6. Hukuk Dairesi 2021/1044 E. , 2021/1231 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın davacı yönünden kabulüne, diğer yönlerden reddine yönelik verilen hüküm davalı ..., ... ile müdahiller .... ve diğerleri vekilince duruşmalı, davalılar ..., SGK, T. Garanti Bankası A.Ş., ..., ...Varlı Yönetim A.Ş. ve bir kısım davalılar vekilince duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde asli müdahiller vekili Avukat ...., davacılar vekili Avukat ... ile davalılar duruşma temyiz talebinde bulunan davalılardan ... vd. vekili Avukat ..., davalı asıl ... ve vekili avukat ... ... davalı... Varlık Yönetim A.Ş. (... Varlık) vekili avukat ....Gün, davalı ... vekili avukat ..., avukat ...., hazine vekili avukat.... ve Vergi Daireleri vekili avukat ... ....gelmiş olup, tebligata rağmen başka gelen olmadığı anlaşılmakla duruşma esnasında duruşma talebinde bulunan asli müdahiller vekili avukat .... mürafa talebinden vazgeçtiğini ve yine duruşma talebinde bulunan bir kısım davalılar vekili avukat ..."in de duruşma talebinden vazgeçtiğini beyan ederek temyiz incelemesinin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Asıl ve birleşen davada davacı vekili, arsa sahibi murisleri .... ve .... ile davalı yüklenici ... arasında yapılan asıl ve diğer davalı yüklenici ... arasındaki ek arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince taşınmazın büyük bir kısmının ..."a devredildiğini, ancak müteahhit ..."un edimini yerine getirmediğini, ayrıca taşınmazların bazı hisselerini 3. kişilere devrettiğini, yine müteahhidin borçlarından dolayı taşınmazların tapu kaydında haciz, rehin şerhi bulunduğunu, sözleşmelerin tanziminden bu yana 17 sene geçtiğini ve müteahhidin ediminin çok az bir kısmını yerine getirdiğini, ek 17.10.2002 tarihli sözleşme şartlarının yerine getirilmediğini, zira 1560 ada 1 parseldeki 1/4 hissenin yeni yüklenici ..."a devri gerekirken 3. şahıslara devredildiğini, davalı müteahhidin bu saatten sonra edimini yerine getirmesinin mümkün olmadığını ileri sürerek, asıl ve ek sözleşmenin geriye etkili feshi ile davalı müteahhitten taşınmaz satın alan diğer davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tapuya kayıt ve tescili ile dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarındaki haciz, rehin, ipotek satış vaadi ve bütün takyidatların terkinine, ayrıca fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 10.000,00 TL menfi zararın davalı ..."tan tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiş, daha sonra davalı ..., ..., ... ve ... hakkındaki davadan feragat ettiğini bildirmiştir.
Asli müdahiller vekili, müvekkillerinin kök muris..."nın mirasçıları olduğunu, 858 ada 23 parselin 89,90 ve 91 parsellere ifrazı sonucu tapuya tescil edilen 1/4 hissenin vasiyetname gereği ...."a, 3/4 hissenin ise kök muris ..."nın imzaladığı arsa payı karşılığı inşaat ve gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi gereği davalı yükleniciler ve diğer davalılar adına kayıtlı olduğunu, davacı ... ... "ın bu 3/4 hisse üzerinde vesayeten veya veraseten hiçbir hakkı bulunmadığını, TMK"nın 602. Maddesine göre vasiyetnamenin tenfizinin vasiyetnameden haberdar olduktan itibaren 10 yıllık müddet içerisinde istenmesi gerektiğini, aksi takdirde zamanaşımına uğrayacağını, olayımızda da 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, bu nedenle kök muris ... ile yükleniciler ve diğer davalılar arasında imzalanan arsa payı karşılığı inşaat ve gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin feshi halinde Sakarya Mah. 850 ada 89,90,91 parsellerin davalı yüklenici ve diğer davalılar adına olan 3/4 oranındaki tapu kaydının iptali ile müvekkilleri adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir .
Davalı ..., ..., ..., ..., ... ve ... vekili, müvekkilleri adına kayıtlı ... Mah. ... ada 1 parselin davalı ... ve ... ile davacı ... arasında süren pazarlık sonucu satın alındığını, taşınmazı 1/4 oranında satın alan ..."nun daha sonra taşınmazı müvekkilleri ... .... ve ..."a sattığını, davacının murisleri ile müteahhit arasında imzalanan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin tapuya işlenmediğini, aradan 17 sene geçtiğini, dava ve talebin zamanaşımına uğradığını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir .
Davalı ...... vekili; müvekkilinin davacı ile davalı müteahhit ... arasında imzalanan sözleşmeden haberdar olmadığını savunarak, TMK"nın 1023. maddesi gereğince davanın reddini istemiştir.
Davalı ... vekili; müteahhidin kendisine düşen arsa, daire ve binaları satma hakkı bulunduğunu, buna dayanarak taşınmaz alan müvekkilinin iyiniyetinin korunması gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer bazı davalılar vekilleri ve davalılar, iyiniyetli olduklarını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, asıl ve ek sözleşmenin geriye etkili feshine, ... ada 92 parsel malikleri ..., ... ve ... ile gayrimenkul satış vaadi alacaklısı ... hakkında açılan davanın vaki feragat nedeniyle reddine, davalı ... hakkındaki davanın reddine, .... Mahallesi .... ada 12,2,8 parsellerin maliki ... ,... ... ... ada 10,7 parselin maliki ..., ... Mahallesi .... ada .... parselin maliki ..., ... Mahallesi ... ada 3 parselin maliki ..., ... Mahallesi .... ada 5 parselin maliki ..., .. Mahallesi .... ada 9 parselin maliki .... hakkında açılan davanın vaki feragat nedeniyle REDDİNE, diğer davalılar hakkındaki davanın kabulüne, dava konusu ... ada 1 parsel, ... Mahallesi 1560 ada 2,3,4,5,6,7,8,9,10,11,12 parseller, ... Mahallesi ... ada 89,90,91 parseller, .... Mahallesi .... ada 91 parsellerde ... hissesine konulan haciz, ipotek, rehin ve satış vaadi şerhleri ile davalı ..."dan hisse alan davalıların payları üzerine konulan haciz, ipotek ve rehinlerin kaldırılmasına, asli müdahiller vekilinin davasının reddine, davacının tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı asli müdahiller vekili, davacılar vekili ve davalılar ..., ..., ..., ... vekilleri ile davalı .... Varlık Yönetim A.Ş., Garanti Bankası A.Ş. ve Balıkesir Vergi Dairesi vekilleri temyiz etmiştir.
1) Mahkeme kararının hüküm fıkrasının 5. bendinde davalılardan ... hakkında açılan davanın da vaki feragat nedeniyle reddine karar verilmiş, kararın gerekçesinde ise “Dava devam ederken davacı vekili davalılar ..., ..., ..., ...ve ... hakkında açılan davada feragat ettiğini bildirmiştir. Hüküm kısmında bu davalılar hakkında feragat sebebiyle red karar verilmiş, ancak hükümde sehven davalı ..."ın da ismi yazılmak suretiyle hata yapılmıştır. Davalı ... hakkında feragat beyanı bulunmamaktadır” açıklamasına yer verilmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası yargılamanın açıklığı ilkesini kabul etmiştir. Gerek mülga 1086 sayılı HUMK’nun 382 ve devamı maddelerinde gerekse yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK"nın 294 ve devamı maddelerinde hükmün nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca hükme bağlanmıştır. Yargılamanın açık bir şekilde yapılması ve tesis edilen hükmün açıkça belirtilmesi ilke olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle hükmün açık, anlaşılır ve şüpheye yer vermeyecek şekilde infazı kabil olarak kurulması ve de en önemlisi sonradan yazılacak gerekçeli kararın kısa karara uygun bulunması gerekir. Aksi halde, yargılamanın açıklığı ilkesi dolayısıyla kamu vicdanı zedelenmiş olacaktır. Kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki olmaması gerektiği gibi, gerekçe ile hüküm fıkrası arasında da çelişki bulunmaması yasal bir zorunluluk olup, HMK"nın 298/2. maddesinde gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı düzenlenmiştir. Kararların bu hususlara aykırı oluşturulması mahkeme kararlarına duyulan güveni sarsacağı gibi, verilen kararların hukuki denetiminin yapılmasını da olanaksız kılmaktadır.
Somut olayda, davacılar vekilinin davalılardan ... hakkında feragat beyanı bulunmadığı mahkeme ilamının gerekçe kısmında belirtilmiş olmasına rağmen, hüküm kısmında davalı ... hakkındaki davanın vaki feragat nedeniyle reddine karar verilmesi suretiyle gerekçeyle hüküm arasında çelişki yaratır şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu"nun 10.04.1992 gün ve 1991/7 Esas, 1992/4 Karar sayılı ilamında mahkeme kararında çelişki bulunması halinde bunun mutlak bozma nedeni olacağı belirtilmiştir. Bu durumda anılan İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca mahkemenin önceki kararı ile bağlı olmaksızın çelişkiyi kaldırmak suretiyle vicdani kanaatine göre karar verebilmesini teminen diğer yönler incelenmeksizin hükmün bozulması gerekmiştir.
2) Bozma sebep ve şekline göre, asli müdahiller vekili ve davalılar ..., ..., ..., ... vekilleri ile davalı... Yönetim A.Ş., Garanti Bankası A.Ş. ve Balıkesir Vergi Dairesi vekillerinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacılar lehine BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, kararı temyiz eden asli müdahiller vekili ve davalılar ..., ..., ..., ... vekilleri ile davalı .... Yönetim A.Ş., Garanti Bankası A.Ş. ve Balıkesir Vergi Dairesi vekillerinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine, 04.11.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.