Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; TTK’nun 688/6.maddesinde; bonoda tanzim yerinin yazılı olması gerektiği, aynı kanunun 689/son maddesinde ise, tanzim edildiği yer gösterilmeyen bir bononun tanzim edenin adı ve soyadı yanında yazılı olan yerde tanzim edilmiş sayılacağı hüküm altına alınmıştır. Somut olayda, takibe dayanak bonoda tanzim yeri “........................... Kat:2 D:5" olarak yazılı ise de, bu adres bir idari birimi içermemektedir. Yukarıda yazılı yasa maddeleri nazara alındığında senet; tanzim-ödeme yeri unsurunu taşımadığından bono vasfında sayılamaz. Bu durumda, keşidecinin ad ve soyadının yanında yazılı bir yer ismi de bulunmadığından (HGK’nun 02.10.1996 T. ve 1996/12-590 E-K. sayılı kararında da belirtildiği üzere) bu senet kambiyo senedi vasfında sayılamaz. Borcun kabul edilmemiş olması da dikkate alınarak İİK’nun 170/a-2.maddesi gereğince mahkemece re’sen takibin iptaline karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 13.12.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.