Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2013/2885 Esas 2013/2631 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/2885
Karar No: 2013/2631
Karar Tarihi: 28.03.2013

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2013/2885 Esas 2013/2631 Karar Sayılı İlamı

16. Hukuk Dairesi         2013/2885 E.  ,  2013/2631 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : KULLANIM KADASTROSU


    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Kullanım kadastrosu sırasında Göçerler Köyü çalışma alanında bulunan 28042 ada 688 ve 689 parsel sayılı 1.285,53 ve 505,73 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı ve 688 parsel sayılı taşınmazın ..., 689 parsel sayılı taşınmazın ise ..."ın kullanımında olduğu şerhi verilerek tarla niteliği ile Hazine adına tespit edilmiş ve kadastro tespit tutanakları 08.09.2010 tarihinde kesinleşmiştir. Davacı ..., çekişmeli taşınmazların 1.099 metrekarelik kısmının kendi kullanımında olduğu iddiasıyla adına zilyetlik şerhi verilmesi istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.
    Çekişmeli taşınmazlar, 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarılarak tarla niteliği ile Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı, taşınmazların bir kısmının kendi zilyetliğinde bulunduğunu iddia ederek beyanlar hanesinde kendi adına zilyetlik şerhi verilmesi istemi ile dava açmıştır. Mahkemece, kullanıcı tespitine ilişkin talebin dava yolu ile genel mahkemeden istenemeyeceği ve tespit maliki olan Hazine"ye karşı husumetin yöneltilmemiş olması nedenleriyle davanın reddine karar verilmişse de verilen karar usul ve yasaya uygun düşmemiştir. 3402 sayılı Yasa"nın 12/3. fıkrasında düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde dava açılabilmesi bu tür davalar için de mümkün olduğundan mahkemenin aksi yöndeki kararı doğru değildir. Yine bu tür davalarda husumetin, adına şerh verilen kişi ile tespit malikine yöneltilmesi zorunludur. Somut olayda davacı husumeti sadece adına şerh verilen kişilere yöneltmiş, tespit maliki olan Hazineye yöneltmemiştir. Ancak bu durum, husumetin yanlış değil, eksik yöneltilmesidir ve davanın reddini değil, husumetin yaygınlaştırılmasını gerektirir. Böyle bir durum mahkemece re"sen gözetilmeli ve davanın usulünce Hazineye de yönlendirilmesi için davacı tarafa olanak verilip, taraf teşkili sağlandıktan ve bildirecekleri tüm delilleri toplandıktan sonra tarafların iddia ve savunmalarıyla ilgili tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Davacı tarafın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın talep halinde temyiz edene iadesine, 28.03.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.





    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.