14. Hukuk Dairesi 2016/11954 E. , 2019/4032 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 04.12.2014 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve ecrimisil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; elatmanın önlenmesi davası konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, ecrimisil davasının kabulüne dair verilen 19.04.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir.
Davacı vekili; müvekkili ile davalının 23.06.2009 tarihinde boşandıklarını, müvekkilinin 18.07.1994 tarihinde 2048 ada 4 sayılı parselde kayıtlı taşınmazı satın aldığını, boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren davalının yukarıda belirtmiş olduğu adreste müvekkiline ait taşınmazı hiçbir yazılı ve sözlü kira sözleşmesi olmaksızın ""diş laboratuvarı"" olarak kullandığını, müvekkilinin tüm sözlü tahliye taleplerine rağmen ilgili taşınmazı tahliye etmediğini ve bugüne kadar hiçbir kullanım bedeli dahi ödemediğini, davalının müvekkilinin sözlü ihtarlarına istinaden teklifte bulunduğunu ve taşınmaza ilişkin müvekkilinin noterden iş yeri olarak kullanım için muvafakat vermesi halinde hem boşanmadan doğan hak ve alacaklarından feragat edeceğini, hem de kendisine aylık kullanım bedeli ödeyeceğini sözlü olarak tahaahüt ettiğini, ancak noterde karşılıklı anlaşarak düzenlenen muvafakatname ve feragatnameye rağmen davalının taahhüdünü yerine getirmediğini, müvekkilinin davalının taahhüdünü yerine getirmemesi üzerine vermiş olduğu muvafakatten vazgeçerek, davalıdan taşınmazın 1 ay içerisinde tahliye edilmesini, tahliye edilene kadar geçen süre için de aylık 1.500,00TL kira bedeli ödenmesini talep ve ihtar ettiklerini, davalının söz konusu taşınmazı tahliye etmemesi ve bu tarihe kadar yıllardır hiçbir bedel ödemeden taşınmazın tamamını kullanmış olması nedeni ile el atmanın önlenmesi ile fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla taşınmazın haksız kullanımından dolayı müdahale tarihinden itibaren 45.000,00TL ecrimisilin yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacının müvekkiline taşınmazı fiilen çalıştığı süre içerisinde kullanmasına izin ve muvafakat gösterdiğine ilişkin 25.08.2014 tarihli muvafakatnameyi verdiğini, davacının daha sonra Ekim 2014"de müvekkilinin kullanmayı sonlandırması için ihtarname çektiğini, ancak ecrimisil talebinin 2009 yılından başlamakta olduğunu, dolayısı ile davacının bu muvafakatname nedeni ile geçmişe yönelik ecrimisil talep edemeyeceğini, ihtar tebliğinden itibaren talep edebileceğini savunmuştur.
Mahkemece el atmanın önlenmesi davası konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, ecrimisil davasının kabulüne, toplam 51.200,00TL ecrimisil bedelinin, 45.000,00TL"lik kısmına dava tarihinden itibaren, 6.200,00TL"lik kısmına ıslah tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek sureti ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.
Somut olayda davacı, 25.08.2014 tarih ve 21104 yevmiye numaralı muvafakatname ile davalının dava konusu işyerini fiilen çalıştığı süre içinde kullanmasına rıza ve muvafakatinin bulunduğunu kabul ve beyan etmiştir.
Ardından davacı, 23.10.2014 tarih ve 34678 yevmiye numaralı ihtarname ile gördüğü lüzum üzerine dava konusu taşınmaz ile ilgili verdiği muvafakatten vazgeçtiğini, bu nedenle işyerinin bir ay içinde tahliye edilmesi, tahliye tarihine kadar işleyecek 1500TL kira bedelinin ödenmesini, aksi halde yasal yollara başvurulacağını davalıya ihtaren bildirmiştir.
O halde mahkemece; davacının 23.10.2014 tarihinde gönderdiği ihtarnamenin davalıya tebliğ edildiği tarih araştırılarak, tebliğ tarihi ile dava tarihi olan 04.12.2014 arasında kalan süreye ilişkin ecrimisil bedeline hükmedilmesi gerekirken, davacının davalıya noter kanalıyla verdiği muvafakatname göz ardı edilerek dava tarihinden itibaren geriye dönük son beş yılın ecrimisil bedeline hükmedilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harçlarının istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.05.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.