklerin tespit esaslarının yönetmelikle düzenleneceğini kurala bağlamış olup, söz konusu tespit yönteminin ve/veya metodunun nasıl olacağını idarenin takdirine bırakmıştır. Aynı şekilde, eksikliklerin giderilmesi için verilecek süre de idare tarafından belirlenebilecektir.
Öte yandan, Dairemizin 04/02/2019 tarihli ara kararıyla, davalı idareden, yerinde olmayan armatür ve/veya önceden mevcut olan direklere ilişkin eksikliklerin ilgili şirketlere elektronik, mail, yazı ve bunun gibi yollarla bildirileceği belirtildiğinden dolayı, "bunun gibi yollarla" ibaresinden hangi iletişim yolunun kastedildiğinin açıklanması istenilmiştir.
Ara kararına cevaben alınan yazıda, 6446 sayılı Kanun'un 16. maddesinin verdiği yetki uyarınca dava konusu maddenin Yönetmeliğe eklendiği, "bunun gibi yollarla" ifadesi ile, mobil uygulama gibi yeni yöntemler ile elektronik haberleşmede yaşanacak yeni gelişmelerin kastedildiği belirtilmiştir.
TEDAŞ, 7201 sayılı Kanun kapsamında olmayıp, tüketici memnuniyetine yönelik daha kısa süre içerisinde eksikliklere müdahale edilebilmesi ve haberleşme sektörünün dinamik yapısı çerçevesinde yeni iletişim kanallarının ortaya çıkmasıyla birlikte daha hızlı bildirim yapılabileceği dikkate alındığında, söz konusu kuralın esnek bir iletişim ağını öngördüğü anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan, 6446 sayılı Kanun süre ve eksikliklerin tespit esaslarının Yönetmelikle belirleneceğini kurala bağlamıştır. Oysaki, bu maddeye özgü uygulamaya ilişkin Usul ve Esasların idare tarafından belirlenmesi yürüttüğü faaliyetin gereğidir. Zira tespit edilen eksikliklerin süresi içerisinde giderilmemesi hâlinde dağıtım şirketleri hakkında idarî para cezası uygulanacaktır. Dolayısıyla tespiti yapacak olan idarenin bu tespitin kurallarını da öngörmesi düzenleme yetkisinin doğal bir sonucudur.
Bu itibarla, yukarıda yapılan değerlendirmeler çerçevesinde Genel Aydınlatma Yönetmeliği'nin 25. maddesinde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
DAVA KONUSU GENEL AYDINLATMA YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİĞİN 17. MADDESİYLE DEĞİŞTİRİLEN GENEL AYDINLATMA YÖNETMELİĞİ'NİN GEÇİCİ 1. MADDESİNİN 1. FIKRASINDA YER ALAN "Başvurulması hâlinde dağıtım şirketi tarafından başvuru tarihinden itibaren 30'uncu gün itibarıyla devir alınmış sayılır." İBARESİ İNCELENDİĞİNDE;
Dava konusu Yönetmelik maddesine göre, belediyeler, il özel idareleri, Karayolları, küçük sanayi siteleri, konut kooperatifleri, site yönetimleri, dağıtım lisansı olmayan OSB’ler ve Toplu Konut İdaresi tarafından genel aydınlatma kapsamında tesis edilerek işletmeye alınmış olan aydınlatma tesisleri; proje, onay ve kabul şartı aranmaksızın mevcut durumun tespiti yapılarak taraflar arasında imzalanacak bir protokolle, mülkiyeti TEDAŞ’a ait olmak üzere, 31/12/2018 tarihine kadar ilgili dağıtım şirketine iz bedelle devredilecektir. Devrin gerçekleşmemesi hâlinde ise, bu tesisler dağıtım şirketleri tarafından kendilerine yapılan başvuru tarihinden itibaren otuzuncu gün itibarıyla devralınmış sayılacaktır.
6446 sayılı Kanun'un 3. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde, dağıtım sisteminin, bir dağıtım şirketinin, lisansında belirlenmiş dağıtım bölgesinde işlettiği elektrik dağıtım tesisleri ve şebekesini; (f) bendinde, dağıtım tesisinin, iletim tesislerinin ve dağıtım gerilim seviyesinden bağlı üretim ve tüketim tesislerine ait şalt sahalarının bittiği noktadan sonraki nihayet direğinden, alçak gerilim seviyesinden bağlı tüketicilerin yapı bina giriş noktalarına kadar, bina giriş ve sayaç arası hariç, elektrik dağıtımı için teçhiz edilmiş tesis ve teçhizat ile dağıtım şirketince teçhiz edilen ya da devralınan sayaçları ifade ettiği; 9. maddesinin onbirinci fıkrasında, dağıtım şirketinin, dağıtım bölgesinde, genel aydınlatmadan ve bunlara ait gerekli ölçüm sistemlerinin tesis edilmesi ve işletilmesinden sorumlu olduğu kurala bağlanmıştır.
Kamu hizmeti niteliğini haiz olan genel aydınlatma, aynı zamanda kamu düzenine de ilişkindir. Örneğin, kamunun genel kullanımına yönelik bir alanın yeterince ve/veya hiç aydınlatılmaması hırsızlık, gasp, trafik kazası ve benzeri durumlarda can ve mal güvenliğini tehlikeye düşürebilir. Şüphesiz, bu durum kamu zararına da neden olur.
6446 sayılı Kanun, dağıtım şirketlerini, dağıtım tesislerini yenilemek, kapasite ikame ve artırım yatırımlarını yapmakla yükümlü kılmakta; özelleştirme sonrası elektrik dağıtım tesislerinin iyileştirilmesi, güçlendirilmesi ve genişletilmesi için yapılan yatırımların mülkiyetinin kamuya ait olduğunu belirtmekte; özelleştirilen elektrik dağıtım tesis ve varlıklarına ilişkin her türlü işletme ile yatırım planlaması ve uygulamasında onay ve değişiklik yetkisini Kurul'a vermektedir.
Bu çerçevede, mülkiyeti TEDAŞ'a ait olmak üzere, dağıtım tesisi niteliğindeki aydınlatma tesislerinin kamu veya özel ayrımı yapmaksızın işletilmesinden dağıtım şirketleri sorumlu tutulmuştur. Çünkü, aydınlatma tesislerinin herhangi bir proje, onay ve kabul şartı aranmaksızın ilgili dağıtım şirketine devri ile kamu düzeninin sağlanması amaçlanmaktadır.
Mülkiyet hakkı ise, 19/03/1954 tarih ve 8662 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmeye Ek Protokol'ün 1. maddesinde, "Her hakikî veya hükmi şahıs mallarının masuniyetine riayet edilmesi hakkına maliktir. Herhangi bir kimse ancak âmme menfaati icabı olarak ve kanunun derpiş eylediği şartlar ve devletler hukukunun umumî prensipleri dâhilinde mülkünden mahrum edilebilir. Yukardaki hükümler, devletlerin, emvalin umumî menfaate uygun olarak istimalini tanzim veya vergilerin veyahut sair mükellefiyetlerin veyahut da para cezalarının tahsili için zaruri gördükleri kanunları yürürlüğe koymak hususunda malik bulundukları hukuka hâlel getirmez." şeklinde ifade edilmiştir.
Yine, Anayasa Mahkemesi'nin 15/04/2014 tarih ve 2012/636 Başvuru Numaralı kararında, Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (Sözleşme) ortak koruma alanında yer alan mülkiyet hakkının; mevcut mal, mülk ve varlıkları koruyan bir güvence olduğu, bir kişinin hâlihazırda sahibi olmadığı bir mülkün mülkiyetini kazanma hakkının (kişinin bu konudaki menfaati ne kadar güçlü olursa olsun) Anayasa ve Sözleşme'yle korunan mülkiyet kavramı içinde olmadığı, bu hususun istisnası olarak belli durumlarda bir "ekonomik değer" veya icrası mümkün bir "alacak" iddiasını elde etmeye yönelik "meşru bir beklentinin", Anayasa'nın ve Sözleşme'nin ortak koruma alanında yer alan mülkiyet hakkı güvencesinden yararlanabileceği belirtilmiştir.
Oysaki, dava konusu Yönetmelik maddesiyle, dağıtım şirketlerinin mülkiyetinde olan herhangi bir ekonomik değere müdahale edilmemekte, bilakis maddede sayılan çeşitli kamu ve özel hukuk tüzel kişilerinin mülkiyetindeki aydınlatma tesislerinin dağıtım şirketleri tarafından devralınacağı kurala bağlanmaktadır.
Bu tesislerin dağıtım şirketleri tarafından devralınması için Genel Aydınlatma Yönetmeliği'nin yayımlandığı 27/07/2013 tarihinden bu yana müteaddit defalar süre uzatımı yapılmış olup, söz konusu devrin gerçekleşmediği ve 6446 sayılı Kanun uyarınca aydınlatma tesislerinin işletilmesinden dağıtım şirketlerinin sorumlu olduğu anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, yukarıda yapılan değerlendirmeler çerçevesinde Genel Aydınlatma Yönetmeliği'nin Geçici 1. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "Başvurulması hâlinde dağıtım şirketi tarafından başvuru tarihinden itibaren 30'uncu gün itibarıyla devir alınmış sayılır." ibaresinde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
DAVA KONUSU GENEL AYDINLATMA YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİĞİN 10. MADDESİYLE EKLENEN GENEL AYDINLATMA YÖNETMELİĞİ'NİN 18. MADDESİNİN 4. FIKRASI; 11. MADDESİYLE DEĞİŞTİRİLEN GENEL AYDINLATMA YÖNETMELİĞİ'NİN 20. MADDESİNİN 2. FIKRASINDA YER ALAN "Bu kapsamda dağıtım şirketleri, sayaç üzerinden alınan verilerin (yük profili, tüketim değerleri, kesinti bilgileri, sayaç bilgileri ve benzeri) anlık ve/veya çevrimiçi olarak izlenmesinden sorumludur." İBARESİ; 18. MADDESİYLE EKLENEN GENEL AYDINLATMA YÖNETMELİĞİ'NİN GEÇİCİ 7. MADDESİ İNCELENDİĞİNDE;
Dava konusu Yönetmelik maddelerine göre, 01/01/2019 tarihinden itibaren TEDAŞ tarafından anlık ve/veya çevrimiçi izlenemeyen genel aydınlatma sayaçlarının tüketim giderleri ödemesi yapılmayacaktır. Dağıtım şirketleri bu sayaçlar üzerinden alınan verilerin anlık ve/veya çevrimiçi izlenmesinden sorumlu olacaktır. TEDAŞ tarafından OSOS kapsamına uygun olmadığı tespit edilen sayaçlar dışında, genel aydınlatma sayaçlarının tamamı 31/12/2018 tarihine kadar OSOS kapsamına alınacaktır. OSOS kapsamına alınması gerektiği hâlde, alınmayan sayaçların ise tüketim değerlerine ilişkin ödeme yapılmayacak ve bu sayaçların tüketim değerlerinin TEDAŞ tarafından gerçek zamanlı izlenmesine ilişkin altyapı dağıtım şirketleri tarafından oluşturulacaktır.
Ancak, 29/12/2020 tarih ve 31349 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Genel Aydınlatma Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 1. maddesiyle değiştirilen Genel Aydınlatma Yönetmeliği'nin Geçici 7. maddesinde yer alan süreler 31/12/2021 ve 01/01/2022 tarihlerine kadar uzatılmıştır. Bu hâliyle, Yönetmeliğin Geçici 7. maddesindeki "31/12/2018" ve "01/01/2019" tarihleri yönünden davanın konusunun kalmadığı anlaşıldığından, esası hakkında karar verilmesine gerek bulunmamaktadır.
Yönetmeliğin 18. maddesinin 4. fıkrası, 20. maddesinin 2. fıkrasında yer alan "Bu kapsamda dağıtım şirketleri, sayaç üzerinden alınan verilerin (yük profili, tüketim değerleri, kesinti bilgileri, sayaç bilgileri ve benzeri) anlık ve/veya çevrimiçi olarak izlenmesinden sorumludur." ibaresi ve Geçici 7. maddesinin diğer kısımlarına gelince;
6446 sayılı Kanun'un Geçici 6. maddesinin altıncı fıkrasında, aydınlatmayla ilgili ölçüme ilişkin teknik esaslar ile ödemeye, kesinti yapılmasına, uygulamaya ve denetime ilişkin usul ve esasların Bakanlık tarafından yürürlüğe konulan yönetmelikle düzenleneceği kurala bağlanmıştır.
Dairemizin 04/02/2019 tarihli ara kararıyla, davalı idareden, Genel Aydınlatma Yönetmeliği'nin 18. maddesine, "Genel aydınlatma sayaçlarına ilişkin olarak TEDAŞ tarafından anlık ve/veya çevrimiçi izlenemeyen sayaçların tüketim giderlerinin ödemesi yapılmaz." şeklinde yeni bir fıkra eklenmesinin gerekçeleri ile bu düzenleme öncesinde genel aydınlatma kapsamında tanımlanan yerlere yönelik tüketim ödemelerinin yapılmasında genel aydınlatma sayaçlarına ilişkin nasıl bir sistem olduğunun yeni sistemle karşılaştırılması; Genel Aydınlatma Yönetmeliği'nin 20. maddesinin 2. fıkrasında yapılan değişiklikle, OSOS kapsamında dağıtım şirketlerinin sayaç üzerinden alınan verilerin anlık ve/veya çevrimiçi olarak izlenmesinden sorumlu tutulmasının gerekçelerinin; Genel Aydınlatma Yönetmeliği'nin Geçici 7. maddesinin 1. fıkrasında, TEDAŞ tarafından iletişim altyapısı bakımından yapılacak değerlendirmeler sonucunda OSOS kapsamına uygun olmadığı tespit edilen sayaçlar haricinde, genel aydınlatma sayaçlarının tamamının OSOS kapsamına alınması işleminin 31/12/2018 tarihine kadar tamamlanacağı; aynı Yönetmeliğin 20. maddesinin 1. fıkrasında ise, genel aydınlatma sayaçlarının tamamının uzaktan okuma kapsamına alınmasının dağıtım şirketlerince gerçekleştirileceğinin belirtildiği görüldüğünden, her iki madde arasındaki farklılığın açıklanması istenilmiştir.
Ara kararına cevaben alınan yazıda, mevcut durumda, TEDAŞ'ın kendisine iletilen faturaları, sadece sistemine kayıtlı güç bilgisi değerleri ile karşılaştırarak kontrolünü gerçekleştirebildiği, bu güç bilgisinin de dağıtım şirketlerince belirlenip TEDAŞ’a beyan edilen bilgiler olduğu, söz konusu beyanların usulüne uygun tüketimler açısından doğruluğunun ise ancak sahada yapılan denetimler ile teyit edilebildiği, saha denetimlerinin, denetimin yapıldığı zaman dilimindeki verilerin tespitine yönelik olduğu, ülke geneline yayılmış yüzbinlerce genel aydınlatma abonesi olduğu düşünüldüğünde, sahadaki fiili denetimlerin zaman, personel, araç-gereç ve benzeri açılardan zorluğu hususunun açık olduğu, sayaç üzerindeki bilgileri almak için "okuma komutu" gönderilmesi ve gönderilen bu komut ile sayaç üzerindeki bazı bilgilerin alınabildiği, sistemde yaklaşık 216.000 genel aydınlatma sayacı bulunduğundan her sayaca ayrı ayrı "bilgi gönder komutu" gönderilmesinin işletme açısından mümkün olamayacağı; yeni düzenlemeyle ise, TEDAŞ'ın genel aydınlatma abonelerine ilişkin sayaç verilerini sürekli alabilecek imkâna kavuşacağı, beyan ile fiili tüketimlerin teyidinin yapılmasının anlık olarak sağlanabileceği, böylece kamu kaynaklarının etkin ve verimli kullanımı ile genel aydınlatma bütçesinin doğruluğunun daha yüksek oranda teyit edilmiş tüketim için kullanılmasının sağlanacağı, ayrıca, mevcut durumda genel aydınlatma tesislerinin aydınlatmaya ihtiyaç olmayan zamanlarda da yanıyor olması ihtimali ve/veya genel aydınlatma tesislerinden usulsüz kullanımların olması ihtimali de göz önüne alındığında, yeni düzenleme ile anlık izleme gerçekleştirilebilecek olduğundan söz konusu durumların tespitinin de daha kolay olacağı; dava konusu Yönetmelik değişikliği öncesinde de, Yönetmeliğin "Uzaktan Okuma" başlıklı 20. maddesi var olmasına rağmen, dağıtım şirketlerince aydınlatma sayaçlarının bir kısmının OSOS kapsamına alındığı, OSOS kapsamına alınan sayaçlara da kendileri tarafından yeterli erişimin sağlanamadığı, uzaktan erişim için herhangi bir ilerleme kaydedilmediğinin yapılan denetimlerde görüldüğü, bu nedenle dava konusu Yönetmelik değişikliği ile dağıtım şirketlerinin yükümlülüklerini gereğince yerine getirmesinin amaçlandığı; Yönetmeliğin 20. maddesinde yapılan değişiklik ile sayaçların tamamının OSOS kapsamına alınması gerektiği hususunun düzenlendiği, ancak OSOS kapsamına alınan sayaçların uzaktan erişimi için çoğunlukla GSM haberleşmesi kullanılması ve ülkemizin bazı coğrafi bölgelerinde GSM haberleşmesinin sağlanamaması ya da haberleşmenin sık sık kesintiye uğradığı yerlerin bulunmasından dolayı Yönetmeliğe Geçici 7. maddenin eklendiği, anılan madde ile OSOS sistemi kurulumunun tamamlanması gereken süre belirtilerek bu süre zarfında OSOS kurulumu uygun olmasına rağmen gerekli sistemleri kurulmayan sayaçlara ait tüketimlerin ödenmeyeceğinin kurala bağlandığı, ayrıca söz konusu kuraldan muaf olunacak duruma açıklık getirildiği belirtilmiştir.
Yine, aynı ara kararla, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'ndan (Kurum), elektrik dağıtım şirketlerinin genel aydınlatma sayaçları dâhil olmak üzere, sayaçların okunması ve veri aktarımına ilişkin OSOS ve/veya benzeri yükümlülüklerinin neler olduğunun, Genel Aydınlatma Yönetmeliği'nin 14., 18. ve 20. maddelerinde yer alan "anlık ve/veya çevrimiçi izlenmenin" mevcut sistem içerisinde mümkün olup olmadığının, mümkün değilse "anlık ve/veya çevrimiçi izlenmenin" ne şekilde sağlanabileceğinin ayrıntılı olarak açıklanması istenilmiştir.
Ara kararına cevaben alınan yazıda, sayaçların uzaktan okunmasına ilişkin genel aydınlatma ve genel aydınlatma dışında diğer tesisler bazında olmak üzere dağıtım şirketlerinde sistem olarak tek bir OSOS sisteminin bulunduğu, Kurum tarafından çıkarılan OSOS Usul ve Esaslarında veya OSOS’a Dair Asgarî Teknik Özelliklerde, OSOS sistemiyle üretim ve tüketim tesislerinin üretimlerini ve tüketimlerini anlık ve/veya çevrimiçi izlenmesini öngören bir düzenleme bulunmadığı gibi, mevcut piyasa koşullarında teknik bakımdan da ihtiyaç bulunmadığı, OSOS’ların yük profilini 15, 30 ve 60’ar dakikalık periyotlarla verebilecek ve her 15 dakikalık ölçümleri içeren yük profili değerlerini 90 gün süreyle saklayabilecek özellikte olmasının yeterli görüldüğü, mevcut sistem vasıtasıyla anlık ve/veya çevrimiçi izlemenin mümkün olmadığı, sistemin tasarımı bu minvalde yapıldığından mevcut sistemle anlık ve/veya çevrimiçi izlemenin yapılabilmesi için ilave altyapı yatırımı yapılmasının gerekeceği, bu masrafların da elektrik tarifelerinden karşılanacağından tüketicilere maliyet olarak yansıyacağının değerlendirildiği belirtilmiştir.
Ancak, yukarıda da belirtildiği üzere, 2011 yılında genel aydınlatma sayaçlarının OSOS kapsamına alındığı, OSOS kapsamında yer alacak bu sayaçlar ile sayaç üzerinde yer alacak uzaktan haberleşme donanımının ve/veya portu ve OSOS ile iletişim kurulması için gerekli teçhizatın ve altyapının temini ve kurulmasının ilgili dağıtım şirketlerinin sorumluluğunda olduğu, OSOS kapsamında yer alan aydınlatma sistemlerine ait sayaçların tüketim verilerinin, ilgili mevzuat çerçevesinde denetim yetkisini haiz taraflara dağıtım şirketlerince temin edileceği açıktır.
Bununla birlikte, bu sayaçların, haberleşme ünitesi vasıtasıyla sayaçlardaki verilerin tamamının veya tercihe göre bir kısmının (tahakkuka esas veriler, günlük yük profili, olay kayıtlar, aktif-reaktif tüketimler, vb) kontrol merkezine transfer edilebilmesine ilişkin asgarî teknik özelliğe sahip olması da zorunlu kılınmıştır.
Bu çerçevede, dava konusu Yönetmelik değişikliğiyle öngörülen "anlık ve/veya çevrimiçi izlenmenin", aslında 2011 yılından itibaren dağıtım şirketlerinin OSOS kapsamına dâhil edecekleri genel aydınlatma sayaçlarına erişimin sağlanması için zorunlu bir unsur olduğu, fakat dağıtım şirketlerinin bu sorumluluklarını yerine getirmediği anlaşılmaktadır.
Her ne kadar, genel aydınlatma tesislerine ilişkin sayaçların anlık ve/veya çevrimiçi izlenmesinin dağıtım şirketlerince ilave yatırım yapılmasını gerektirdiği ve söz konusu yatırım harcamalarının elektrik tarifelerine yansıtılacağı belirtilmiş ise de; OSOS Verilerinin Toplanmasına ve Ödemeye İlişkin Usul ve Esasların Geçici 1. maddesinde, dağıtım şirketleri tarafından hâlihazırda kullanılmakta olan sayaçların, anılan Usul ve Esaslar'ın 6. maddesinde belirtilen verilerin (yük profili, tüketim değerleri, kesinti bilgileri, sayaç bilgileri ve benzeri) anlık ve/veya çevrimiçi olarak izlenmesi için gerekli altyapıya sahipse kullanımına devam edilebileceği kurala bağlandığından, bu hususa itibar edilmemiştir.
Bu itibarla, yukarıda yapılan değerlendirmeler çerçevesinde Genel Aydınlatma Yönetmeliği'nin 18. maddesinin 4. fıkrasında; 20. maddesinin 2. fıkrasında yer alan "Bu kapsamda dağıtım şirketleri, sayaç üzerinden alınan verilerin (yük profili, tüketim değerleri, kesinti bilgileri, sayaç bilgileri ve benzeri) anlık ve/veya çevrimiçi olarak izlenmesinden sorumludur." ibaresinde ve Geçici 7. maddesinde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 20/04/2018 tarih ve 30397 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Genel Aydınlatma Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 7. maddesiyle değiştirilen Genel Aydınlatma Yönetmeliği'nin 14. maddesinin 3., 4. ve 5. fıkraları; 8. maddesiyle aynı Yönetmeliğin 15. maddesinin 2. fıkrasına eklenen "Bu tahakkuklar geriye dönük olarak 12 (on iki) ayı geçemez. Son 12 (on iki) ay içerisinde yapılmış olan tespitler dikkate alınır." ibaresi; 16. maddesiyle aynı Yönetmeliğe eklenen 25. maddesinin 1., 3., 4. ve 6. fıkraları ve 17. maddesiyle değiştirilen aynı Yönetmeliğin Geçici 1. maddesinin 1. fıkrasındaki, "Başvurulması hâlinde dağıtım şirketi tarafından başvuru tarihinden itibaren 30'uncu gün itibarıyla devir alınmış sayılır." ibaresi yönünden DAVANIN REDDİNE oybirliğiyle,
2. Genel Aydınlatma Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 10. maddesi; 11. maddesiyle değiştirilen aynı Yönetmeliğin 20. maddesinin 1. fıkrasındaki, "Kullanılacak sayaçlar, yük profili alma özelliğine sahip ve OSOS uyumlu olmalıdır." ibaresi; aynı maddenin 2. fıkrasındaki, "Bu kapsamda dağıtım şirketleri, sayaç üzerinden alınan verilerin (yük profili, tüketim değerleri, kesinti bilgileri, sayaç bilgileri ve benzeri) anlık ve/veya çevrimiçi olarak izlenmesinden sorumludur." ibaresi; 16. maddesiyle aynı Yönetmeliğe eklenen 25. maddesinin 2. ve 5. fıkraları ve "31/12/2018" ve "01/01/2019" tarihleri dışındaki 18. maddesi yönünden DAVANIN REDDİNE oyçokluğuyla,
3. Genel Aydınlatma Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 11. maddesiyle değiştirilen aynı Yönetmeliğin 20. maddesinin 1. fıkrasındaki "aktif-reaktif (kombi)" ibaresi ile 18. maddesinde yer alan "31/12/2018" ve "01/01/2019" tarihlerinin iptali istemi hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA oybirliğiyle,
4. Dava kısmen ret, kısmen karar verilmesine yer olmadığı kararı ile sonuçlandığından, ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam …-TL yargılama giderinin yarısı olan …-TL'nin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, kalan …-TL'nin davacı üzerinde bırakılmasına,
5. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca …-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine, …-TL vekâlet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine,
6. Posta giderleri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
7. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'na temyiz yolu açık olmak üzere, 27/04/2021 tarihinde karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Öncelikle davaya konu Yönetmelik maddelerinin, Yönetmeliğin dayanağı olan üst norm niteliğindeki 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'nun "Genel Aydınlatma" başlıklı Geçici 6. maddesine uygun olup olmadığı yönünden incelenmesi gerekmektedir.
Anayasa'nın 124. maddesinde, Cumhurbaşkanı, bakanlıklar ve kamu tüzelkişilerinin, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla, yönetmelikler çıkarabilecekleri kurala bağlanmıştır. Buna göre, yönetmeliklerin bir kanun hükmüne dayalı olarak çıkarılması ve dayanağını oluşturan kanuna aykırı veya bunu değiştirici nitelikte bir hüküm getirmesi mümkün bulunmamaktadır.
Bu itibarla, davaya konu edilen Yönetmelik hükümlerinin, Kanun'un Geçici 6. maddesi kapsamında düzenlenebilecek hususlar olup olmadığının yorumlanması gerekmektedir.
Kanunların nasıl yorumlanacağına ilişkin anayasa veya kanunlarda doğrudan bir düzenleme bulunmamakla birlikte, doktrin ve yargı içtihatlarıyla yorum yöntemleri ve yorum ilkeleri oluşturulmuş olup, bu kapsamda dava konusu uyuşmazlığa uygulanabilecek lafzi yorum yöntemi, amaçsal yorum yöntemi, sistematik yorum yöntemi; "Aslî niteliğin varlığı, arızî niteliğin yokluğu asıldır" (Sıfat-ı arızada aslolan ademdir); "Kaideler geniş, istisnalar dar yorumlanır" ilkeleri bulunmaktadır.
Dava konusu Yönetmelik ve dayanağı Kanun hükümlerinin yukarıda belirtilen yorum ilkeleri çerçevesinde yorumlanabilmesi için, 4628 ve 6446 sayılı Kanunlar ile oluşturulan elektrik piyasasının ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) yapısı incelenmelidir.
03/03/2001 tarih ve 24335 1. Mükerrer sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Elektrik Piyasası Kanunu ile; elektrik piyasası serbest piyasa şartlarında yeniden yapılandırılmış ve bu piyasada bağımsız bir şekilde düzenleme ve denetlemenin yapılabilmesi için EPDK kurulmuştur.
Bu kanunun amacı da, 4628 sayılı Kanun’un Genel Gerekçesinde; "Bu Kanunun amacı, elektrik enerjisi sektöründeki faaliyetlerin düzenli, hızlı ve etkin bir biçimde yürütülmesini sağlamak üzere, sosyoekonomik gelişmenin temel girdisi olan elektrik enerjisinin üretimi, iletimi, dağıtımı ile tüketicilere kesintisiz, güvenli ve düşük maliyetli olarak sunulmasına yönelik düzenlemenin, yerli ve yabancı özel sektör yatırımcılarının ağırlıklı olduğu yeni bir piyasa yapısı dâhilinde gerçekleştirilebilmesi için gerekli alt yapının hazırlanmasıdır. (...)";
"Elektrik enerjisi sektörlerini yeniden yapılandırmış olan ülkelerden pek çoğunda, bu yapılandırma sürecinin temel unsurlarından biri, denetim ve düzenleme faaliyetlerinde bulunan, siyasal otoriteden bağımsız bir organın oluşturulması olmuştur. Ülkemizde böyle bir bağımsız organın (Elektrik Piyasası Düzenleme Kurulu'nun) oluşturulması da dünyada gözlenen uygulamalarla uyumlu bir düzenlemedir. Ayrıca, ülkemizin Avrupa Birliği müktesebatına ve enerji mevzuatına uyumu açısından da bu organın kurulması gerekli görülmektedir. Nitekim, Katılım Ortaklığı Belgesinin "Enerji" başlıklı bölümü de elektrik sektörü için bağımsız bir düzenleyici makamın kurulmasını, bu makamın görevlerini etkin bir şekilde yerine getirebilmesi için yetki ve araçlarla donatılmasını, iç enerji piyasasının açılmasını öngörmektedir. Bu Kanun, piyasada kamu adına denetim ve gözetim görevini yapmak üzere bağımsız bir düzenleyici idarenin, "Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu"nun oluşturulması ve teşkilatlandırılmasını da içermektedir. Bu Kanun ile teşkilatlandırılan Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu, elektrik enerjisi piyasasında faaliyet gösterecek tüzel kişiler nezdinde eşit ve adil bir uygulama yapılacağına dair bir güven ortamı yaratacaktır. Bu güven ortamında eşit taraflar arasında ayrım gözetmeksizin faaliyet gösterecek tarafsız bir iletim işletmecisi oluşturularak şeffaf piyasa mekanizmaları tesis edilmesi, piyasa risklerinin paylaşıldığı rekabetçi bir ortamın hayata geçirilmesi hedeflenmiştir. Diğer yandan, Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumunun temsil ve karar organı olan "Elektrik Piyasası Düzenleme Kurulu" da sektöre güven telkin edilmesi dikkate alınarak yapılandırılmıştır. (...)" şeklinde açıklanmıştır.
6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ve 4628 sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun uyarınca;
• Kanun hükümlerinin uygulanmasını; tüketicilere güvenilir, kaliteli, kesintisiz ve düşük maliyetli elektrik enerjisi hizmeti verilmesini teminen gerekli düzenlemelerin yapılması,
• Kanuna, yönetmeliklere, Kurul tarafından onaylanan tarifelere, lisans hüküm ve şartlarına ve Kurul kararlarına aykırı davranıldığı durumlarda idarî para cezası verilmesi; gerekirse lisansların iptal edilmesi,
• Piyasa faaliyetine ilişkin lisansların verilmesi,
• Piyasada faaliyet gösteren tüzel kişilerin faaliyetlerinin, uygulamalarının ve ilgili lisans hüküm ve şartlarına uyup uymadıklarının denetlenmesi,
• Özelleştirilen elektrik dağıtım tesis ve varlıklarına ilişkin her türlü işletme ile yatırım planlaması ve uygulamasında onay ve değişiklik yapılması,
• Dağıtım faaliyetlerinin yönlendirilmesi, izlenmesi ve denetlenmesi,
• Dağıtım hizmetinin Kanunda öngörülen nitelikte verilmesini sağlayacak yatırımların yapılmasının sağlanması, Kurul tarafından onaylanmış yatırımlar, belirlenen sürede ve nitelikte gerçekleştirilmediği takdirde gerekli yaptırımların uygulanması,
• Bir dağıtım şirketinin, mevzuat ihlâllerinin dağıtım faaliyetini yönetmelikte belirlenen usul ve esaslara uygun biçimde yerine getirmesini kabul edilemeyecek düzeyde aksattığının veya mevzuat ihlâllerinin dağıtım faaliyetinin niteliğini ya da kalitesini kabul edilemeyecek düzeyde düşürdüğünün veya mevzuata aykırılıkları itiyat edindiğinin veya acze düşmesi ya da acze düşeceğinin belirlenmesi durumunda kanunda öngörülen yaptırımların uygulanması,
• Tüketicilerin korunması ve hizmetlerin aksamaması için, lisansı sona erdirilen dağıtım bölgesi için başka bir tüzel kişiye dağıtım lisansı verilene kadar her türlü önlemin alınması,
• Dağıtım şirketleri tarafından hazırlanan dağıtım yatırım planlarının onaylanması, gerektiğinde revize edilmesinin sağlanması ve onay verdiği yatırım planlarının uygulanmasının denetlenmesi, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun görev ve yetkisinde bulunmaktadır.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın ise;
• 6446 sayılı Kanun'un 15. maddesi uyarınca, elektrik dağıtım şirketlerinin denetlenmesi, düzenlenen veya karara bağlanan denetim raporlarının Kurul tarafından gerekli yaptırım ve işlemlere karar verilmek üzere Kuruma bildirilmesi,
• 6446 sayılı Kanun'un 16. maddesi uyarınca, genel aydınlatma kapsamında tespit edilen yanmayan, yerinde olmayan armatür ve/veya direklere ilişkin eksikliklerin giderilmemesi durumunun tespiti hâlinde gerekli yaptırımların uygulanmak üzere Kurula bildirilmesi; tespit edilen eksikliklerin giderilmesine ilişkin verilecek süreler ve eksikliklerin tespit esaslarının yönetmelikle belirlenmesi,
• 6446 sayılı Kanun'un Geçici 6. maddesi uyarınca, genel aydınlatmayla ilgili ölçüme ilişkin teknik esaslar ile ödemeye, kesinti yapılmasına, uygulamaya ve denetime ilişkin usul ve esasların yönetmelikle düzenlenmesi yetki ve görevi bulunmaktadır.
4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun genel gerekçesinde belirtildiği üzere, 4628 ve 6446 sayılı Kanunlarla elektrik piyasasının siyasal otoriteden bağımsız bir organ olarak kurulan Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından düzenlemesi ve denetlenmesi amaçlanmıştır.
Dava konusu Yönetmeliğin 10. maddesiyle eklenen Genel Aydınlatma Yönetmeliği'nin 18. maddesinin dördüncü fıkrası; 11. maddesiyle değiştirilen Genel Aydınlatma Yönetmeliği'nin 20. maddesinin birinci fıkrasındaki, "Kullanılacak sayaçlar, yük profili alma özelliğine sahip ve OSOS uyumlu olmalıdır." ibaresi ile ikinci fıkrasında yer alan "Bu kapsamda dağıtım şirketleri, sayaç üzerinden alınan verilerin (yük profili, tüketim değerleri, kesinti bilgileri, sayaç bilgileri ve benzeri) anlık ve/veya çevrimiçi olarak izlenmesinden sorumludur." ibaresi ve 18. maddesiyle eklenen Genel Aydınlatma Yönetmeliği'nin "31/12/2018" ve "01/01/2019" tarihleri dışındaki Geçici 7. maddesi değerlendirildiğinde:
6446 sayılı Kanun'un Geçici 6. maddesinin altıncı fıkrasında, "Aydınlatmayla ilgili ölçüme ilişkin teknik esaslar ile ödemeye, kesinti yapılmasına, uygulamaya ve denetime ilişkin usul ve esaslar Bakanlık tarafından yürürlüğe konulan yönetmelikle düzenlenir." kuralına yer verilmiştir.
Amaçsal ve sistematik olarak 6446 sayılı Kanun’un bütünü incelendiğinde, elektrik piyasasına ilişkin düzenleme ve denetim yetki ve görevinin asıl olarak EPDK'ya ait olduğu, EPDK’nın bu yetki ve görevinin, lisans verilmesinden tarifelerin yapılmasına, idarî yaptırım uygulanmasından yatırımlara onay verilmesine kadar çok geniş bir alanı kapsadığı, Bakanlık ve TEDAŞ’ın ise genel aydınlatmaya ilişkin istisnaî yetki ve görevlerinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Bakanlık ve TEDAŞ’ın yetkisinin dar yorumlanması gerekmekte olup, aksi hâlde Kanun'da öngörülmeyen görev ve yetkilerin her iki idarenin de uhdesinde olduğu şeklinde bir sonuca varılır ki, böyle bir durumun da kanun koyucunun iradesine aykırılık teşkil edeceği aşikardır.
Bu nedenlerle, 6446 sayılı Kanun'un Geçici 6. maddesinin ve buna dayalı olarak yapılan yönetmelik düzenlemelerinin; "Kaideler geniş, istisnalar dar yorumlanır" ilkesi gereği dar yorumlanması ve davaya konu edilen Yönetmelik hükümlerinin, dayanağı Geçici 6. maddede belirtilen "aydınlatmayla ilgili ölçüme ilişkin teknik esaslar ile ödemeye, kesinti yapılmasına, uygulamaya ve denetime ilişkin" hususlarla sınırlı olması, EPDK’nın yetki ve görevinde bulunan genel düzenleme niteliğinde düzenlemeler içermemesi gerekmektedir.
Bu açıklamalar doğrultusunda;
Yönetmeliğin 20. maddesinin birinci fıkrasındaki, "Kullanılacak sayaçlar, yük profili alma özelliğine sahip ve OSOS uyumlu olmalıdır." ibaresi değerlendirildiğinde; "sıfat-ı arızada aslolan ademdir", yani "bir şeyin aslî niteliğinin varlığı, arızî niteliğinin ise yokluğu esastır" ilkesi uyarınca arızî nitelikte olan bu düzenlemenin Kanun'un Geçici 6. maddesi kapsamında olduğunun ortaya konulması gerekmektedir.
Bu itibarla, Genel Aydınlatma Yönetmeliği'nin 20. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "Kullanılacak sayaçlar, yük profili alma özelliğine sahip ve OSOS uyumlu olmalıdır." ibaresinin, dayanağı kanun hükmünü aşan, EPDK tarafından yapılabilecek genel düzenleme mahiyetinde olduğu anlaşıldığından, bu ibarede hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Yönetmeliğin 20. maddesinin ikinci fıkrasındaki, "Bu kapsamda dağıtım şirketleri, sayaç üzerinden alınan verilerin (yük profili, tüketim değerleri, kesinti bilgileri, sayaç bilgileri ve benzeri) anlık ve/veya çevrimiçi olarak izlenmesinden sorumludur." ibaresi değerlendirildiğinde; bu düzenlemeyle dağıtım şirketlerine getirilen "anlık ve/veya çevrimiçi izlenme" yükümlülüğünün, Geçici 6. maddede belirtilen hususları aşan, EPDK’nın yetki ve görevinde bulunan genel düzenleme mahiyetinde olduğu anlaşılmaktadır. Kanun’un Geçici 6. maddesi uyarınca genel aydınlatma sayaçlarının ölçümü ve ödeme için zorunlu olan hususlar dışında dağıtım şirketlerine ek yükümlülükler getirilmesi Kanun'un amacına ve genel hükümlerine aykırılık oluşturacağından, bu ibarede hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Açıklandığı üzere, davaya konu Yönetmelikte yer alan "Kullanılacak sayaçlar, yük profili alma özelliğine sahip ve OSOS uyumlu olmalıdır." ibaresi ile "Bu kapsamda dağıtım şirketleri, sayaç üzerinden alınan verilerin (yük profili, tüketim değerleri, kesinti bilgileri, sayaç bilgileri ve benzeri) anlık ve/veya çevrimiçi olarak izlenmesinden sorumludur." ibaresinde hukuka uygunluk bulunmadığından, Yönetmeliğin Geçici 7. maddesinde de hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Dava konusu Yönetmeliğin 16. maddesiyle eklenen Genel Aydınlatma Yönetmeliği'nin 25. maddesinin ikinci fıkrası değerlendirildiğinde:
Yönetmeliğin 25. maddesinin ikinci fıkrasında, denetimler neticesinde tespit edilen eksikliklerin elektronik, mail, yazı ve bunun gibi yollarla bildirileceği düzenlenmiştir.
Anayasa’da yer alan hukuk devletinin temel ilkelerinden konuyla ilgili iki tanesi "Hukukî Güvenlik" ve "Belirlilik" ilkeleridir. Hukuk güvenliği, normların öngörülebilir olmasını, bireylerin tüm eylem ve işlemlerinde devlete güven duyabilmesini, devletin de yasal düzenlemelerde bu güven duygusunu zedeleyici yöntemlerden kaçınmasını gerekli kılar. Birey, hangi somut eylem ve olguya hangi hukukî müeyyidenin veya neticenin bağlandığını, bunların idareye hangi müdahale yetkisini doğurduğunu bilmelidir. Belirlilik ilkesine göre de, normların hem kişiler hem de idare yönünden herhangi bir tereddüte ve şüpheye yer vermeyecek şekilde açık, net, anlaşılır ve uygulanabilir olması, ayrıca kamu otoritelerinin keyfi uygulamalarına karşı koruyucu tedbirler içermesi de gereklidir.
Dairemizin 04/02/2019 tarihli ara kararıyla, davalı idareden, yerinde olmayan armatür ve/veya önceden mevcut olan direklere ilişkin eksikliklerin ilgili şirketlere elektronik, mail, yazı ve bunun gibi yollarla bildirileceği belirtildiğinden dolayı, "bunun gibi yollarla" ibaresinden hangi iletişim yolunun kastedildiğinin açıklanması istenilmiş olup, cevaben alınan yazıda, 6446 sayılı Kanun'un 16. maddesinin verdiği yetki uyarınca dava konusu maddenin Yönetmeliğe eklendiği, "bunun gibi yollarla" ifadesi ile, mobil uygulama gibi yeni yöntemler ile elektronik haberleşmede yaşanacak yeni gelişmelerin kastedildiği belirtilmiştir.
Yönetmeliğin 25. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "bunun gibi yollarla" ibaresi "Hukukî Güvenlik" ve "Belirlilik" ilkelerine aykırı olduğundan bu ibarede hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Dava konusu Yönetmeliğin 16. maddesiyle eklenen Genel Aydınlatma Yönetmeliği'nin 25. maddesinin beşinci fıkrası değerlendirildiğinde:
Yönetmeliğin 25. maddesinin beşinci fıkrasında, maddenin uygulanmasına yönelik usul ve esasların TEDAŞ tarafından belirleneceği düzenlenmiştir.
6446 sayılı Kanun’un 16. maddesinin sekizinci fıkrasında; "Elektrik dağıtım şirketlerinin denetimleri haricinde de genel aydınlatma kapsamında tespit edilen yanmayan, yerinde olmayan armatür ve/veya direklere ilişkin eksiklerin giderilmesine ilişkin süre verilir. Belirlenen sürelerde eksikliklerin giderilmemesi durumunun tespiti ile belirlenen her bir direk veya armatür için Bakanlığın Kurula bildirmesini müteakip Kurul tarafından beş yüz Türk lirası idarî para cezası verilir. Tespit edilen eksikliklerin giderilmesine ilişkin verilecek süreler ve eksikliklerin tespit esasları yönetmelikle belirlenir. Bu Kanuna göre verilen idarî para cezaları tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenir." kuralına yer verilmiştir.
Kanun genel aydınlatma kapsamında yanmayan, yerinde olmayan armatür ve/veya direklere ilişkin eksikliklerin tespit esaslarının Yönetmelikle düzenlenmesini öngörmüştür. Davaya konu yönetmelik maddesinde ise; kanun koyucu tarafından yönetmelikle düzenlenmesi istenilen hususların konusu, kapsamı ve sınırları belirlenmeksizin TEDAŞ tarafından çıkarılacak usul ve esaslar ile belirlenmesi öngörülmüştür. Bu düzenleme "Belirlilik" ilkesine aykırı olduğu gibi, yetki yönünden de hukuka aykırılık içermektedir.
Bu itibarla, yukarıda yapılan değerlendirmeler çerçevesinde Genel Aydınlatma Yönetmeliği'nin 25. maddesinin beşinci fıkrasında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu Genel Aydınlatma Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 10. maddesinin; 11. maddesiyle değiştirilen aynı Yönetmeliğin 20. maddesinin birinci fıkrasındaki, "Kullanılacak sayaçlar, yük profili alma özelliğine sahip ve OSOS uyumlu olmalıdır." ibaresinin; aynı maddenin ikinci fıkrasındaki, "Bu kapsamda dağıtım şirketleri, sayaç üzerinden alınan verilerin (yük profili, tüketim değerleri, kesinti bilgileri, sayaç bilgileri ve benzeri) anlık ve/veya çevrimiçi olarak izlenmesinden sorumludur." ibaresinin; 16. maddesiyle aynı Yönetmeliğe eklenen 25. maddesinin ikinci ve beşinci fıkralarının ve "31/12/2018" ve "01/01/2019" tarihleri dışındaki 18. maddesinin iptaline karar verilmesi gerektiği oyuyla bu kısımlar yönünden karara katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.