11. Hukuk Dairesi 2017/4248 E. , 2019/3162 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 14. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 28/09/2016 tarih ve 2009/11 E. - 2016/909 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’nce verilen 18/05/2017 tarih ve 2017/262-2017/268 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafındanduruşmalı İstenmiş olup, temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 16.04.2019 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin Bursa Çevre yolu işinin müteahhitliğini üstlendiğini, şirket merkezinin Ankara’da olması sebebiyle Bursa’daki işin takibi ve yapılması için şantiye kurulduğunu, merkez ofisten para akışının sağlanması için davalı banka nezdinde hesap açıldığını, bu hesaba Ankara"daki şirket merkezinden para aktarıldığını, şirket yetkililerinin bu hesaptan para çekerek kullandıklarını, davacı şirketin muhasebe bölümünde çalışan ..."ın sahte belgelerle bankadaki hesaptan 930.000,00 TL para çektiğini, davalı bankanın özen yükümlülüğüne aykırı davranması sebebiyle oluşan bu zarardan sorumlu olduğunu ileri sürerek, bu miktarın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının talebi doğrultusunda fotokopi talimatlar ile bankacılık hizmetlerinin verildiğini, bu çalışma şeklinin 2002 yılında başlayıp 2007 yılının 10. ayına kadar devam ettiğini, bugüne kadar herhangi bir itiraz gelmediğini, bu hesap üzerinden toplam 2510 adet talimat ile işlem yapıldığını, bunun 1126 adedinin faks, 1129 adedinin fotokopi, 143 adedinin ıslak imzalı, 12 adedinin ise talimatsız olarak gerçekleştirildiğini, davacının sadece 30 adet işleme itiraz ettiğini, banka hesaplarının hem merkez hem de şantiye tarafından kontrol edilerek mutabakat sağlandığını, davacı tarafından işlemlere itiraz edilmemesinin yapılan işlemlere icazet verildiği anlamına geldiğini savunarak, davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkemece, davacı şirketin fotokopi talimat ile işlem yapmayı teamül haline getirdiği, yetkisiz olan ..." ın bankadan para çektiğini bildiği, çekilen miktarları ticari defterlerine kaydettiği, uzunca bir süre buna itiraz etmemesi nedeniyle bankanın sorumluluğunun kalktığı ve davacının bu işlemlere icazet verdiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi tarafından, ilk derece mahkemesinin anılan gerekçelerle verdiği red kararının yerinde olduğu, davalı bankadan usulsüz çekildiği iddia edilen paranın, kayden davacı şirket hesaplarına girdiği, şirket kayıtları üzerinde usulsüz harcama belgeleri oluşturulmak suretiyle meydana getirilen zararlardan davalı bankanın sorumlu tutulamayacağı, paranın usulsüz çekildiği kabul edilse bile, çekilen bu paranın şirket kayıtlarına intikal ettirildiği, şirket kayıtları üzerinde usulsüz işlemler yapılması suretiyle oluştuğu iddia edilen zarar ile bankaya atfedilen eylem arasında illiyet bağının kalmadığı, muhasebe elemanının ceza yargılamasındaki mahkumiyetinin de bu şekilde değerlendirilmesi gerektiği, banka çalışanı hakkında beraat kararı verilmiş olmasının da bu yorumu desteklediği, beraat kararında, banka çalışanının ..."la iş birliği içinde olmadığı, fotokopiyle para çekme işleminin süreklilik kazandığı, bu nedenle banka çalışanı sanığın cezai sorumluluğunun bulunmadığına karar verildiği gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 13,00 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, takdir olunan 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 18/04/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.